Çakır: DTO Meclisi mahkeme salonu gibi

MDN İstanbul

Sefine Tersanesi ortaklarından ve KOSDER Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Çakır, denizcilik sektöründe yaşanan son gelişmeleri MarineDeal News okurları için değerlendirdi

Yalova tersanelerinin son dönemde yurt dışına yaptığı satışlarla öne çıktığını belirten Salih Zeki Çakır, teminat verme gücü olan tersanelerin Avrupa’dan sipariş alma konusunda sıkıntı yaşamadıklarını kaydetti.

“Sefine olarak 2014’te gemi inşada önemli siparişler alındı. Kapasite kullanım oranımızın tamir bakımda  yüzde 100, yeni inşa da ise yüzde 75-80 civarında olduğunu söyleyebilirim. Son yıllarda siparişler ağırlıklı olarak Norveç’ten alındı. Bu yıl Estonya ve Norveç’e  ikişer adet olmak üzere toplam dört adet  feribot inşa bağlantısı yaptık. Estonya’ya yapılacak iki adet feribotu 2016’da, Norveç’e yapılacak iki feribot siparişini ise 2017’de teslim edeceğiz. Şu an itibarıyla önümüzde imza atmak üzere olduğumuz birkaç proje var. Tersanede tamir ile inşayı birleştirdiğimiz için maliyeti daha rahat kontrol edebiliyoruz. Normal rekabet şartları içinde olsaydık tamir ile inşanın ayrılmasını isterdim, işin ideali budur. Avrupa ve Uzak Doğu’da tersanelere teşvik var, teşvik olmazsa bu işlerin sürdürülmesi mümkün değil.’’

Türk gemi inşa sektörünün İdare’den ve bankacılık sektöründen beklediği desteği göremediğini ifade eden Çakır, “Teşvik alınamamasının nedenleri kamuoyu oluşturamama, kendini tanıtamama, avantajlarının anlaşılamaması, ülke ekonomisine katkısının bilinememesi gibi çoğaltılabilir” diyerek sektörün hem ekonomik hem de stratejik öneminin anlaşılamadığının altını çizdi.

Dünya gemi inşa sektöründe oluşturulan beklentilerin ve yapılan analizlerin güvenilir olmadığını kaydeden Çakır, tutulan istatistiklerin manipülasyona açık olduğunu kaydetti.

‘’2015 için Avrupa’da yayınlanan satış ve ticaret raporlarının doğruluğundan çok emin olamıyorum. Onların sektörü yanlış yönlendirdiğini düşünüyorum. Çünkü daima aracı konumundalar, alımdan da satımdan da kâr edecekler. Savunduğum şey şu: Onlar bu istatistikleri toplamak için ciddi yatırımlar yapıyor. Topladıkları verileri ilk önce kendileri tüketiyor, bizim gibi ülkeler ise tüketilmiş bilgiyi kullanıyor. Bizler en az 6 ay eski verilere göre konuştuğumuz için yanılma payımız yüksek.

Bu anlamda Koster filosunun istatistikleriyle ilgili yayınladığımız İstfix’in çok büyük önemi var. Çünkü kendi koster filomuzdan gelen bilgilerden büyük bir veri tabanı oluştuğundan sağlıklı satış ve tonaj rakamlarına ulaşmak mümkün oluyor. Küçük tonajda Akdeniz ve Karadeniz havzasında bir numara olduğumuz için Avrupalılar bilgileri bizden alıyor. Ancak büyük tonajda filomuz yeterince güçlü olmadığından sağlıklı bir veri tabanı oluşturmak çok zor.”

“2015 yılı gemi inşa için iyi bir yıl olacak”
2015 yılında armatörlük sektörünü zorlu bir yıl beklediğini kaydeden Çakır, gemi inşa sektörü için ise umutlu olduğunu söyledi.

“2015 yılında gemi inşanın 2014’e göre daha iyi geçeceğini düşünüyorum. 2023’teki 10 milyar dolar gemi ihracatı hedefi offshore platform projelerinin alınmasına bağlı olarak gerçekleşebilir. Bu tip işler de referans olmadan alınamıyor, bir işi almak istiyorsanız daha önce yapmış olmanız tercih ediliyor.“

Çakır, Deniz Ticaret Odası’nın yetkili mercilerde etkili olamadığının altını çizdi. “DTO Ankara’da sorunlardan bahsetse de sonuç alamıyor. Denizciliğin sorunları biliniyor fakat yıllardır yönetimde olan arkdaşlar bir türlü çözüm yolu bulamıyor. Çözümler bireysel konuşmalarla  değil, bilimsel araştırmalarla olur. Bu bir süreçtir ve süreklilik gerekir.’’

Ben Deniz Ticaret Odası kaynaklarının çok büyük bir kısmının Piri Reis Üniversitesi’ne aktarılmasını eleştirdim, fakat bu eğitime karşı olduğum anlamına gelmesin. Ben bu kaynağın dengeli bir şekilde başka alanlara da aktarılmasından yanayım. Genel olarak eğitim iyidir, diye bir işe girilmez, fayda-maliyet analizlerinin yapılması gerekir.”

“Oyumu bir kere daha değiştirmem”
Deniz Ticaret Odası bütçe görüşmelerinde bütçeye önce ‘Hayır’ oyu verip sonra oyunu değiştirmesinin eleştirilmesi konusunda çarpıcı ifadeler kullanan Çakır,” Ben fikrimi nezaketen değiştirdim. Yılmaz Bey’le  bir hukukumuz var, kendisi bu işi çok önemsedi. Fakat bu sadece bir defalık bir şeydi. Tekrar aynı durumda kalırsam ‘Hayır’ oyu vereceğim. Harcanan bütçe sektörün çoğunluğuna faydalı olursa karşı çıkmamız söz konusu değil.

Şu anda bence Türk denizciliğinin ve ülkenin en büyük ihtiyacı çok maksatlı, modern ve donanımlı bir eğitim gemisi. Bu tek kuruşun bile ziyan olmayacağı bir yatırım olur. Şu ana kadar yapılmamış olması bile ülke denizciliğinin büyük ihmallerinden biridir. Ancak bunları mecliste dile getiren hiç kimse yok, muhalefette yalnız kalıyorum. Her şeyi ben söyleyince de beni uyumsuz biri olarak görüyorlar, baskı altında hissediyorum. Bu sadece benim için de geçerli değil, yeni fikir ortaya atacak herkes suçluluk duygusu hissediyor. DTO meclisi mahkeme salonu gibi. Hakim de, savcı da aynı…’’

Meclisten çıkacak yeni koster hurda teşviğinin kapsamının yeterli olmadığını kaydeden Salih Zeki Çakır, bu haliyle yasadan hemen hemen hiçbir koster armatörünün yararlanmasının mümkün olmadığını ifade etti. Çakır koster filosunun yenilenmesi konusundaki çalışmalarını hızlandırdıklarına da değinirken son yıllarda kan kaybeden Türk koster armatörlüğünü tekrar güçlendirmek için Koster Yatırım AŞ’yi kurduklarını ifade etti.

“Çıkması beklenen hurda teşviği yeterli değil. Bu yasanın genişletilmesi gerekiyor, çünkü denizcilik şu anda teşviğe muhtaç durumda. Şu anda borçlarını çeviremeyen tutuklu gemi sayısını dikkate aldığımızda planlanan yasayla en fazla iki-üç gemi yenilenebilir. Oysa bizim hedefimiz 100 yeni koster gemisini devreye sokmak.

Akdeniz ve Karadeniz havzasındaki taşımacılığı sürdürebilir hale getirme amacındayız. Artık yaşlı gemilerle devam etmenin mümkün olamayacağını görüyoruz. Bu sebeple koster gemisi inşa etme, filoyu işletme ve gemi kiralama olarak üç ayrı şirket kuruyoruz. İlk olarak Koster Yatırım AŞ’yi geçtiğimiz günlerde kurarak ortak armatörlük modeline geçişin ilk adımlarını attık. Şirketin şu an 30 hissedarı bulunuyor ve yakın zamanda bu sayı 50’yi geçecek. Herkes katkı verdiği ölçüde şirketten hisse alarak sahip olacağımız güçlü filodan fayda sağlayacak. SPK denetimine açık olacak şirkette insanlar geminin sahibi değil de şirketin hissedarı olacak.”

Bunu Paylaşın