DENİZ ÇAKAR

Sezin Morkaya Slaats

“Türkiye, Avrupa’da, özellikle son yıllarda ekonomik açıdan kaydettiği başarısıyla dikkatleri üzerinde toplayan bir ülke” diyen Türkiye Cumhuriyeti Anvers Başkonsolosu Deniz Çakar, hem Türkiye’nin hem de Belçika’nın iş çevrelerinin ‘business’ konusunda aynı yaklaşıma sahip olduğunu vurgulayarak, önemli bir liman olan Anvers Limanı’nın Türk firmalarına sunduğu avantajları MarineDeal News’e anlattı

1) Türkiye ile Anvers arasında giderek büyüyen bir ticaret hacmi göz önüne alındığında, Anvers Limanı’nın Türk şirketlerine sunduğu avantajlar nelerdir?
Bildiğiniz gibi Belçika, Avrupa Birliği içerisinde stratejik bakımdan çok önemli bir pozisyonda ve tam bir geçiş noktası. Bunu, limandan ürünleri teslim alan tırların izlediği rotalardan da anlayabiliyoruz. Anvers tam bir yol ağıyla örülmüş durumda, Belçika genel olarak, Anvers de liman bazında. Doğal olarak bu Anvers’i Kuzeybatı Avrupa pazarı için tam bir merkez haline sokuyor. Bu işleviyle de Anvers diğer kıtalara daha kolay ulaşım sağlayan bir pozisyonda. Yaklaşık 500 limana doğrudan erişim var. 1500 limana da dolaylı bağlantı sağlayan bir konumda. Hem Türkiye’nin hem de Belçika’nın iş çevrelerinin ‘business’ konusunda yaklaşımı aynı. Her ikisi de pragmatik ve her ikisi için de öncelik işin zaman ve mesafe bakımından kısaltılarak kolay bir şekilde halledilmesi. Bu anlamda Anvers Limanı’nın avantajları Türk firmaları bakımından da fazlasıyla kullanılabilecek durumda.

2) Anvers Liman İdaresi’nin Türk firmalarına sağladığı bazı spesifik kolaylıklardan söz edelim. Türkiye ile olan ticari ilişkileri güçlendirmek adına Anvers Liman İdaresi’nin yaptığı girişimler nelerdir?
Anvers Liman İdaresi Anvers’in çok özgün ve avantajlı konumu nedeniyle aslında pek çok ülkeye eşit mesafede ama çeşitli kolaylıkları da beraberinde getiren bir tutum sergiliyor. Mesela Türkiye özellikle pazarlama planlamasında odak ülke konumunda. Özellikle çelik ve otomotiv ürünler Anvers Limanı’nın ilgisini çeken alanlar. Türkiye Avrupa’da özellikle son yıllarda ekonomik açıdan kaydettiği başarısıyla dikkatleri üzerinde toplayan bir ülke. Tabii bu Belçikalı ticaret ortaklarımızın da ilgi alanında. Bu çerçevede Türk firmalarının çeşitli konularda, doğru yer, sübvansiyon şartları, teknik ve eğitimli eleman yetiştirme gibi konulardaki arayışlarında Anvers’deki temsilcilikleri bir destek rol üstleniyor. Bu arada belirtmek gerekirki Belçika’nın ihracatının yüzde 80’ini Flaman Bölgesi sağlıyor. Dolayısıyla Flaman Bölgesi’ndeki Anvers, Limburg, Doğu Flandre gibi ekonomik açıdan güçlü eyaletlerde mevcut ticaret odalarının Türkiye ile ilgili iş birliği geliştirme veya ‘fact-finding’ misyonları oluyor. Bunu Anvers Ticaret Odası da büyük sıklıkla gerçekleştiriyor. Gent Ticaret Odası da aynı şekilde. Mesela geçen sene Gent Ticaret Odası ve DEİK arasında karşılıklı tanışma amaçlı bir iş semineri ve toplantısı yapıldı. Belçika’daki yerleşik Türk iş çevreleriyle, Türkiye ile yakın iş yapan Belçikalı işadamları Türkiye’den gelen DEİK temsilcileriyle biraraya geldiler ve olabilecek mevcudun üzerine eklenebilecek iş olanakları konusunda ayrıntılı görüş alışverişinde bulundular. Faydalı bir faaliyet oldu. Yine mesela geçen yıl Flaman Başbakanı Kris Peeters başkanlığında bir iş ve ticaret heyeti Türkiye’ye ziyarette bulundu. Türk muhataplarıyla ayrıntılı görüşmeler gerçekleştirdiler. Mesela 2012 yılı için daha da büyük bir hedef söz konusu. Belçika Veliaht Prensi Filip’in başkanlığında kapsamlı bir ticaret heyetinin Türkiye’ye gitmesi için yoğun şekilde çalışmalar sürdürülüyor. Dolayısıyla tüm bunlar Belçika ticaret çevrelerinin ülkemize olan ilgisinin ve odağının bariz göstergeleri. Tabii Liman İdaresi ve limanla ilgili çalışmalar bu faaliyetlerin hep içerisinde. Liman İdaresi Başkanı bu tür heyetlerin içerisinde olan vazgeçilmez temsilcilerden bir tanesi.

3) Anvers  Liman İdaresi Türk firmaları açısından Avrupa Birliği içinde daha etkili dolaşım imkanları sağlamak adına olanaklar sağlıyor mu?
Karada bulunan ülkelerle bağlantı kurulması son derece kolay. Türkiye açısından bakıldığında, Avrupa Birliği normları ve uygulamaları çerçevesinde bize de aynı şekilde yaklaşılıyor. Ama mesela şunu söyleyebilirim, özellikle depolama konusunda Anvers Liman İdaresi’nin çok büyük imkanları ve kolaylıkları var. Bunu Belçika çapında en iyi şekilde kullanan bir firma var mesela: Katoen Natie. Katoen Natie Belçika’daki en büyük lojistik firması, yani üzerinizde giydiğiniz, evinizde kullandığınız, yediğiniz, içtiğiniz, dünyanın her bir tarafından Anvers Limanı’na gelen tüm ürünler, eşyalar, ağırlıklı olarak Katoen Natie’nin depolarında toplanıyor ve buralardan gerek deniz yoluyla gerek kara yoluyla bütün Avrupa’ya Türkiye de dahil olmak üzere dağıtılıyor. Mesela Katoen Natie’nin şu anda İstanbul’da, Mersin’de ve Gaziantep’de depoları, büyük antrepoları  var. Firma, İzmir için de çalışmalarını devam ettiriyor. Katoen Natie bu alanda Belçika’nın en büyük firması. Türkiye’de 4. yerini açmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Karadeniz’i de inceliyorlar. Çok başarılı Türk endüstri mühendisleri ve üst düzey yetkililer var.

4) Türkiye’nin Belçika’nın Flaman Bölgesi ile olan ticaret hacmi nedir ve özellikle son durumdan bahsedebilir misiniz? Flaman Bölgesi ile olan ticari ilişkilerin daha da geliştirilmesi için neler yapılabilir?
Türkiye, Flandre Bölgesi’nde ihracat yapılan ülkeler sıralamasında 12. sırada yer almakta. 2009’da yüzde 11 gerileme olmuştu ama 2010’da tekrar ihracatta önemli artış oldu. 3,7 milyar euro rekor düzeyde bir artış denebilir (yüzde 38 ile artış Flaman bölgesinin ortalama eksport büyümesinin iki katı). En önemli ihraç kalemlerinden tekstil sektörü geçen seneye göre iyi performans gösteremedi (yüzde 4,44 düşüş). Diğer sektörler ihracatta önemli artış kaydetti. Dikkat çekenler arasında: nakliye-taşıma ürünleri (yüzde 74,98 artış), makina ve elektrik ürünler (yüzde 55 artış), steel scrap ve mineral ürünler (yüzde 54,55 artış), sanal ürünler ve uygulamalar (yüzde 32,24 artış). Kimyasal ve ilaç sanayindeki ürünlerde de bir “patlama” kaydedildi. Sanayinin bu dalı, 2010 yılında Flaman Bölgesi’nin Türkiye’ye ihracatının yüzde 22’si oranında bir tutara ulaştı.
İlişkilerin daha da geliştirilmesi için sürekli heyet ziyaretleri ve toplantılar önemli. Anvers, esasen dünya elmas ticaretinin merkezi olması, limanı sınırları içerisinde bulundurması nedenleriyle zaten birçok toplantıya ev sahipliği yapan bir avantajlı şehir konumunda. Gerek dünya ticaretiyle ilgili gerekse ticari alanlarda yapılan meslek temelli toplantıların büyük bir çoğunluğunda Türkiye’den de yoğun bir katılım gerçekleşiyor. Zaten Türkiye de çok ilgi çeken bir ülke. Özellikle ortaya koyduğu büyüme ve sergilediği ekonomik performansla şu anda Belçika’nın odağında en önemli konumda olan ülkelerden bir tanesi ve mesafe olarak da en yakını. Coğrafi olarak Türkiye’den, Türkiye konumunda olup Belçika’ya daha yakın olan bir başka ülke daha yok. Özellikle Çin ve Brezilya gibi ülkelerle kıyaslandığında mesafe bakımından en avantajlı ülke Türkiye ve bir de insan köprüsü var arada. Çok başarılı iş adamlarımız ve iş adamlarımızın oluşturduğu sivil toplum örgütleri var. Dolayısıyla Belçikalı ticaret çevreleri de bu kanalları layıkıyla kullanıyor ama Türkiye’den gelip giden heyetler de buna artı bir ivme katıyor.

5) Türkiye ile kıyaslandığında Belçika’nın denizciliğe devlet politikası olarak yaklaşımında ne tür farklılıklardan söz edebiliriz?

İlginç olan şudur ki; Liman İdaresi ile olan temaslarımızdan, Belçika Denizcilik Kanunlarının çok eski olduğu, bugünün ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak ve bizimkine oranla aslında çok daha demode kaldığı anlaşılıyor. Bu nedenle bu konuda ‘best prac-tice’ yöntemiyle çok ayrıntılı bir çalışma içerisindeler. Biliyorsunuzki Belçika Liman İdaresi’nde Singapur Liman İdaresi’nin önemli bir rolü var. Singapur Liman İdaresi esasen Anvers Limanı’nı işletiyor çünkü Singapur dünyadaki en işlek 2. liman olup teknoloji açısından en ileri konumda olan limanlardan bir tanesi ve bu anlamda iki önemli liman arasında çok yakın bir işbirliği söz konusu. Şunu da belirtmek lazım ki Belçikalılar denizci millet değiller ama doğal olarak konumları itibariyle doğan avantajları kullanarak bunu ciddi bir gelir kaynağı ve lojistik destek haline getirmişler. Ülkelerinde bu sektörü en iyi örneklerle çalışarak en verimli hale getirmeye çalışıyorlar.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın