“İş kazalarının nedeni sektörün bilinçsiz büyümesi”

MDN İstanbul

Ülke gündeminin en sıcak konularından biri tersanelerdeki ölümler. Denizcilik sektörü, bu konuyu Deniz Ticaret Odası (DTO) Olağan Meclis Toplantısı’na da  taşıdığı gün tersanelerde yaşanan iş kazalarının nedenini MHP İstanbul milletvekili ve kendisi de 2005 yılına kadar bizzat tersaneci olan, yani hem içeriden, hem de parlementodan bir isme, Ali Torlak’a yönelttik.
“İş kazalarının en önemli sebebi gemi inşa sektörünün bilinçsiz büyümesidir” diyen Ali Torlak, bu süreci kendi hayatından bir örnekle kısaca özetledi: “Tuzla’ya 80’li yılların başında geldim. Sektör olarak 1995’e kadar işsizlikle mücadele ettik. Tersane kurmak ve onu ayakta tutmak için birçok tersaneci gibi elimde avucumda ne varsa sattım. Sonra dünyadaki büyük geşlişmelerden dolayı büyük bir pazar oluşmaya başladı.  Gerek sektör, gerek tersaneciler, bu pazardan pay alabilmek için “biz neyi yapabiliriz, neyi yapamayız” demeden yaşanan uzun işsizlik yıllarından sonra, yanlarında çalıştırdıkları insanlara bakabilmek için önlerine çıkan her işi aldılar.  Dolasıyla işin ucuzuna-pahalısına bakılmadan alınan işlerde, 300-500 kişinin çalışması gereken alanlarda 1000 kişi çalışmaya başlayınca, kazaların da fitili ateşlenmiş oldu.”

Eski bir tersaneci olan ve özeleştiri yapmaktan çekinmeyen MHP İstanbul milletvekili Ali Torlak, gemi inşa sektörünü içeriden bilen biri olarak tersaneciliğin sorunlarıyla ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulundu

“Kanıtım yok ancak perde arkasında, Türkiye pazarını kaybetmek istemeyen bazı batılı ülkeler olabilir.”
Özeleştiri yapmaktan çekinmeyen Ali Torlak, süreci farklı açılardan da değerlendiriyor. “İşin bir de perde arkasını değerlendirmekte fayda görüyorum. Ölümleri bir tarafa bırakırsak, madalyonun öteki yüzünüde, tersanelerdeki iş hacminin bilinçli olarak düşürülmeye çalışılması konusuyla karşı karşıya geliriz. Biz daima dünya pazarından savaş gemisi ve taşıma gemisi satın almışızdır. Armatörlerimizin büyük paralar ödeyerek aldıkları bu gemiler, şimdi Tuzla tersaneler bölgesinde  üretiliyor. Dolayısıyla bize gemi satanlar, büyük bir pazarı kaybetmiş durumdalar. Bu pazarın kaybolmasından dolayı ortalığı karıştırıyor olabilirler mi diye düşünmeden edemiyorum. Ölümler tabii ki kabul edilebilir bir durum değil ancak ölümlerle birlikte, tersaneciliğin yıkılması konusunda bir siyaset gelişiyor.” Ali Torlak, tersaneciliğin yıkılmasının kime yarar sağlayacağı konusunda ise kanıtı olmadığını belirterek, şüphelerini dile getiriyor: “Şu andaki karmaşa ancak eski denizcilerimizin gemi aldığı yerlere yarar sağlar. Eskiden savaş gemileri aldığımız batılı ülkeler, çok para kazandığı bir pazarı kaybettiği için diğer faktörleri de yanına katarak, bir karıştırma operasyonu yapıyor olabilir mi? Kanıtım yok ancak ilk kazaların başladığı günlerden sonra gazetelerde, bazı Avrupa ülkelerinin tersanelerinde bilmem kaç senedir hiç iş kazası olmadığı yönünde yazılar çıktı.”
Asıl hedeflenen, kazaları sıfıra indirmek olsa da, kaza riski çok yüksek bir sektör olması sebebiyle, ne kadar önlem alınırsa alınsın, kazaların önlenemeyeceğini belirten Torlak, ölümlerde bir şaibe olmadığını düşünüyor. “Bir aydır tersaneleri dolaşıyorum ve eskisiyle bugünkü durum arasında büyük farklılıklar görüyorum. İnsanları büyük bir korku ve üzüntü sarmış. Bu kardeşlerimiz sadece bizim çalışanlarımız değil, ortaklarımız. Tersaneler, müşterek kullandığımız bir kazanım bölgesi olmuştur. Dolayısıyla konuyu tek taraflı düşünmek ve bunun üzerinden siyaset yapmak yanlış olur. Düşündüklerimizi medyada açıklamak da olmuyor, çünkü yanlış şeyler yazılıyor. Mesela tersanecilere katil, çalışanlara tetikçi, işçilere de cahil deniyor. Ne tersanecilerimiz katil ne de işçimiz cahil. İşçimiz kendini öyle bir yetiştirdi ki Avrupa’ya gemi yapıyor.” Torlak, yine de bazı işçilerin bilinçsiz olduğunu kabul ediyor ve kendisinin de dahil olduğu bir oluşumla birlikte, ‘mesleki yetiştirme belgesi’ için hazırlık kursu almayanların, tersanelere işçi olarak alınmayacağını belirtiyor.

Çözüm: Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de üç büyük tersane
Ali Torlak’a göre yapılan bir başka yanlış da yeni kurulan tersanelerde çalışacak insanların konut problemini çözmeden, oraya yatırım yapılması. “Tuzla’daki tersaneler bölgesi, gemi inşa sanayinin amiral gemisidir. Tersanelerin arkasına gemi inşa sanayini destekleyecek yan sanayi birimleri hazırlanıyor. Ancak orada çalışacak insanlar, konut problemleri çözülmeden oraya taşınacak ve hadiselerin aynısı oraya da taşınmış olacak. Bence yapılması gereken şu: Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de üç tane çok büyük alan tespit edilmeli; tersaneler ve yan sanayi oraya kurulmalıdır. Arkasına karayolları ve demiryolları bağlanmalı; kaç kişi çalıştırılacaksa o sayıda konut yapılmalıdır. Tersane yapmak isteyenlere, çalışanları için konut yapma mecburiyeti getirilmelidir. Bu devletin yapamayacağı bir iş değil. Bugün arkasında yan sanayi gücü olmayan, lojman problemi olan Tuzla’da yaşadığımız sıkıntıları tekrar gündeme getiren bir yapıyı sürdürerek, dünya ile yarışamayız.”

Bunu Paylaşın