Geride bıraktığımız 2011 yılı dünya genelinde arka arkaya yaşanan önemli gelişmelere sahne oldu. Tanık olduğumuz bu olumsuz gelişmeler hem Türkiye’de hem dünyada bir çok insanı derinden etkiledi. Özellikle ABD ve AB ülkelerinde yaşanan negatif ekonomik gelişmeler, Ortadoğu ülkelerindeki siyasi, politik ve toplumsal olaylar tüm insanlığı; dünya nereye gidiyor, nasıl bir hâl alacak sorularını daha da cevapsız kılan bir çıkmaza sürükledi.
Son yıllarda gerçekleşen doğal afetler, özellikle yaşanan depremlerin dünya üzerindeki kalıcı etkileri, insanlarda kaygı halini yükseltti. Dünyadaki açlık, işsizlik, bölgesel savaşlar, şiddet olayları derken ardı ardına yaşanan ekonomik çöküşler de devletlerin “daha iyi ve yaşanılır dünya” yaratma gayretlerindeki ilerlemede elini kolunu bağladı. Dünyanın geleceğini tehdit eden çevresel faktörler ekosistemi gitgide bozuyor ve oluşan hasarlar daha sağlam adımlarla insanlığın üzerine üzerine gelmeye devam ediyor. Bu da “Rüzgâr eken, fırtına biçer” sözünü hatırlara getiriyor. Sadece ülkemizdeki olaylar dışında dünyada gerçekleşen gelişmelerden haberdar oluyor bütününde kaçınılmaz olarak hem biyolojik hem ruhsal olarak etkileniyoruz.
Nasıl bir dünyada yaşamak istersiniz diye sorulsa, hepimizin türlü arzuları ve gerçekleşmesini hemen istedikleri dilekleri vardır. İnsanın yaradılışındaki özelliklerinden en önemli ikisi; unutabilmesi ve umut edebilmesi diye düşünüyorum. Hiç düşündünüz mü: Ya unutamasaydık! Her kötü sonda, ya umut etmeyip ümidimizi yitirseydik; acılarımızı dindirip iyileşemezdik. İnsanı diğer canlılardan ayıran en güçlü bir diğer özelliği ise iradedir. Daha yaşanır bir dünya için evrendeki potansiyeli, eğer istersek ve ortak akılla hareket edersek sorumluluklarımızın bilinciyle daha iyiye dönüştürebiliriz.
“Her inişin bir çıkışı vardır!”
2011’in hatta son üç yılın tüm dünyayı kötü etkilediği kaçınılmaz bir gerçek. Bir çok ekonomistin Büyük Buhran’dan daha kötü dedikleri bu dönemi düşündüğümde “tarih tekerrürden ibarettir” sözünü hatırlıyorum. Ancak tarih, gerçek anlamda tekerrür etmese de bir devirsellik sözkonusu ve her dönem kendi olayları içinde tarihi olaylarla benzerlikler gösteriyor. Ancak bu benzerliklerin önceki olaylardan farklı neden ve sonuçları oluyor. İyisimser bir yaklaşımla bilimsel gerçekliklere olan yakınlığım ile olumlu düşünüp “her inişin bir çıkışı vardır” kuralını da hatırlamadan edemiyorum. Dünyanın bu rahatsızlığı bir gün mutlaka iyileşecektir. Benim isteğim bunun mümkün olan en az zararla en yakın zamanda olmasından başka bir istek değildir.
Dünya ekonomisi büyüme projeksiyonu 2012 yılı için büyük resmi maalesef denizi mavi, havası güneşli göstermiyor. 2012’de dünya piyasalarını bekleyen büyük riskler var ve anlaşılıyor ki, bunlar hemen yola koyulamayacak. Bildiğiniz gibi denizcilik sektörü ulusal ve uluslararası ticarette en büyük payı oluşturmaktadır. Dünya ticaretinde yer değiştiren malların yaklaşık yüzde 90’ı denizyoluyla taşınmaktadır. Ekonomik anlamda Türkiye ekonomisinin 2011’de yüzde sekizlik büyüme oranı ile tüm dünya yatırımcılarının ilgi odağı olması her ne kadar sevindirici olsa da 2012 yıl sonu büyüme tahminleri hedefi iyimser şekilde yüzde 5 civarında gösteriyor. Bu da ülke olarak dünyadaki gelişmelere paralel etkilenileceğimize işaret ediyor. Bir de ülke ekonomisine değil, direkt dünya ekonomisiyle etkileşip global krizden direkt yara alan ve üç yıldır iradesini, “direnç” göstererek ortaya koyan Türk ticaret filosu sahipleri ile Türk tersanecileri var ki, ciddi zorluk içindeler. Umuyorum bu dönemi hükümetin de kuvvetli desteğiyle en kısa sürede atlatabilirler. Denizcilik sektörü diğer sektörler kadar güçlüdür ve sermaye piyasalarında ekonomiyi olumlu yönde etkileyecek önemli değerlere sahiptir. Bu nedenle diğer devletlerle bu alanda rekabet edebilmemiz için ülkemizde denizciliğe daha fazla önem vermemiz gerekmektedir.
En samimi duygularla; evrenimizde yaşayan tüm canlılar için tüm iyiliklerin harekete geçip bizleri mutlu edecek sonların gerçekleşmesini ve bu devirsellik içinde bu güzelliğin böylece sürüp gitmesini diliyorum.
Hep birlikte nice mutlu senelere…
