Melikoğlu: İzleyici değil oyun kurucu olacağız

MDN İstanbul

Cem Melikoğlu
Türk Loydu’nun yabancı limanlardaki denetlemelerde yakaladığı başarılı performasın Türk bayrağının beyaz bayraktaki devamına etkisinin büyük olduğunu belirten Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Cem Melikoğlu ile Türk Loydu’nu ve faaliyetlerini konuştuk

Sizden 2019 değerlendirmesi alsak, geride bıraktığımız yılı Türk Loydu için nasıl değerlendirirsiniz?
2019 sonu ile geriye baktığımızda Türk Loydu’nda hayallerimizin önemli bir kısmını gerçekleştirebildiğimizi görüyorum. Yurtdışında elde ettiğimiz başarılar oldukça önemli. 2018 sonunda IMO’dan büyük mücadelelerle aldığımız GBS onayı ile başlamıştık 2019 yılına. IACS üyeleri dışında bu yetkiyi alabilen tek klas kuruluşu olmak Türk Loydu’na çalışmalarında hız kazandırmıştı. Bir şeyi istediğimizde akılcı ve planlı bir çalışma ile başarabileceğimizi herkes gördü.  Arkasından Paris MoU’da 2019’da açıklanan dünya çapında yapılan değerlendirmede 8’inci sıraya yükseldik. 2015’den beri “sıfır” tutulma oranı ile 14 yıldır yüksek performanslı klas kuruluşu olmak rakiplerimizin bile gıpta ettiği bir sonuç oldu sanırım. Türk Loydu’nun yabancı limanlarda yapılan denetlemelerdeki başarılı performansının Türk bayrağının beyaz bayrakta devamında etkisi olduğunu düşünüyor ve ayrıca gurur duyuyorum. Sonuçta ülkemize, Türk bayrağına hizmet en doğal ve öncelikli görevimiz.

Savunma sanayinde de aktif rol üstleniyor, yeni işbirliklerine imzalar atıyorsunuz. Türk Loydu’nun bu alandaki faaliyetlerinden kısaca bahseder misiniz?
Savunma sanayindeki başarımız devam ediyor. MİLGEM projesi ile başlayan, TCG Alemdar, TCG Sancaktar, TCG Bayraktar ile devam eden, TCG Anadolu uçak gemimiz ile taçlanan süreç; Türkmenistan, Katar, Pakistan ile devam ediyor. Savunma sanayinde ihracata başlamak çok güzel bir gelişmeydi. Çünkü satılan her askeri gemi ile Türk Loydu’nun hizmetleri de satılmakta, Türk yan sanayi ürünlerinin ihraç şansı artmakta, dış pazarlarda gelişmekte ve savunma sanayi piyasalarında yer almaktayız.  150’ye yakın askeri gemi klası ile artık dünya çapında tecrübeli bir klas olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz.  Yakın gelecekte Milli Denizaltı-MİLDEN projesi ile savunma sanayimizin bir başarısına daha katkı vereceğiz. Denizaltı kurallarımızın geliştirilmesi ve istenen seviyeye gelmesi için çalışmalarımızı başlatmış bulunuyoruz. Askeri Klaslar Birliği NSCA’da bu sene başkan yardımcısı, gelecek yıl da başkan olmamız, IMO’nun askeri eşdeğeri sayılan INSA’da konsey üyesi olmamız yazılan yeni askeri kurallarda söz sahibi olmamız açısından çok önemliydi. Türk Loydu artık proaktif roller alarak izleyici değil oyun kurucu, kural koyucu olacak.
Sondaj ve sismik gemilerimizi de klasınıza aldınız, bu güzel gelişme.
Yüksek stratejik öneme sahip olan Fatih ve Yavuz sondaj gemilerimizin her ikisinin de klasımıza alınması ayrıca önemlidir. Güzel bir haber olarak yakında bir üçüncü geminin de yolda olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin ilk yerli üretim sismik araştırma gemisi MTA Oruç Reis gemisini klaslayan Türk Loydu sürekli kendini geliştiren ve yenileyen bir yapıdadır artık. Türkiye’nin Akdeniz’de vermekte olduğu mücadelede ulusal kuruluşumuz olan Türk Loydu’nun görev almasının önemi yakın gelecekte çok daha iyi anlaşılacaktır.

Dünya farklı bir teknolojiye evriliyor. Bu değişimi Türk Loydu olarak nasıl takip ediyorsunuz, ne gibi değişiklikler yapıyorsunuz?
Dijital dönüşüm ve yeni endüstriyel devrimin etkisini hissettirdiği ve hızını artırdığı günümüzde hemen hemen her sektör doğrudan veya dolaylı biçimde bu dönüşüme ayak uydurma zorunluluğu ile karşı karşıya kalmıştır. Dünyada önemli klas kuruluşları da kendi alanlarına yeni teknolojileri dahil ederek verdikleri hizmetlerin kalitesini artırmakta ve geliştirmektedirler. Biz de gelişen ve değişen teknoloji trendlerine uyum sağlamak amacıyla kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Dünyanın ilk tam elektrikli römorkörünü, tam teknik adıyla “Pil Beslemeli Sıfır Emisyon Römorkörü’’ klaslaması gurur duyduğumuz bir başka konu. Dijitalleşmeyi en etkili şekilde kullanarak süreçlerimizi hızlandıracak, sektörümüzde daha verimli olacağız. Epass, dijital plan onayı ile başladığımız süreç, sörveylerin dijitalleşmesi ile devam edecek. Uzaktan sörvey ve sörveylerde dron kullanımı üzerine çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. Yeni şirketimiz TL Teknik A&T Ltd Şti  sayesinde   AB kökenli fonlarla alıp başarıyla  gerçekleştirdiğimiz SEAMAP ve NEOCOL projelerini de eklemem lazım. Gelişim hiç durmamalı, hep ileriye ama daima ileriye doğru devam etmelisiniz.

Hem denizcilikte hem de karasal endüstride hedef kitleniz Türk Loydu’nu neden tercih etmeli? Sizi rakiplerinizden ayıran en büyük özelliğiniz nedir?
Denizcilikte de karasal endüstri alanında da ülkemizin en tecrübeli, deneyimli teknik uzmanlarına sahibiz. Personelimizin teknik uzmanlıklarının yanı sıra çok da özverili olduklarını söylemem lazım. Yoksa bu kadar kısa zamanda bu kadar yüksek başarı performansını yakalamak pek mümkün olamazdı. Bakıldığında ülkemizdeki rakip klas kuruluşlarının bizi neredeyse bir okul gibi kabul ettiği, çalıştırdıkları teknik uzmanların çoğunluğunun Türk Loydu kökenli olduğu görülür. Biz elbette öncelikle kurumumuzda çalışan personelimizle ve sonra diğer şirketlerde çalışan tüm yetiştirdiklerimizle,  hepsi ile gurur duyuyoruz. Her şey Türk Denizciliği için. Unutmayalım Türk Loydu büyük bir ailedir. Yabancı şirketler bir gün çıkarlarıyla uyuşmayan durumlar olduğunda ya da kendi devletlerinin çeşitli dış politikaları nedeniyle sizi kolayca bırakıp gidebilirler ama ulusal klas kuruluşumuz olan Türk Loydu hep buradadır, şanlı Türk bayrağı ülkemiz ve dünya denizlerinde dalgalandıkça da olmaya devam edecektir. 
Karasal endüstriyel faaliyetlerimizde görev aldığımız pek çok alan var. Köprüler, termik santraller, İstanbul Havalimanı ve dev stadyumlarımızın kontrolleri ilk akla gelenler. Devam eden Çanakkale Köprüsü’nde aldığımız görevler çelik yapılardaki uzmanlığımızın doğal bir sonucu. Nükleer Akkuyu Santralimizde başlayan hizmetlerimiz başarıyla devam etmekte. Endüstride IACS’ın eşdeğeri olarak görülen kuruluş olan TIC’de konsey üyesi olduk. Ulusal alandan uluslar-arası arenaya geçme, uluslararası kuralların hazırlandığı kuruluşlarda etkin görev almak gelişme planımızın önemli bir parçası. Ülkemizin ihtiyacı olan katkı sağlayabileceğimiz stratejik alanlarda çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Bunu Paylaşın