Gemiler kırılmasın, denizler kirlenmesin, denizciler yaşasın

MDN Editör

Doç. Dr. Ali Cem Kuzu, Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde 19 Kasım 2023’te sürüklenerek karaya oturan “Pallada” isimli kuru yük gemisi kazasını değerlendiren yazısını MarineDeal News okuyucularına özel kaleme aldı

Zonguldak’ta yaşanan ve risk değerlendirme ölçeğinde felaket şiddeti olarak değerlendirilen “Pallada” gemi kazası hafızalarımızı güncelledi. Konuya ilişkin haberler ise “ağır hava şartları” sebebi ile Zonguldak’ta iki gemi kazası, can kaybı, haber alınamayan denizciler, arama ve kurtarma faaliyetleri… Karadeniz kıyılarımız benzer kazalara oldukça aşinadır. Neredeyse her yıl Karadeniz kıyılarımızda benzer bir kaza yaşanır. Karadeniz açıklarında, Kilyos demir sahasında, Sinop açıklarında, Kdz. Ereğli liman sahasında vs. genelde “ağır hava şartları” sebebi ile “X” bayraklı, “Y” klaslı, “Volga-Z” isimli gemi ortadan ikiye kırılarak batar… Sebep “ağır hava şartları” olunca da “Allah selamet versin” denilip, bir sonraki kazaya kadar can kayıpları, çevre felaketleri, maddi hasarlar ve konuşulanlar unutulur. Ancak gerçek sebep tabii ki de “ağır hava şartları” değildir.

Teoride:

Günümüzde deniz kazalarının en tehlikeli türlerinden biri gemilerin yapısal hasarlar sonucu ortadan kırılma kazalarıdır. Gelişmiş teknoloji uygulamaları, uluslararası düzenlemeler ve periyodik denetimlere rağmen, felaketle sonuçlanabilecek bu kazalar yaşanmaya devam etmektedir. Bu kazaların önlenebilmesi için öncelikle geminin yapısal bütünlüğünün korunması gerekir. Gemilerin yapısal bütünlüğünün korunmasında ise etkili olan önemli faktörler; metal yorgunluğu, korozyon, ağır hava şartları, geminin yaşı, tekne ve yapı kondisyonu, geminin yapısal bütünlüğü ve yük operasyonlarına ilişkin uluslararası kural ve düzenlemelere uyumluluğu ve denetimleri, gemilerin inşası ve işletilmesine ilişkin teknik standartları oluşturan ve sürdüren klas kuruluşunun kalitesi, geminin planlı bakım sistemine uygunluğu, geminin statik/dinamik stabilite ve yapısal (kırılma kuvveti/eğilme momenti) limitleri içerisinde işletilme durumu olarak sıralanabilir.

İlginizi çekebilir:

Canca, ‘gemiler neden batıyor’ sorusunu yanıtladı



Pratikte:

En baştan başlayalım; nehirde çalıştırılmak üzere inşa edilmiş ve miadını doldurmuş bir gemiyi ticaretin akışına göre denizde çalıştırmaya karar veren bir vatandaş hurda parasına yakın bir yatırımla satın alır. Bu vatandaş gemiyi işletmek için bayrak devleti ve klas kuruluşu olarak adını bile duymuş olma ihtimâlinin düşük olduğu bir ülkeyi ve klas kuruluşunu tercih eder. Böylece gemilerin emniyetli işletilmesine ilişkin uluslararası yükümlülüklerin kendisine getireceği sac değişimi, ek donanım ve revizyon maliyetlerden asgari seviyede etkilenir. Gemilerin emniyetli işletilmesinde yer alan üç ana denetleme mekanizmasından Bayrak devleti ve Klas kuruluşunu tabiri caizse kitabına uyduruverir yani -mış gibi yapılır. Konu üçüncü denetleme mekanizması olan Liman Devletine kalır. Bu tür gemiler de tutuklanma ve seyirden men edilme ihtimâli olan limanlar arasında da çalıştırılmayınca üçüncü denetleme mekanizması da işlevsiz kalır. Üstelik bu gemilere Karadeniz gibi kapalı ve fırtına durumlarında sığınma alanı kısıtlı ve nispeten tehlikeli olarak nitelendirilebilecek bir denizde sıklıkla rastlanır. Hâl böyle iken bir de bu gemilerinmürettebatına seyir emniyeti gözetmeksizin yüke yetişme, limana yetişme, navlun kaygısı gibi ticari sebeplerle işletme baskısı gelir. Gemi kaptanı emniyetsiz olduğunu bilse de işletme talimatını uygular ve bu durumda gemiler çok kırılır.

Sonuç:

Gemilerin emniyetli işletilmesinden yük operasyonları esnasında geminin yapısal sınırlarına uygun elleçlenmesine, seyir emniyetinin sağlanmasından geminin bakım tutum faaliyetlerinin sürdürülmesine, çevre koruma tedbirlerinin uygulanmasından acil durumların yönetimine kadar her detayda insan faktörü merkezde yer almaktadır. Dolayısıyla deniz kazalarında en büyük etken unsur, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün de beyanıyla insan faktörüdür. Deniz insanları uluslararası emniyetli yönetim sistemi ile temiz denizlerde yer aldığı sürece gemileri emniyetle yüzdürecek ve kimsenin kırılmasına müsaade etmeyecektir… Denizi ve ticareti temiz, mürettebatı yetkin, işletmesi emniyetli, sürdürülebilir denizcilik…

Son söz olarak deniz kazalarında hayatını kaybeden denizcilerimizi saygı ve rahmetle anıyor, yıpranan denizcilerimizin bir an önce Hak’larına kavuşmasını temenni ediyorum.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın