London P&I: Türkiye hızla büyüyen bir merkez ülke

MDN İstanbul

Dünyanın önde gelen P&I sigortası kuruluşlarından The London P&I geleneksel hale getirdiği İstanbul toplantısını haziran ayı içerisinde gerçekleştirdi. Toplantıya armatörler, tersane temsilcileri, Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası sigorta şirketleri, klas kuruluşları ve sektör uzmanları yoğun ilgi gösterdi.

Toplantının ardından P&I sektöründe yaşanan gelişmelerle ilgili görüşlerini aldığımız etkinliğin ev sahipliğini yapan London P&I Kulüp Direktörlerinden Garry Stevens, Türkiye’deki faaliyetlerini artırarak devam ettireceklerini belirtti.

“Uzun yıllardır Türkiye’de bulunuyoruz. Toplantılarımıza armatörler, tedarikçiler ve brokerler yoğun şekilde ilgi gösteriyor. Önceki yıl bu toplantıyı düzenlediğimizde Türkiye’den sadece 1 müşterimiz vardı, şimdi ise bu sayı 12 oldu. Bunların arasında armatörlük firmalarının yanında 2 adet gemi operatörü de bulunuyor. Aslında bizim için müşteri sayısı çok önemli değil; hedefimiz, bizimle çalışan müşterilerimize uzun yıllar boyunca güçlü bir çözüm ortağı olmak. Çünkü yeni müşteri kazanmak her zaman kolaydır ancak bir üyeyle uzun yıllar çalışmak çok zordur. Müşteri sayısını artırmaktan ziyade mevcut müşterilerimizle daha yakın bağlar kurmak ve ilişkilerimizi geliştirmek her zaman önceliğimiz. Bizi uzun yıllardır başarılı kılan en önemli unsurların başında müşterilerimizle olan ilişkilere verdiğimiz değer ve bir aile gibi çalışma konusundaki prensiplerimiz geliyor. Dünyadaki son gelişmelerden, yeni kurallardan,  teknolojik ilerlemelerden müşterilerimizi haberdar ederek onlarla  sürekli iletişim halinde olmak çok önemli. Çoğu üyemiz kulübümüze 50 yıldan fazladır üye. Devamlılık bizim sektörümüzün en fazla üzerinde durduğu çalışma ilkelerinin başında geliyor. Biz de bunu uygulamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.“

“Hedefimiz sektörde 150 yıl daha var olmak”

Dünya denizciliğinde P&I kulüplerinin rollerinin giderek arttığını vurgulayan Stevens, sektördeki uzmanlığın öneminin altını çizdi. “Şu an üyelerimizin sahip olduğu filonun büyüklüğü 54 milyon grostonu aştı. Filomuzdaki gemilerin ortalama yaşı 9 ve gemilerin taşıma kapasitesinin ortalama 42 bin gt civarında olduğunu söyleyebilirim. Son bir yılda özellikle Çin, Türkiye, Singapur ve Yunanistan’dan katılan yeni üyelerle filomuz oldukça hızlı bir şekilde büyüyor. P&I işinde uzman olan bir dava takip ekibimiz ve uzun yıllardır beraber çalıştığımız hukuk büroları bulunuyor. Bizim en büyük avantajımız sadece P&I sigorta işi yaparak tüm yoğunluğumuzu ve konsantrasyonumuzu bu alana vermemiz. Çalışanlarımız tüm kariyerleri boyunca sadece P&I sigortası alanında çalışmış uzman kişiler. Armatörler ve gemi operatörleri maliyete karşı oldukça duyarlı. Ama en büyük maliyet her zaman karşı karşıya kalınan davalardır. Davalardaki başarımız bizim en büyük gücümüz. Finansal sürdürülebilirlik bizim hem karşı karşıya kalınan davalarda cezai şartları yerine getirebilmemizi sağlıyor, hem de üyelerimizi primler konusunda sürpriz yükselişlerle karşılaşmak zorunda bırakmıyor.

Türkiye’de denizcilik sektörünün sürekli gelişim halinde ve oldukça hareketli olduğunu ifade eden Stevens, Trükiye pazarında uzun yıllar varolabilmek için planlamalar yaptıklarını kaydetti.

“Deniz taşımacılığı sektörü tüm dünyada zor bir dönemden geçiyor. Buna rağmen Türkiye, özellikle son 10 yılda Türkiye büyük bir gelişim gösterdi. Yeni oyuncuların sektöre girmesi Türkiye pazarını daha da ilginç hale getirdi. Her yıl London P&I olarak 5-6 kez geliyoruz. Geçtiğimiz dönemde zorunlu mali sorumluluk sigortasıyla ilgili yeni bir kural getirildi. Bu P&I sektörünün Türkiye’deki gelişimini de hızlandırdı. Burada olmak bizim için her zaman heyecan verici oldu ve bu gelecekte de devam edecek. Uzun yıllardır buradayız ve önümüzdeki yıl 150. yılımızı kutlayacağız. Yüz elli yıl daha sektörde olmak istiyoruz ve bunun için çalışıyoruz.”

Marchand: Üyelerimiz dünya tonajının büyük bir kısmını kapsıyor

Toplantı sırasında söyleşi yaptığımız Uluslararası Tanker Sahipleri Kirlilik Federasyonu (ITOPF) Kıdemli Koordinatörü Pauline Marchand “Türk Boğazları bizim en çok önem verdiğimiz koruma alanlarının başında geliyor” dedi. Dünyadaki P&I kulüpleri, armatörler ve çevre koruma örgütleri tarafından 1968 yılında kurulan kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan ITOPF, denizlerdeki döküntülere yönelik etkin çözümlerin geliştirilmesi, petrol, kimyasal ve diğer madde döküntülerine etkin bir şekilde müdahele etmek amacıyla faaliyetlerini sürdürüyor. “Londra merkezli olarak deniz kirlenmelerinde uzman olan 14 kişilik deneyimli ekibimizle faaliyet gösteriyoruz. Uzman ekibimiz herhangi bir kaza veya döküntü  anında olay yerine hareket edip teknik hizmetler, acil durumda müdahale, temizlik tekniklerine ilişkin tavsiyeler, hasar tespiti, tazminat talebi analizi, döküntü müdahale planlamasıyla ilgili yardım ediyor. Kuruluşumuzdan bu yana 100 farklı ülkede meydana gelen 750 denizcilik olayına müdahalede bulunduk.”

Üyelerinin kapsadığı filonun dünya gemi tonajının büyük bir kısmını oluşturduğunu ifade eden Marchand, başta tankerle olmak üzere tüm gemi tiplerinin karşılaştığı olaylarda hizmet verdiklerini vurguladı. 

“Bize üye P&I kulüplerin ortakları dünyada 717 milyon ton taşıma kapasitesine sahip armatörler ve gemi operatörlerinden oluşuyor.Üyelerimiz arasında 7 bin tanker sahibine hizmet veren kuruluşlar bulunuyor. Bunların sahip olduğu 357 milyon ton taşıma kapasitesi açık denizlerde ticaret yapan dökme petrol, kimyasal ve gaz taşıyıcı tonajını temsil ettiği için uluslararası ticaret yapan neredeyse tüm tanker sahipleri doğrudan veya dolaylı bir şekilde üyemiz oluyor.”

Türk Boğazları’nın 20 milyonluk bir kentin içinden geçtiği için burada yaşanan bir döküntünün insan yaşamını fazlasıyla etkileyeceğini belirten Marchand, bu tip bölgelerde kazadan önce bir acil eylem planı hazırlanmasının zaruri olduğunu vurguladı.

“Gemi kaynaklı petrol, kimyasal ve diğer tehlikeli madde döküntüsüne müdahale öncelikli hizmetimiz olduğu için üyemiz olan P&I kulüplerden herhangi birinin talebi üzerine ücretsiz bir şekilde hizmet sağlıyoruz. Ayrıca  Uluslararası Petrol Kirliliği Tazminat Fonları (IOPC Fonları) dahil oldukları petrol döküntülerinde genellikle bize başvuruyor. Biz kritik bir coğrafyda yer alan Türkiye’ye çok önem veiryoruz. Sadece döküntü anında müdahale etmek değil, diğer zamanlarda da eğitimler ve bilgilendirme toplantıları yaparak ilgili kişilere destek veriyoruz. Olay anında müdahalenin daha etkin olabilmesi için, olaydan önce bir kriz planı ve olası senaryoalr üzerinde çalışmak zararı minimuma indireceğini yetkililere anlatıyoruz. Biz, Türkiye’de yapacak çok işimiz olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda gereken yardıma da hazırız.”

Bunu Paylaşın