Onlardan mutlusu yok

Aysın Önen

Biz karikatür krizi nedeniyle kötü belledik, ama Danimarka aslında bir nevi ‘dünya üzerindeki cennet’. Serbest pazar ekonomisinin yanında çok adil gelir bölüşümü sağlamayı başaran bu refah ülkesi, sık sık dünya çapında en’lerin en’i seçiliyor

İskandinavya’nın en küçük ülkesi Danimarka sadece son birkaç yılda dünya çapında yapılan ‘en iyiler’ araştırmalarında hep en üst sıralarda yer aldı. Dünyanın en serbest dokuzuncu pazar ekonomisine sahip olmasına rağmen sosyal devlet yaklaşımını koruyan Danimarka, bir ölçüme göre gelir adaletinde dünya birincisi. Forbes dergisine göre en iyi yatırım ortamını sağlamada lider. IMF’ye göre dünyanın en yüksek asgarî ücretine sahip; Avrupa’nın en rekabetçi ekonomisi. Sağlık, refah ve eğitim standartları temel alınarak yapılan araştırmalarda “dünyanın en mutlu ülkesi”. Yeni Zelanda’dan sonra dünyanın ikinci en huzurlu ve barışçıl ülkesi seçildi. En son üçte sıralandığı liste bile olumlu: Ahlakî yozlaşma!

“Para, para, para”
Zengin olup da halkını mutlu edemeyen pek çok ülke var, parayla saadet olmaz diyebilirsiniz. Haklısınız. Ama adaletle olur. Danimarka ispatı. Ülkenin zenginliğini veya fakirliğini halkına en eşit bölüştüren yönetim anlayışı herkesi mutlu eder. Üstelik Danimarka çalışanların hakları konusunda berbat bir örnek. İşe almak da, işten atmak da, iş bulmak da kolay. Demek herkes belli bir refah seviyesinde olunca piyasadaki hızlı işçi değişimi hayatları o kadar da kötü etkilemiyor. Haziran 2009 itibariyle işsizlik oranı yüzde 6,3, yani AB ortalamasının yüzde 2,6 puan gerisinde.
Halk serbest ticaretin arkasında. Bu kadar rahat bir yaşama sahipken aksini düşünmek için zorlayıcı bir neden yok. Yakınlarda yapılan bir kamuoyu yoklamasında halkın yüzde 76’sının küreselleşmenin iyi bir şey olduğunu söyledi.
Ticaretinin yüzde 70’ini AB ülkeleriyle gerçekleştiriyor. Başlıca ihracat maddeleri hayvan yemi, kimyasallar, süt ürünleri, elektronik malzeme, balık, mobilya, deri, makine aksamları, et, petrol, gaz ve şeker. 1973’ten beri Avrupa Birliği üyesi olan ülke euro/avro para birimine geçişi kabul etmedi. Halen kendi para birimi olan Danimarka Kronu’nu (DKK) kullanıyor.

“Bana esmeyi anlat”
Danimarka İskandinavya’nın en küçük ülkesi olabilir, ama buna oranla müthiş uzun bir kıyı şeridine sahip. Çünkü ülke Jütland (Jylland) Yarımadası ile onun etrafına serpiştirilmiş 100 metrekareden büyük 1419 adadan oluşuyor. Bunlardan sadece 443’ünün bir ismi ve ancak 72’sinin üzerinde yerleşim var. Dolayısıyla geniş bir kıta sahanlığına da sahip: 105 kilometrekare. Ülkenin Kuzey Denizi’nde hatırı sayılır miktarda petrol ve doğal gaz kaynağı bulunuyor. Ham petrol net ihracatında 32’nci sırada. Elektrik ihtiyacının büyük kısmı kömürden karşılanırken, Danimarka karma elektrik üretiminde rüzgâr gücünün payını rekor seviyede tutuyor. Rüzgâr enerjisini en çok kullanan ülke. Toplam elektrik ihtiyacının yüzde beşini bu şekilde karşılıyor. 2000’lerle beraber rüzgâr gücünden kendi enerji yatırımlarını desteklemek için ailelere vergi muafiyeti tanınmıştı. Bu teşvik rüzgâr türbini kooperatiflerini doğurmuş, irili ufaklı türbinlerin sayısı binlerle hesaplanır olmuş, özel sektör de pazara girmiştir. Geçtiğimiz ay da enerji grubu Dong Energy dünyanın denizdeki en büyük rüzgâr santralini hizmete soktu. Kuzey Denizi’nde 30 kilometre açığa kurulan “Horns Rev 2” santralinde kullanılan türbinlerin her biri saatte 2,3 megavat elektrik üretiyor. Böylece, 469 milyon euroya mal olan 91 türbin 200 bin evin yıllık elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayacak.

“Vikingler geliyor, devamı haftaya”
Birçoğumuz haftada bir gün çizgi film izleyebilen ve hafta boyunca “Ha-ha-ha-haftayaaaa” diye şarkısını söyleyerek avunan nesildeniz. Bu şarkıyı tanıyamayacak kadar genç olanlarımızın bile, bu sektörde bulunup da Vikingleri bilmemesi mümkün mü? İşte bizim meşhur Vikingler Danimarkalıydı. Dolayısıyla, en azından 8 ve 11. yüzyıllarda sağlam denizcilerdi Danimarkalılar.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın