Brezilya’nın kozu demir cevheri

Aysın Önen

Brezilya denildiğinde çoğumuzun gözünde Rio Karnavalı’ndaki seksi sambacılar, müthiş futbolcular, yüzyıllar süren televizyon dizilerinden müteşekkil bir azgelişmiş ülke canlanır. Oysa  Brezilya dünya ekonomisi üzerinde çok etkili bir ülke

Müthiş samba dansıyla estetik müdahale yaşının 18’in altına düştüğü, ailelerin kızlarına doğum gününde estetik ameliyat hediye ettiği, acı bir güzellik rekabetinin yaşandığı, bu sayede Rio Karnavalı’yla her yıl bütün dünya erkeklerini büyüleyen bir ülke Brezilya. Pele gibi, Roberto Carlos gibi futbolcularıyla dünyayı kendine hayran ediyor. Hatta efsanevi F1 yarış pilotlarıyla tarih yazıyor… Ve ne yazık ki, Güney Amerika’dan Türkiye’ye bundan çok da büyük bir Brezilya resmi yansımıyor. Sonuçta mesafe uzun, ilişkiler kısa.
Halbuki Brezilya pek çok yönden devasa bir ülke. Yüzölçümü ve nüfusu bakımından dünyanın en büyük beşinci ülkesi. Nüfus yoğunluğu bakımından da başı çekenlerden. 1990’lardan bu yana büyük ekonomik gelişmeler yaşanıyor ülkede. Bu ekonomik gelişme topluma aynı şekilde yansımıyor, zengin ile fakir arasındaki uçurum varlığını korusa da, satın alma gücü söz konusu olduğunda dünyanın en büyük sekizinci veya dokuzuncu ekonomisi olarak gösteriliyor. Ocak 1999’da serbest kur sistemine geçen Brezilya, 2002 yılı ortalarında IMF’den 2006’da ödemek üzere rekor bir rakam olan 30,4 milyar dolarlık yardım paketi almış, borcunu vadesi dolmadan ödemeyi başarmıştı.

Ticaret dengesi
Brezilya mali piyasalar ile hammadde piyasasında ağırlığını gittikçe daha çok hissettiriyor. Rusya, Hindistan ve Çin’le birlikte, hızlı gelişen dört ülkelik grubun dördüncü ayağı kabul ediliyor. İmalat, madencilik ve tarım sektörleri hızla gelişiyor. Diğer yandan teknoloji ve hizmet sektörü de ekonomide büyük rol oynuyor. Ülkede ulusal üretimin yüzde 20’sini sanayi, ikinci bir yüzde 20’lik dilimini tarım, yüzde 60’ını ise hizmet sektörü karşılıyor.
Dış ticaret dengesini sağlayan Brezilya’nın en önemli ihracat maddeleri uçak, kahve, otomobil, soya fasulyesi, demir cevheri, portakal suyu, çelik, etanol, tekstil, ayakkabı, konserve sığır eti ve elektrik malzemeleri. Ana ithalat ürünleri ise, makine araç-gereçleri, kimyasal maddeler, petrol ve elektrik.

Asya ile deniz trafiği artıyor
Brezilya’nın uzak Asya diyarlarıyla artan gemi trafiği tüm dünyada navlun fiyatlarını altüst etmeye yetiyor. Baltık Borsası kuru yük navlun endeksi tarihinde ilk kez 10 Ekim 2007’de 10 000 puanı aştı
Brezilya’nın hem ihracatta (yüzde 5,8) hem de ithalatta (yüzde 7,3) en büyük ortaklarından biri Çin. Ülkenin uzak Asya diyarlarıyla artan gemi trafiği tüm dünyada navlun fiyatlarını altüst etmeye yetiyor. 1985’te oluşturulan Baltık Borsası kuru yük navlun endeksi tarihinde ilk kez 10 Ekim 2007’de 10 000 puanı aştı. Zira capesize gemilere talep çok yüksek. Brezilya’dan Kore’ye giden 176 000 DWT’lik bir geminin günlük kirası 227 000 dolar seviyesinde. Oysa, geçen yılın başında aynı güzergâhta nakliye bedelinin ton başına 85 dolar olduğu belirtiliyor. Demir cevherinin taşıması capesize gemilerle, çelik fabrikalarında kullanılan kok kömürünün taşıması ise panamax ve post panamax kuru dökme yük gemileriyle yapılıyor.
Aynı şekilde, Avustralya, Yeni Zelanda ve Asya’nın en büyük araştırma şirketlerinden biri olan Macquarie Research’ün analistleri, bir yıl önce 60 dolar/ton bazında seyreden Brezilya’dan Çin’e demir cevheri taşıma maliyetlerinin bugünlerde 85-91 dolar/ton fiyat aralığında seyrettiğini belirtiyorlar.

Demir cevherinin rolü
Demir cevheri deniz taşımacılığı maliyetleri üzerinde önemli rol oynuyor. Dünyanın en büyük demir cevheri ihracatçıları Avustralya ile Brezilya. Bu iki ülke 2003’te yaptıkları toplam 371,9 milyon tonluk demir cevheri ihracatıyla dünya ihracatının yüzde 65’ini gerçekleştirmiş. Demir cevherinin geleneksel ana ithalatçıları ise Avrupa, Kuzey Amerika, Japonya, Tayvan ve Kuzey Kore. Son yıllarda müthiş bir hızla büyüyen Çin’in çelik talebi de iki kat artmış, Avustralya’nın karşılamaya yetişemediği bu talebi uzaklığına rağmen Brezilya üstlenmiş.
Brezilya’da üslenmiş bulunan demir cevheri madencisi CVRD, 2007’de 300 milyon ton civarında gerçekleşen demir cevheri üretimini bu yıl 330 milyon tonun üzerine çekmeyi tasarladığını duyurdu. CVRD Başkanı Roger Agnelli, talep artışına paralel olarak üretimi yukarı çekeceklerini, 2011 yılında 450 milyon tonluk bir üretime ulaşmayı hedeflediklerini açıkladı.
Euroforum tarafından Berlin’de düzenlenen demir cevheri konferansında da çarpıcı tahminler dile getirildi. Verdikleri oranlar birbirinden yüzde 10 civarında farklı olmakla birlikte, CSFB ve UBS analistleri demir cevheri fiyatlarının bu yıl ve önümüzdeki yıl yükselmeye devam edeceği tahmininde bulundular. Her iki kurum da tahminlerini Çin’in artan talebine dayandırdı.
Brezilya’nın diğer tüm ihracat ve ithalat etkinliklerini bir kenara koysak bile, sırf demir cevheri ithalatıyla deniz ticaretinde maliyetleri belirleyici unsur olarak yerini koruyacağı kesin.

Rakibimiz sambacı tavuklar!
Brezilya’nın dünya devi olma yolundaki atağı akıllı adımlarla sürüyor. Bunun en çarpıcı örneği, Kuzey Irak’a kaptırdığımız tavuk ihracatı. Kapı komşumuz Kuzey Irak’taki piliçlerin yüzde 70’i Brezilya, yüzde 30’u ise ABD menşeli. Bölgenin şeker ihtiyacının da hemen hemen tamamını Brezilya karşılıyor.
Irak’ın yanı başındaki Türkiye’den alacağı tavuk etinin tonu 1,500 dolarken, Brezilya tavuğunun ton fiyatı 800 dolara geliyor. Üstelik yüzde 10 navlun da bu fiyata dahil. Aradaki bu büyük fiyat farkının nedenleri, Lula iktidarından beri ihracatçı şirketlere sağlanan kolaylıklar ile tavuk üretiminde kullanılan yemdeki maliyet farkı. Biz tavuklarımızı –nedense- ithal ve pahalı yemle beslerken– Brezilya biyoyakıt kullanımı için soya ekimini destekliyor ve ürünün küspesini de tavuk yemi olarak değerlendiriyor. Bu şekilde tavuğun beslenme maliyeti üçte birine düşüyor.

Bunu Paylaşın