İkilem

Yeşim Yeliz Egeli

yesimegeli@marinedealnews.com

İkilem, çelişkiden farklı olarak bildiği iki ayrı yolun hangisinde ilerlenmesi gerektiğini bilememek ya da düşünmektir. Bu açıdan baktığımızda, ikilem içinde olan insanın değişik alternatifleri olduğu düşünülmeli ve bundan mutlu olmalıdır. Ancak bu alternatiflerin her biri negatif ayrımlara açılıyor ve çaresizliği barındırıyorsa, bir itici gücün varlığına ihtiyaç kaçınılmazdır.
Devletlerin ekonomide ortaya çıkan dönemsel dalgalanmalara karşı vergi, bütçe, harcama ve borçlanma düzeylerindeki ayarlamalarla müdahale edebileceği anlayışı genel kabul görür. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde devlet “Küçük ve Orta Boy İşletmeleri” (KOBİ) destekleyici önemli programlar da uygulamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde bu uygulamaların daha zayıf olduğu ise bir gerçektir. Bununla birlikte öncelikle uluslararası kurum ve kuruluşların mali ve mali olmayan birçok yardım imkanlarını içeren programlarla bu ülkelere yardımcı oldukları da bilinir. KOBİ’lerin büyük ölçekli firmalarla karşılaştırıldıklarında sağladıkları ekonomik faydalar, onlara destek sağlanmasının temel nedenini ortaya koymaktadır: İş imkanlarının yaratılması, piyasada ekonomik etkinliğe ve büyümeye katkı sağlaması gibi başlıca faydaları da sayılabilir. Tabii KOBİ’lere yapılan devlet desteğinin politik ve sosyal amaçlı beklentileri de içerdiği görülür.
Uzun vadeli ve düşük faizli krediler ile vergi indirimleri, muafiyet gibi kolaylıklarla mali yardım sağlanmazsa bugün Türk gemi inşa yan sanayi, Türk gemi sanayinin içinde bulunduğu bu zor şartları daha fazla göğüsleyecek ne güçte ne moraldedir. Yaklaşık 30 yılda Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde oluşan bir yan sanayi büyümekten ziyade devamlılığını sağlayacak düzeyde alınacak acil ve somut  önlemler beklemektedir.
Bugün gemi inşa yan sanayi tüm birimleriyle büyük işletmelerden kaynaklı nakit sıkıntısı, cari hesap akışlarının dengesizliği, ard arda yazılan şirket çekleriyle bir dar boğazın içindedir. Bir ikilemin içinde buna rağmen tüm iyi niyetiyle hâlâ dayanmaktadır. Çaresizlik ve bezmişliğin getirdiği ataletle hukuksal haklarından da feragat ederek büyük işletmeleri sabırla idare etmektedir. Yaşadığı ikilemle kriz başlayalı beri savunduğu “hepimiz aynı gemideyiz…” ve “birimiz hepimiz için…” düşünce boyutundaki iyimserliğini çoktan geride bırakmıştır. Çünkü her büyük işletme de kendi sorunun çözümünün peşine düşmüştür.
Hükümet yetkilileri ve otoriteler bu konuyu yok saymamalı, bir vücudun yaşam damarlarının birer birer  koptuğunu görmelidir. Böyle devam ederse kurumlar arası ilişkilerin zedelenmesi kaçınılmazdır. Kaybedilen kurumsal saygınlığın ve güvenin çok zor inşa edileceği de bilinmelidir. Sağlıklı bir iş ve üretim ortamı bulamayan, kurumsal performansını aşağı çekerek istihdamı mecburen düşüren, işçi çıkarmama adına kendinden feragat eden, tedarikçisini, hizmet sağlayıcısını gözeten firmalar gibi her işletme birbirine sahip çıkmalıdır.
Bir sektörün yeniden sağlıklı yaşama kavuşması için tüm unsurların bir arada ve eş zamanlı gerçekleşmesi mümkün değildir. Ancak ticaretin ve iş hayatının gelişebilmesi için gerekli kuralların ve değer yargılarının gelecek güzel günler düşünülerek hatırlanmasında fayda vardır.
İkilemin “olmak ya da olmamak” sorgusuna dönüştüğü günümüz ortamında durumun vehametini görmeyip başımızı daha ne kadar kuma gömeceğiz!

Bunu Paylaşın
yesimegeli@marinedealnews.com