İyi ki Hukuk Fakültesi mezuniyeti ardından Avukat olmadın, iyi ki o dönem kurduğun danışmanlık şirketinin genel müdürü olmaktan vazgeçtin, hatta hakkını vererek yapsan da Deniz Ticaret Odası’nda ‘Piyasa Analizleri’ de sunmaktan ve daha belki nicelerinden vazgeçtin ve içinde büyüttüğün o kocaman sanatına sarıldın. Aldığın her ödül ve başarıya sevincimizle ortak oluyoruz. Düşündüren, sorgulayan bu filmlerin, senin girişimci ruhunun eseri. Genç filmcileri, yönetmenleri de kucaklayacak olan bu girişimciliğinle özgürce koyulduğun bu seferin; mavi vatanda daha nice yelkenlerin açılmasını da sağlayacak, eminim. Tebrik ederim, rüzgârın kolayına, yolunsa daima açık olsun… Sen iyi bir insansın ve güzellikleri fazlasıyla hakediyorsun.
18 Mart’ta üzüldüm…
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitlerimizi Anma günü vesilesiyle düzenlenen, tarihi önemdeki bu kutlu ‘Deniz Zaferimiz’e saygı törenine katılmak için bu defa da Türk Deniz Kuvvetleri’mizin davetiyle seher vakti yola koyulduk. Eceabat’tan feribota bindik, milletimiz ellerinde Ay Yıldızlı Bayrağımız, şehitlerine ve tarihine saygı için meydanlardaydı.
Şehitlerimizin hakkını ödeyemeyiz. Ancak emanetlerine önce onlara saygımızı yaşatarak sahip çıkabiliriz diye düşünüyorum. Saygımızı göstermeli, hatırlamalı ve canları pahasına tarihe altın harflerle kazıdıkları kahramanlıklarını unutturmamalıyız. Duygularımı sanırım şöyle tarif edebilirim: Güçlü bir vefa ve tabii ki haklı bir gurur. Bir diğer vakur heyecanım ise; bu görevi çok da anlamlı kılacak şekilde yapabilecek olmamdandı. Kendi tersanemizde kendi mühendislerimizin inşa ettiği Donanmamıza ait gemilerimizden olan TCG Oruç Reis gemimizle ilk defa seyir de edecektim. Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir mücadelede canını siper ederek bizlere bu cennet vatanı emanet eden, tüm dünyanın önünde saygıyla eğildiği, Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve kahraman askerlerimizi kendi gemimizden vefa ve minnetle selamlayacaktık…
Tören öncesi geçiş töreni için Amiral Gemisi TCG Oruç Reis’te bulunmamız istenmişti. Çanakkale Boğaz Komutanlığı’na vaktinden önce sabah 10.00’da vardık. Subaylarımız bize belirttikleri vakitte, B. Komutanlığı girişinde yüksek nezaketle bizleri karşıladılar. Oradan TCG Oruç Reis’e geçmek üzere hareket ettik. Merdivenlerden çıkıp başımı kaldırdığımda, “Geminize hoşgeldiniz” diyen Donanmamızın güler yüzlü Bahriyelilerinin sıcak ve içten karşılaması beni ziyadesiyle mutlu etti.
Gemide ve denizde teknik-emniyet kuralları açıklamaları yapıldıktan sonra, gemi limandan hareket etmeden önce ‘Denizlerin Hakimi, TCG Oruç Reis’i gezmek istedim. Gemi seyir subayının refakâtinde gemimizle tanıştım. Subaylarımız pırıl pırıldı göğsüm kabardı, Kızımıza da çok iyi bakmışlar zira tertemiz, adeta ışıldıyordu…
Bizler için mütevazı ancak özenle bir öğle yemeği hazırlanmıştı. Menü seçimi harika ve çok lezzetli idi. Başta Oruç Reis Gemisi Komutanımız olmak üzere yemekte bizimle sohbet eden Amiral, Albay, Teğmen ve Gemi Personeline içtenlikle teşekkür ederim. Zira tek kadın olarak sözü aldım, sorularımı peşpeşe sıraladım. Sohbetin genelinde soruların içeriği; jeopolitikten, deniz savunmaya; yaşamdan, milli gemi inşasına kadar Deniz Zaferimizin anlam ve önemini kucaklayan çok geniş bir yelpazede idi. Örneğin: Neden İstanköy denmiyor da, Kos deniliyor ve benzeri yönde bütüncül denizcilik gücü için zengin bir sohbetti.
Sonra geçiş töreni öncesi basın mensupları olarak tüm senaryoları çizdik, kim nerede duracak vs. akış planının üzerinden geçtik. Tam avara olacağız, son beş dakika, bir ‘talimat–haber’ geldi: Olumsuz hava koşulları nedeniyle geçiş töreni iptal! Hiç beklenmedik bu habere kadar, yüreğimde kelebekler uçuşurken sanki gök yarıldı ve kanatlarına kocaman dolular indi!
Asker-sivil farketmez, denizciler günümüz teknolojisiyle hava tahminlerini önceden ya da an be an elde edebilir, daha risksiz olan sabah saatinde bu resmi geçiş öne çekilerek planlanabilirdi, havanın akşama doğru bozulacağı belliyse eğer. Biz geliş ve geri dönüş yolunda feribotla gayet sorunsuz geçtik. Denizde kuzucuklar dahi yoktu. Hava 17.00 gibi bozdu. Hem zaten Çanakkale’nin rüzgârı ne zaman eksik oldu ki? Ayrıca bizim Bahriyelilerimiz havanın şiddeti kaç olursa olsun bu geçişi yapabilecek kabiliyette ve gemilerimiz de kapasitede… Geçiş nizamı açısından akıntı, rüzgârsa sebep; sadece TCG Oruç Reis Fırkateynî ile bile olsa, silah endaz takımıyla karşılama ve çimariva’dan da vazgeçilip sadece siren ve top atışıyla bu görev bir vefa ve minnet görevi olarak yerine getirilemez miydi? Biz, teşekkür ederek gemiden ayrıldık, herkesin yüzünde aynı üzüntüyü gördük ve Conk Bayırı’na doğru yola koyulduk. Denizden selamlayamasak da, şehitlerimizi karadan selamladık.
Akdeniz’in en büyük Donanması’na sahip Kuvveti olarak hava şartları nedeniyle görevimiz yarım kaldı. Bu geçiş ile dünyaya çok güçlü stratejik bir mesaj da verecektik. Aynı gün; Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında, Afrin Operasyonu da bir zafer olarak tüm dünyaya tarihi önemde bir cevap olarak verilmişken (Deniz Zaferimizle aynı güne denk getirilmesinin dünyaya tarihi bir mesaj olduğu görüşündeyim), keşke bu geçiş törenini de yapabilseydik. Bence bu geçiş, Çanakkale Köprüsü temel atma töreninden stratejik ve manevi anlamda daha önemliydi. Neden iptal edildi? İçime sinmiyor ve kabul edemiyorum. Türkiye’de gündem çok hızlı değişiyor, bazen dakikalar yetiyor, ancak kutlu zaferlerimiz tarihe bir kere yazılıyor, bu nedenle bu serzenişimi yazmak ve bir daha tekrarı olmamasını gönülden temenni ediyorum. Kimlerden mi? Bu kararı veren yetkili kişilerden.
Alkışlar Katar Fatihlerine
Türk Deniz Kuvvetleri’miz ile Savunma Sanayi Müsteşarlığı’mızın yakın geçmişte ortaya koyduğu irade, mevyelerini vermeye başladı, MİLGEM ile başlayıp diğer platformların envantere geçmesiyle Deniz Savunma Sanayimizde güçlü referanslara sahip olan birçok özel sektör tersanemiz, Dimdex Fuarı’nda, Katar’ın Fatihi olarak milyon dolarlık kontratlara imza attılar.Geçmişte hedeflenen ilk adımları ve gerçekleşecek maraton koşusunun öncüsü Türk Deniz Kuvvetleri’mize bir kere daha teşekkür ediyorum. MİLGEM’in 3’üncü gemisi “Burgazada ilk seyrini başarıyla tamamladı” haberini sanırım ilk biz verdik, bu haberi yaparken yüreğimiz Kelebekler Vadisi gibiydi…. İstanbul Tersanesi Komutanlığı yeni inşa planlamaları kapsamında tersanenin kapasitesini bazı pratik düzenlemelerle artırmayı (kızak, havuz gibi) düşünmeye başlamıştır diye umuyorum.
İyi olan kazansın!
Seçimler son altı aydır en sık sorulan konular arasındaydı. İki taraf da “yüzde 70 biz öndeyiz” dedi. 8 Nisan akşamı kazanan grup belli olacak. Metin Beyler, Beyaz; Tamer Beyler Mavi renkteki pusulalara sahip olacaklar diye biliyorum.
Sırasıyla Metin Kalkavan da, Tamer Kıran da ilk ve tek resmi röportajlarını sadece MarineDeal News’e özel verdiler. Herkes çok çalıştı. Seçim süresince yapılan kampanyalarda adil olan, iyi olan, seçmeni ikna eden kazanacak. Minderin dışına kim çıktı, kim Deniz Ticaret Odası’nı ulusal ve uluslararası arenada yürekten geliştirecek, sektörün ufkunu hangi Başkan daha iyi açacak, seçmenler karar verecek. Bize düşen hakeden kazansın demek. Seçim sonrası başkan adayları dahil sonuç ne olursa olsun herkes kelebekler gibi hafifleyecek bundan eminim.