‘Herkes geleceğin, elektriğin olduğunu biliyor’

Yeşim Yeliz Egeli

Erke Marine Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Selin Kaya ile elektrikli motorların geleceği üzerine merkez ofislerinde bir söyleşi gerçekleştirdik. Elektrikli motorların çevreci olmasından kullanım kolaylığına kadar çok fazla avantajından bahseden Kaya’ya, Erke Marine’in kuruluşu ile Türkiye, Azerbaycan, Orta Doğu distribütörü oldukları ePropulsion ile tanışma süreçlerini ve yeni nesil bu çevre dostu ürüne denizseverlerin tepkilerini sorduk

Erke Marine’in kuruluşunu, sizden önceki süreci anlatabilir misiniz?

1987’de Erke Dış Ticaret olarak babam Hamdi Kaya tarafından kuruldu. Özellikle zemin ıslahı olmak üzere inşa malzemeleri üzerine kuruldu.Hâlâ o sektörümüz de devam etmekte. Ben ve ağabeyim 2020 yılında mezun olup Türkiye’ye döndükten sonra inşaat sektörünün kötü gitmesiyle farklı bir yol izledik.  Daha ilgi çekici bir sektöre girmek istiyorduk ve babam da yelkenci olduğu için çok sık teknelerle seyahat ediyorduk.

Çocukluğunuz böyle geçti yani?

Aynen, zaten küçüklüğümüzden beri hep tekneyle haşır neşirliğimiz vardı ama iş konusunda yoktu. Bir gün babamla yelkendeydik. O gün kaptanımız yanımızda değildi. Benim de yan koyuda arkadaşlarım var, onlara gitmek istiyordum ama joker botuna dıştan takma motoru takamadık. Sonra yanımıza yaşlı bir çift geldi. Onlar botu indirdiler. Nasıl takacaklar diye izlemeye başladık. Bir anda elektrikli motoru çıkardılar, iki dakikada kurdular ve gittiler. Böyle bir teknolojinin olduğunu gördük. Bunun üzerine sadece meraktan araştırmaya başladık ve istediğimiz markayı Türkiye’de bulamadık ve “Aslında biz bunu satabiliriz” dedik. Bu işe girdik ve onun üstüne ePROPULSİON’u bulduk, Danny ile tanıştık. 2020 Düsseldorf Boat Show’da  anlaşmayı imzaladık. Üstüne korona geldi. Bir sene boyunca hiçbir şey getiremedik. Sonra 2020 sonu, 2021 başında artık işlemlere başladık ve Türkiye distribütörü olup ürünleri satmaya başladık. Ondan beri de devam ediyoruz.

ePROPULSİON ile anlaşmanızın içeriği ve çerçevesi nasıl?

Ürünler burada üretilmiyor. Distribütörlük anlaşması var. Biz sipariş üstüne bir konteyner sipariş veriyoruz. Çin’den yükleme yapılıyor, buraya geliyor. Biz bütün gümrük işlerini alıp stoğumuza girip stoktan satışa başlıyoruz.

“En düşük hızda 20 saat 20 dakika seyir süresi veriyor”

Hangi tip teknelerde, kaç metreden kaç metreye kullanılabilir?

En küçük modelimiz aslında en popüler modelimiz. Üç beygir gücündeki 1.0 Spirit Plus modelimiz. Bu bataryası üstünde olan yani en kompakt olan model. Harici hiçbir şey almanıza gerek yok, direkt takıp kullanabiliyorsunuz. Biz ağırlıkla yarışıyoruz. Teknenin metresinden ve boyutundan daha çok ağırlık üzerinden bakıyoruz. Onları da 1 buçuk ton ve daha üstünden de test ettik. Güzel randıman alınabiliyor. 5-6 knot hıza ulaşılabiliyor. Sizi en düşük hızda 20 saat 20 dakika seyir süresi veriyor ama müşterilerimiz genelde yan yedek servis botları şişme dingileri için alıyorlar ve servis botu olarak kullanıyorlar.

Nasıl şarj ediliyor peki?

Müşterilerimiz, bir sezonda bir şarjı bitirebiliyor. Çünkü dediğim gibi 20 saat kullanım süresi var. Siz bu botla gezmiyorsunuz. Dingi olarak kullananlar da kıçtan kara yaparken botu suya indiriyor, gidiyor, geliyor ya da marinaya gidiyor. Zaten çok fazla sürede kullanılmıyor. Bitmiyor süresi. Bittiği takdirde güneş panelinden şarj ediliyor, yoksa tekneden de şarj edilebiliyor. Restaurant’a gittiklerinde şarj kablosunu alıp prize takarak bile şarj edebiliyorlar. Denizde bataryası biten olmadı daha.

Tekne giderken motor devreye girdiği için o zaman da şarj oluyor mu?

Hidro enerji Evo modelimiz var. Evo modelinde tekneyle seyir yaparken 5-6 knot hızını geçtikten sonra pervane ters yöne dönüp bataryayı şarj etmeye başlıyor. Bunu da daha çok dünya turu yapan müşterilerimiz tercih ediyor.

Satış politikanız nasıl? Fiyatlar rekabet edilebilir mi?
Rakibiniz var mı bu arada?

Bir rakibimiz var Torkido diye. Alman markası ama Türkiye’de çok aktif değiller. Türkiye’de “elektrikli” denilince ePROPULSİON oluyor ama şöyle bir sıkıntı var; müşterileri elektriğe çevirme kısmı zor aslında.

“Elektrikte her şey hıza bağlı”

Güvenmiyorlar mı?


Güvenmiyorlar ama aslında diğeri daha tehlikeli. “Denizin ortasında kalırsam ne olur”  diyorlar. Aynı şey yakıt için de geçerli. Bütün riskler aynı ama bundaki fark, en azından ekran olduğu için size kaç dakika kaldığını bile gösteriyor. Baktınız, on dakika seyir süresi veriyor, hızınızı yarıya düşürdüğünüzde seyir süreniz beş saate çıkıyor. Yani denizde kalmak gibi bir şey söz konusu değil. Elektrikte her şey hıza bağlı. Hızlı gidersen az kullanım süresi, yavaş gidersen uzun kullanım süresi veriyor. Denizin ortasında kalacak gibi hissettiğinizde hızınızı düşürebilirsiniz. Yarım saatte gideceğinize bir saatte gidebilirsiniz. O bakımdan da çok güvenli.

Yakıt çift şekilde de kullanılabiliyor?

Yakıt yok, sıfır yakıt. Yüzde yüz elektrikli ve hiç bakım da gerektirmiyor. Mesela sezonu kapattığınızda direkt motoru kamaraların içine de koyabilirsiniz. Çünkü herhangi bir şey akmayacak içinden. Koku da olmayacak. Gayet güvenli.

İdari taraftan mutlaka girdileriniz olmuştur. Onlar bunu destekliyorlar mı? Bunun için teşvik var mı?

Çevreciliğinden çokkullanım kolaylığı insanların işine geliyor. Normaldebenzinli motoru kullandığınızda ilk başta hiçbir zaman çalışmaz. Hep ipi çekerek çalıştırmanız gerekir. Bunda düğmeye basıp çalıştırma lüksü her şeyin önüne geçiyor. Çevrecilik tabii ki çok büyük bir artı. Ayrıca bataryayı yanlışlıkla düşürdüğünüzde yüzüyor, batmıyor ve o da yüzde yüz su geçirmez. O yüzden hiçbir riskiniz bulunmuyor. Düğmeye bastığınız an çalışıyor. Zaten en güzel özelliği o. Göstergeniz var. Küçük yakıtlı motorlarda çubuk takıp benzinin nereye kadar geldiğini kontrol ediyorlar. Gösterge de olmuyor. Boat Showlarda da çok test ettirdik müşterilerimize. Baktılar torku yüksek. Aslında düşündüğünüz kadar yavaş da gitmiyor. Hız meraklısı değilseniz, A’dan B’ye güvenli yavaş olmayan bir şekilde gitmek istiyorsanız harika bir seçenek.

Hafif olduğunu söylediniz. Bottan aldığınızda tekneye takma işlemi de daha pratik oluyor o zaman?


Evet, biz aynı zamanda çantalar da yaptık. Su geçirmez ve süngerli taşıma çantalarımız da var. Yani batarya sırt çantaya koyulabiliyor. İçeride de bırakılabilir dışarıda askıya asılıp da bırakılabilir. On ve sekiz kilo olarak taşıdığınız için hem denge olarak hem de takma ve kurulum açısından avantaj sağlıyor. İkisini üst üste takıp bir kablo bağlıyorsunuz ve işlem bitiyor. 

Biraz önce Almanya’da bir firma var dediniz. Peki, fiyat farkı olarak hangisi, ömür olarak hangisi?

Biz 35 yıllık bir firma olduğumuz için satış ve servis konusunda çok iyiyiz. Ayrıca, Türkiye’de tek elektrikli deniz motorları TSE belgeli servis bizde. Yani, hem TSE damgalı ilk ve tek firmayız hem de fiyat açısından daha uygunuz ve en önemlisi müşterilerimiz aradığı zaman ulaşabilecekleri bir muhatap bulabiliyorlar. Çünkü bu işler şöyle oluyor; haftasonu aileleriyle ve arkadaşlarıyla seyre gitmek istiyorlar, bir arıza mı çıktı hemen çözülmesi lâzım. Denizde zamanla yarışılıyor.  Bu nedenle, satış sonrası servise de çok önem veriyoruz ve zaten genelde servis gerektirecek arızalarla karşılaşmıyoruz. Müşteriler motoru düşürmüş ya da çarpmış oluyor, o zaman servise gelmek zorunda kalıyorlar.

“Sahil kasabaları diyebileceğim çoğu yerde varız”

Hangi bölgelerde bayileriniz var?

Her yerde varız. İzmir’de hatta Ankara’da bile varız. Çünkü teknesi olan insanlar da orada yaşıyor oluyor. Bodrum, Fethiye, Alanya, Antalya, Ayvalık ve Balıkesir’de de varız. Yani sahil kasabaları diyebileceğim çoğu yerde varız.

Peki, Erke Marine’in orada kendi ofisi mi var, yoksa bayi satış noktalarında mı varsınız?

Satış noktalarımız var, online satışımız da mevcut, bizden de direkt alabilirler, kargolama da yapıyoruz. Yani, geniş bir ağımız var, aslında.

Biz dediğiniz merkez burası mı?

Evet, merkez İstanbul. Ama Ankara ve İzmir’de de Erke Marine olarak, kendi ofislerimiz var.

Peki, bot üreticileriyle anlaşmalarınız var mı? Onlar bot satarken, yanında Erke Marine’in ePROPULSION’ını da satıyorlar mı?

Evet, çoğu yelkenli firmayla da çalışıyoruz. Beneteau, Hanse opsiyon olarak bizim motorlarımızı da tavsiye ediyorlar. Aynı zamanda, Safter Marine ile çok yakın çalışıyoruz. Onların biraz daha küçük botları, balıkçı tekneleri. İnsanlar göl veya nehir olunca elektrikli motor almak için daha rahat hissediyorlar. Üniversite öğrencilerinin projeleri var. Mesela, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin kurduğu Navarc diye bir firma var. Onlarla Diyarbakır, Eğil Gölü’nde bir ihale kazandık. Onlara destek oluyoruz. Biz de öğrencilere ulaşmak istiyoruz, öğrenciler de bize ulaşıyor. Çünkü onlarda geleceğin elektrik olduğunun farkındalar ve yeni kurulan şirketlerin çoğu elektrik üzerine oluyor. Bu sene iki farklı rahatlık üzerine üretilen alet var. Örneğin, SEAJOY. Yuvarlak, simit gibi bir ürün, motorlarında bizim elektrikli motorlarımızı kullanıyorlar. Bursa’da inşa edilen Vow Yacht diye otellerde kullanılan katamaran tarzı botlar var. Onlar da bizim elektrikli motorlarımızı kullanıyorlar. Artık herkes, geleceğin elektriğin olduğunu biliyor ve daha rahat seçim yapıyor. 3 senedir de pazarda olduğumuz için herkesin güveni kesinlikle çok daha arttı. Konuşuldukça da daha rahat tercih ediliyoruz. Titreşim ve sesin az olması da insanları cezbediyor. Balıkçılar da çok seviyor çünkü titreşim ve ses az olduğu için balıklar kaçmıyor.

Peki üniversiteyi bitirdikten sonra başladığınızı söylediniz. Alanınız ne?

İspanya’da işletme okudum. Liseyi de Kanada’da okumuştum. Çevrecilik sorununun da çok içinde büyüdüm aslında. Vancouver’de lise eğitimi alırken “doğa dostu olmak” üzerine bir kültür gördüm.

“Hedeflediğimiz rakamların üstüne çıktık”

2020 yılında başladığınızı söylediniz. İlk yılı atlarsak 2021’i ve 2022’yi nasıl geçirdiniz?  Hedeflediğiniz rakamları buldunuz mu?

Hedeflediğimiz rakamları bulduk. Hatta şaşırtıcı bir derecede üstüne de çıktık. Yeni bir pazar ve bu kadar sert bir pazarlama ve tanıtımla ilk biz girdik diye sayıyoruz kendimizi. Çok çalıştık. Marinalara gidip marina günleri yaptık. Çünkü dedik ki, ”Bu ürün test edilmeden kolaylıkla  alınabilecek bir ürün değil” Müşteri ürünü denizde kesinlikle görmek istiyor. Denedikten sonra etkilenmemek mümkün değil ve biz o efekti vermek için marinalarda marina günleri düzenledik. Mesela Göcek’te her yaz koylara gidip “denemek ister misiniz” diye stand up paddle motorlarımızı, sea scooterlarımızı, dıştan takmalı motorumuzu denettik.

Kaç kişilik bir ekipsiniz?

Şirketimiz 15 kişilik. Satışta dört, serviste üç kişi var.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın