Şeffaf işbirliğiyle kriz aşılabilir

Fuat Çakmak

Son birkaç yıldır devam etmekte olan aşırı yüksek navlun ve aşırı değerli gemi fiyatlarının ne kadar süreceği konusunda soru işaretleri denizciler için hep kuşku oluşturmaktaydı. Ancak navlun ve gemi fiyatlarındaki düşüşler 2 ay önce Lehman Brothers’in iflasıyla başlayan küresel krizle başlamadı. 2008 yılı ilk çeyreğinden itibaren oluşmaya başlayan tehlike sinyalleri küresel krizle birlikte iyice dibe vurdu.
Arz-talep dengesinin ne talep ne de arz yönünde değişkenlik göstermediği ve dünya ticaretinin büyük oranda denizyoluyla yapıldığı günümüz dünyasında ticaretin daralmasıyla oluşan konjonktür öncelikle deniz ticaretini ve dolayısıyla armatörlerle birlikte tersaneleri de olumsuz yönde etkiledi.
Kredi kuruluşlarının kriz ortamında kendi dertlerine düşmüş olmaları verilen kredilerin geri çağrılmasına, ek teminatlar talep edilmesine ve verilmesi planlanan kredilerin de tamamen iptal edilmesine neden oldu. Tersanelerimizde yeni inşa edilmekte olan ve spekülatif amaçlı gemiler alıcı olmaması nedeniyle satılamıyor. Hatta bazı tersanelerin bu satılamayan gemilerle gemi işletmeciliği konusunda planlar yaptığı da biliniyor. Özellikle kuru yük taşıyıcıları gemilerini düşük navlun değerlerinin günlük giderlerini bile karşılamaması nedeniyle laid-up yapıyorlar. Banka finansmanıyla satın alınan bu gemilerin kredi geri ödemelerinin aksaması nedeniyle satılması da uygun fiyatlardan alıcı olmaması nedeniyle mümkün görünmüyor.
2009 yılının dünyada ticaret hacmi olarak kayıp bir yıl olacağı tahminleri nedeniyle gemi taşımacılık ve inşa faaliyetlerinde bağlantılı olarak bir düzelme beklenmiyor. Diğer taraftan çok uygun fiyatlarla ikinci el gemi alımı ile kur ve çelik fiyatlarındaki düşmeler sonucunda yeni gemi inşa maliyetlerinin azalması nedeniyle nakitlerini değerlendirmek isteyenler veya kredibilitesi olan yatırımcılar için kriz bir fırsat olabilir. Tersanelerde inşaatı bitmiş fakat satılamayan gemilerin uygun fiyatlarla alınması hem tersanenin nakite dönmesi ve yeni yatırımları planlaması hem de alıcılar için kriz sonu itibariyle yatırım avantajı oluşturabilir. Aksi takdirde tersanelerin faaliyetlerini durdurması neticesinde kısa vadede istihdam sorunu ve sonrasında kapanma tehlikesi baş gösterecektir.
Sektör oyuncularının ve finans kuruluşlarının bu geçiş dönemini −çünkü hiçbir kriz sonsuza dek sürmeyeceğine göre− karşılıklı anlayış ve şeffaf işbirliğiyle en az hasarla ve en kısa sürede atlatma çabaları akılcı olacaktır.

Bunu Paylaşın