Canca, ‘gemiler neden batıyor’ sorusunu yanıtladı

MDN MEDIA

Son zamanlarda etkili olan yağış ve fırtına nedeniyle Türkiye genelinde birçok batan ya da hasar alan gemi oldu. Bunun üzerine son dönemde batan gemiler ile ilgili görüşüne başvurulan Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası (GEMİMO) Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Canca konuyla ilgili açıklamalarda bulundu

Gemilerin neden battığını anlamak için nasıl inşa edildiğinden başlamamız gerektiğini söyleyen Canca, “Bir geminin, gemi olarak tanımlanabilmesi ve denize çıkabilmesi için 2 ana unsur taşıması gerekiyor. Biri teknik yeterlilik biri de bunların surveyleri. Gemiler limanlara çıkmadan önce denize ve yola elverişlilik belgesi alırlar. Denize elverişlilik belgesi aslında, bir teknik yeterlilik olur. Gemiler, yapılma aşamasından itibaren, mühendisler tarafından çizilir, dinamik testleri yapılır, daha sonra bunların prototipi yapılarak havuz deneyleri yapılır ve gemi inşa edilir ki yine mühendislerin kontrolünde inşa edilir. Daha sonra deneme seyri yaparak, eğer tasarlandığı gibi gemi fonksiyonunu yerine getiriyorsa, o gemiyi, “artık gemisin ve denize çıkabilirsin” diye yollarlar ve teknik yeterlilik belgesi verilir. Daha sonra bu gemi bir sicil, yani bir ülkenin bayrağına limanına kaydedilerek ona bir kimlik kazandırılır ve donatanıyla birlikte, gemi donatılarak gemi sefere çıkartılır” dedi.

İlk baştaki teknik yeterliliğin bayrak devleti kontrolünde olduğunu söyleyen Canca, bir sonraki adımın limanların görevi olduğunu belirtti:

“Gemiler aslında limanda batar”

Şimdi bu gemilerin bu teknik yeterliliklerini bayrak devleti verirken, limanlardan sefere giden bir gemiye de yola elverişlilik belgesi verilir. Yani yapmayı planladığı seferi yapabileceğini, limandaki uzman kişiler tarafından, “evet bu gemi bu seferi yapabilir” diyerek belge verilir. Neye bakıyorlar; teknik yeterliliğine bakıyorlar, personele, yakıtına, durumuna ve genel durumuna bakıyorlar. Asıl soru burada şöyle, “gemiler neden batıyor” “Gemiler aslında limanda batar” diye bir terim var denizcilikte. “Neden limanda batar?” Çünkü gemiler, limanda iyi hazırlanıp, her şeyi teknik olarak yeterliyse, denizde gemiler batmaz. Çünkü buna göre tasarlanıyor. Buna göre yapılıyorlar. İşte bu gemiler, ilk çıkan gemiler, 5-10-15 hatta 20 yıl, yani 5 yıl arayla periyodik olarak karaya çekilir ve her şeyleri baştan aşağı kontrol edilir. Yani neyi kontrol ediliyor; en başında yapıldığı durumda mıdır diye kontrol edilir. Ve bunlar sadece 5 yılda bir yapılmaz, yıllık olarak da kontrolleri yapılıyor, bu kontrollerin tabii ki sıkıntısı başlıyor.

Kontrollerdeki sıkıntılara değinen Canca sözlerine şu şekilde devam etti:

10’uncu yıldan sonra metal yorulması başlıyor

Neden başlıyor? Çünkü ilk 5 ve 10 yılda çok bir sorun yaşanmıyor. Gemiler çok hırpalanmıyor. Çok hasar almıyor. Hâlâ sacları sağlam oluyor. Ama 10’uncu yıldan sonra yıpranmaya başlıyor. Metal yorulması dediğimiz bir yorulma başlıyor. Çünkü deniz şartlarında bu gemi geziyor. Tuzlu su çok zarar veriyor. Bir de gemilerin her 5-10-15-20 yıl kontrollerinde, yapıldığı zamandaki koşullara uygun mudur diye kontrol edecek kişiler gelmiyor. Niye gelmiyor? Çünkü onu mühendisler inşa ediyor, mühendisler denize yolluyor. Fakat kontrol eden kişiler mühendis değil.

Gemilerin yenilenmesi o kadar kolay değil

“Çoğu zaman, özellikle bu küçük batan gemilerle ilgili sorunla karşılaştığımız zaman, bu kontrollerin doğru yapılmadığını biliyoruz” diyen Canca, “Yaşlı gemiler, evet, gemiler yaşlandığı zaman sıkıntıya düşüyor. Çünkü gemilerin uluslararası standartlara göre ekonomik ömrü 12-15 yıldır. 15 yıl sonra artık geminin, ekonomik ömrünü tamamladığı farz edilir. Şimdi yenileme kısmı başlar. Bir gemi ekipmanlarla, ana ekipmanlarla birlikte yaşlanır. Siz onları yenileyebilirsiniz tabii ki ama çok zor. Çünkü eski sacla yeni sac var, yani sacdan yapılmış bir gemiden bahsediyoruz. Sonuçta demir bu, metal. Metal yorgunluğu oluşuyor zaman içerisinde. Bu metal yorgunluğu yanında yeni bir sac koysanız bile, elektrik vererek bir kaynak yapıyorsunuz. Eski sacın ömrünü de kısaltıyorsunuz. O yüzden gemilerin yenilenmesi o kadar kolay değil. Ve 20-25 yaş, hatta küçük gemiler için 30 yaşından sonra artık bu Koster filosunun yenilenmesi gerekiyor. Türkiye’de bu konuda çok çalışma vardı. Deniz Ticaret Odası da bu konuda çalışıyor, Türk Loydu’nun da bu konuda çalışmaları var ama maalesef kamu henüz bunun bilincine varmadı ya da kaynak bulamadılar, öyle diyelim. Bu Koster yenileme filosu programı henüz tamamlanamadı maalesef.

ETİKETLER: , ,
Bunu Paylaşın