İsrail

MDN İstanbul

İsrail ile ekonomik ilişkilerimizin önde gelen öğeleri ikili ticaret, savunma sanayi projeleri, müteahhitlik hizmetleri, turizm ve karşılıklı yatırımlar

Filistin ile arasında süregelen gerginlik ve en son Mavi Marmara baskınıyla dünya ve Türkiye gündemine oturan İsrail 14 Mayıs 1948’de kuruldu. Ortadoğu’da Akdeniz sahilinde Mısır ile Lübnan arasında yer alıyor. 2004 yılı verilerine göre nüfusunun yüzde 76.4’ü Yahudi ve geriye kalan bölümü çoğunluğu Arap olmak üzere Yahudi olmayan kesimden oluşuyor.

Temmuz 2010 tahminlerine göre yaklaşık 7 milyon 400 bin olan nüfusunun yüzde 62.3’ünü 15-64 yaş arası kesim oluştururken, ülkenin yaş ortalaması 29.3 seviyesinde. Nüfus artış hızı ise yüzde 1.6 olarak tahmin ediliyor. GSYİH’sının yüzde 6.9’unu eğitim harcamalarına ayıran İsrail’de on beş yaş ve üzeri kesimde okur-yazar oranı yüzde 97.1 seviyesinde.
Yüksek eğitimli işgücü, AR-GE faaliyetlerine yapılan büyük yatırımlar ve bu alanda yabancı yatırımın yoğun ilgisini ülkenin başarılı ekonomik performansının önemli unsurları arasında sıralamak mümkün. Hizmet sektörü, özellikle finans ve turizm sektörleri ekonomisinde önemli yer tutarken yazılım, kontrol ve gözetim ekipmanları, elektronik haberleşme ekipmanları, uçak sanayi, büro ve bilgisayar gereçleri, farmasötikler, elektronik bileşenler ileri teknoloji ürünleri olarak göze çarpmakta. Yanı sıra, savunma sanayi, kimya sanayi, tıbbi cihazlar da sanayi ürünleri arasında sıralanabilir. Askeri malzeme satışı dünya silah ticaretinin yüzde 10’unu oluşturan İsrail, dünya silah ihracatında ilk beş arasında yer alıyor.
AR-GE harcamalarının GSY‹H’sına oranı 2009’da yüzde 4.9 olan ülke, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) raporunda teknolojik yenilikler açısından dünyanın önde gelen rekabetçi ülkeleri arasında tanımlanıyor. WEF’nin 2008-2009 yılı global rekabet endeksi raporunda en rekabetçi ülkeler arasında 23’üncü sırada yer aldı. Dünyanın önemli iş okullarından olan IMD’nin 2008 yılı dünya rekabet yıllığında ise en rekabetçi 20’nci ülke olarak belirtildi. Yine IMD raporunda uzman mühendislere ulaşılabilirlikte, AR-GE’ye yapılan toplam harcamalarda birinci, doğrudan yabancı yatırımların GSYİH’ya oranı açısından ise altıncı sırada. İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre, gelişmiş ve yenilikçi insan kaynağı yaratılmasına yoğunlaşma yatırım açısından ülkenin cazibesini artırıyor. Girişimcilikte bir çığır açan ülke teknolojide öncülük edilmesi, karlı iş olanakları ve yüksek yatırım geri dönüşlerinden büyük faydalar sağlıyor. Tüm bunlardan dolayı da Microsoft, Berkshire-hathaway, Motorola, Intel, HP, Siemens, GE, IBM, Philips, Lucent, AOL, Cisco, Applied Materials, J&J gibi çok uluslu birçok şirketin yatırım için İsrail’i seçtiği bakanlık açıklamasında dikkat çekiyor.
Ülke, sermaye yatırımlarını desteklemeye yönelik çıkardığı kanunlarla, vergi indirimi ve muafiyetleri de dahil, vergiyle ilgili sağlanan çok sayıda avantajlar ve AR-GE yatırımlarını destekleyici yasalarla yerli ve yabancı yatırımcının önünü açıyor. Dışişleri yatırımcının sağlayacağı faydalarla ilgili olarak İsrail’in dünyanın en gelişmiş altyapısına sahip olduğuna, etkin ve verimli iş yönetimi açısından her türlü hizmetin sağlandığına, ileri komünikasyon ağı ve güvenilir enerji altyapısının varlığına, gelişmiş nakliye sistemine, gelişmiş ve şeffaf finansal sisteme dikkat çekiyor.
Önemli ithalat kalemleri arasında başta petrol olmak üzere hammaddeler, işlenmemiş elmas, gıda maddeleri, tekstil ürünleri, taşıtlar, makine ve elektrikli cihazlar ile demir-çelik ürünleri sıralanabilirken, ihraç kalemleri arasında mücevher, kimya sanayi ürünleri, makine ve elektronik cihazlar, tıbbi cihazlar ve havacılık sanayi ürünleri ön plana çıkmakta.

İsrail ve Türkiye
Türkiye, İsrail’i ilk tanıyan devletler arasında yer alıyor. Mayıs 1948’de kurulan devleti 28 Mart 1949’da tanıyan Türkiye, 1950 yılında elçilik düzeyinde diplomatik ilişki kurdu. Türkiye ile İsrail arasındaki siyasi, ekonomik, teknolojik, bilimsel ve askeri ilişkiler kendine özgü zeminde istikrarlı şekilde gelişmekte.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre, “Türkiye-İsrail Serbest Ticaret Anlaşması”, “Ticari, Ekonomik, Sınai, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması”, “Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması” ve “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması” Türkiye ile İsrail arasındaki ikili ekonomik ilişkilerin hukuki çerçevesini oluşturuyor.
Ekonomik ilişkilerimizin önde gelen öğeleri ikili ticaret, savunma sanayi projeleri, müteahhitlik hizmetleri, turizm ve karşılıklı yatırımlar. İki ülke ekonomisinin birçok açıdan birbirini tamamlayıcı nitelikte olması ekonomik ilişkilerde, henüz tam anlamıyla fiiliyata geçirilememiş bir potansiyel yaratıyor. Türkiye İsrailli işadamlarının faaliyet gösterdiği ülkeler sıralamasında ABD ve İngiltere’nin ardından üçüncü sırada yer alıyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre İsrail’e ihracatta en önemli kalemleri demir-çelik ürünleri, kimyevi maddeler, otomotiv ve elektrik oluşturuyor. Dışişleri Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre ithalatta ise en önemli kalemler mineral yakıtlar, mineral yağlar, organik ve inorganik kimyasal ürünler ile elektrikli makinelerden oluşmakta. TİM verilerine göre İsrail’in Türkiye’den yaptığı ithalat 2008 yılında 2 milyar dolara yaklaşırken, 2009 yılında bu rakam yaklaşık 1.5 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşti. Türkiye’ye yaptığı ihracata gelince, İsrail İstatistik Bürosu verilerine göre 2008 yılı rakamı yaklaşık 1.6 milyar dolar, 2009 rakamı ise yaklaşık 1.1 milyar dolar oldu.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın