Geç olmadan…

Yeşim Yeliz Egeli

yesimegeli@marinedealnews.com

Hiç kuşkusuz, başarıya sadece radikal fikirler gerçeğe dönüştürülebilirse ulaşılır. Tabii radikal bir fikriniz varsa!
Dünyanın dört bir yanında ilham veren konuşmalar, atölyeler ve eğitimler düzenleniyor. Bunlardan biri olan I. Ulusal TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası (GEMİMO) Öğrenci Kurultayı İTÜ Denizcilik Fakültesi’nde 24 Nisan Cumartesi günü düzenlendi.
İTÜ, DEÜ, Barbaros DYO ve KATÜ’nün pırıl pırıl öğrencileri çok akılcı ve saygılı yaklaşımlarıyla güvenli bir ileri adım için isteklerini profesyonelce hazırladıkları sunumlarıyla dile getirdiler. Amaçları; denizcilik eğitiminde büyümeyi sağlamak ve bu büyümeyi hızlandırmak için yapılması gerekenleri karar verici büyüklerine ileterek, uluslararası denizcilik eğitimi normlarına uyumluluğu kabul ettirmekti. O gün her biri kabul görmüş kuralları, alışkanlıkları ve modelleri kendi bakış açılarıyla günümüz şartlarına uyumluluk için özgürce irdelediler.
Gözlemlediğim kadarıyla yeni fikirlerini sunuş biçimleri dengeliydi. Tüm sunumların ortak paydası gelişmeye yönelik bir ihtiyaç listesi gibiydi. Milli Eğitim Bakanlığı’nca denizcilik eğitimi veren kurumların kıyafet ve alametlerine ilişkin yönetmeliğine karşı görüş olarak: Resmi törenler dışında kız öğrencilerin pantolon giyme özgürlüğünün onlardan alınmamasını istediler. Denizcilik mesleğinin doğası gereği uygulanması gereken disiplin merkezli üniversite yaşamının vazgeçilmezliği ile adabımuaşeret kurallarına uyulmasının ülkemizi temsil eden bireyler oldukları için ne kadar gerekli olduğu ise diğer bir saptamalarıydı. Şaşırdık, “Öğrenci kural tanımaz, kendi bildiğini okur” ezberini çoktan bozmuşlardı. Bu alanda eğitim alan öğrencilerin tam ve eksiksiz olarak üniformalı olmasının zorunluluğunu ve yatılı okuyamadıkları için bu kuralları yerine getirmekte zorlandıklarını adeta haykırdılar. Düşününce, bir semtten vasıtayla üniformaları lekelenmeden okula girmeleri bir yana, okulda eğitimleri gereği sürekli kıyafet değiştirmek imkânına sahip olmamaları diğer yana… Asıl yatılılık imkânı olmadığı için Konya’da veya Kars’ta yaşayan orta halli bir zekâ küpünün denizcilik mesleğine atılmasının imkânı da bu şartlarda yok gibi. Kurultaya katılan öğrenciler uluslararası örnekleriyle kıyaslandıklarında, hak ettikleri uluslararası standartlara uygun eğitim kalitesi ve yatılılığa sahip olmaları gerektiğinin altını kalın kalın çizdiler. Haklıydılar!
Geleceğimizi biçimlendirip şekillendiren, insana hizmet eden değerli akademisyenlerimiz özel sektörü seçtiklerinde elbette yaşam kalitelerinin çok daha iyi olacağı göz ardı edilen bir gerçek. Bu nedenle tam donanımlı eğitmenlere her alanda ihtiyacımız olduğu da önemsenmeli, denizciliğin fiziki şartları gereği eğitimin diğer fakültelerden farklı olarak değerlendirilmesi de… Yatılılık düzenine geçilmesinin kaçınılmaz olduğunu artık kabul edip gençlere kulak vermeliyiz. Özel sektörün eğitim seferberliği için yaptıklarına sonsuz teşekkürler; fakat otoriteler ülkemizi, insanımızı, bayrağımızı her alanda kendi değerlerimizle tanıtan bu gönüllü elçilere kapılarını somut çözümlerle artık geç kalmadan açmalı.
Tuzla Belediye’sinin, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın himayesinde inşasına karar verilen İTÜ Denizcilik Fakültesi yurt yeri için, 3 aydır ruhsat vermemesini en temel ihtiyacı barınma  olan bu pırıl pırıl gençlerin eğitim özgürlüğünün kısıtlanması olarak görüyor, bir an önce geleceğimizi inşa edecek bu gençlere yetkililerin yüzünü dönmesini temenni ediyorum.
İTÜ öğrencilerinin ortak akılla taleplerinden çıkan sonuç: Türkiye’yi her platformda harikulade bir mesleki ve kültürel donanımla temsil etmelerinin mecburiyetini,  denizcilik eğitiminin vazgeçilmeyecek önemli değerler için tutkuyla yapılan bir nevi vatani görev olduğunu işaret ediyordu: “Bizler sadece birer mühendis değil, gerektiğinde hukukçu, gerektiğinde doktor, gerektiğinde bir başımıza bir bütünlüğü temsil eden kişileriz. Bizler beraber olmak, birlik olmak zorundayız.”

Bunu Paylaşın
yesimegeli@marinedealnews.com