Dünyanın öncü denizcilik okullarından Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokulu’nun müdürü Prof. Dr. Güldem Cerit denizsiz başkentimizde doğmuş doğmasına ama doğuştan denizsever ve aileden denizci
[membership level=”0″]
[/membership][membership]
İzmir’deki Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak kurulup 1988 yılında eğitime başlayan Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokulu bu yıl yirminci yaşını kutluyor. 51 öğrenciyle eğitime başlayan okulun bünyesinde Denizcilik İşletmeleri Yönetimi, Güverte ve Makine bölümleri var. Aynı zamanda ISO 9002 kalite belgesine, Uluslararası Denizcilik Üniversiteleri Birliği (IAMU) üyeliğine, yüksek lisans ve doktora eğitimlerine, modern laboratuar, kütüphane ve bilgisayar sistemlerine sahip. Dünyada “Aktif Eğitim” sistemli eğitim veren ilk denizcilik okulu olmak gibi pek çok başarısıyla adından sıkça söz ettiren Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokulu kısa tarihinde dünya denizciliğinde en önemli eğitim kurumlarından biri haline geldi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokulu’nun kaydettiği bu büyük ve hızlı gelişimde, altına imza attığı başarılarda en büyük övgüyü hak edenlerden biri hiç kuşku yok ki okulun ilk kadrolu öğretim üyesi ve müdürü Prof. Dr. Güldem Cerit.
Aileden denizci
İtiraf edelim, nereli olduğunu sorduğumuzda hangi kıyı şehrimizden geldiğini merak ediyorduk, bu yüzden de “Ankara” cevabı bizi çok şaşırttı. Ama Güldem Cerit aslında denizci bir aileden geliyor. Aile ağacının özellikle Midillili / İzmirli anne tarafında önemli denizciler yer alıyor. Örneğin, İstanbul Boğazı kılavuz kaptanlarından İhsan Kaptan ile Hamidiye’nin 2. Kaptanı Adil Kaptan. “Ayrıca denizcilik camiamızın duayenlerinden geçen yıl kaybettiğimiz Turgut Giray sözünü ettiğim İhsan Kaptan’ın oğludur. Dayım Prof. Dr. Kemal Karhan ise Türkiye’nin ilk gemi inşa mühendislerindendir. Ancak beni denizciliğe çeken yüksek lisans ve doktora tez danışmanım, Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokulu’nun 1990-1997 yılları arasında müdürlüğünü yürüten Prof. Dr. Ömer Baybars Tek hocam olmuştur” diye anlatıyor Cerit.
Güldem Cerit Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde Kimya Mühendisliği okumuş. Metin Uslu A.Ş. ve Yaşar Holding’in mühendislik ve pazarlama alanlarında toplam dokuz yıl çalışmış. Özel sektördeki işleriyle eş zamanlı olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı’nda yüksek lisans ve doktora yapmış. “Doktora süreci insanı eğitim ve bilim yoluna yaklaştırıyor” diyor. İşte, o sırada danışmanı olan Prof. Dr. Ömer Baybars Tek kendisine üniversiteye katılmasını önermiş. Böylece, 1993’te öneriyi ‘onurla’ kabul edip 39 yaşındayken okulun ilk kadrolu öğretim üyesi olarak hem hocalığa hem de denizciliğe ilk adımını atmış. Doçentliğini de Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Anabilim Dalı’nda almış.
Kızının adı ‘Martı’
Prof. Dr. Güldem Cerit, bu sektörde emek veren herkes gibi çok meşakkatli olduğunu söylediği denizciliğe adımını atmadan önce de bir deniz sevdalısıymış. Nitekim, mesleğe girmeden çok önce, 1978 yılında dünyaya gelen kızının adı Martı. Deniz adı bile deniz sevgisini bu kadar vurgulayan bir isim değil, size de öyle gelmiyor mu?
Martı, Makine ve Yüksek Endüstri Mühendisliği okumuş, şu an eğitim sektörüne hizmet veriyormuş. “Ama” diyor Cerit, “deniz insanı çeker, o da bundan nasibini alacaktır sanıyorum.”
Güldem Cerit, denizciliğin iş ile özel hayatı birbirinden ayrılmaz hale getiren bir meslek olduğunu söylüyor. Yine de ailesinden hep destek bulmuş: “Denizciliğin eğitimi, bilimi, sosyal ve kültürel yönleriyle bütünleşik bir sektör ve insan faktörünün en üst noktada ele alınması gereken fevkalade hassas bir alan olması nedeniyle iş ile özel hayat ayrımından söz etmek pek mümkün olamıyor. Burada da sevgi en önemli değişken. Sevgi ile iş ve özel hayat birbirine bağlanıyor.”
Ailesiyle sıkı bağlarının yanı sıra şiir, edebiyat, müzik ve sinema kendisini hayata bağladığını düşündüğü diğer ilgi alanları.
Başarısının sırrını çözdük!
Denizcilikte kadın çalışan, en azından ön planda bulunan kadın sayısı az. Prof. Dr. Güldem Cerit kadınların her meslekte olduğu gibi denizcilikte de çok başarılı, aranılan elemanlar olduğu görüşünde. Ona göre, gerek karadaki gerekse denizdeki denizcilik görevlerinde kadınlar titiz, azimli, fedakâr olmaları ve yüksek iletişim gücü içeren performanslarıyla farklılıklarını ortaya koyuyorlar.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokulu’nun, kendisinin yönetimi altında girdiği yirminci yaşı ile ilgili olarak Prof. Dr. Güldem Cerit geçmişe yönelik vefakâr, bugüne yönelik mutlu, geleceğe yönelik umutlu bir tablo çiziyor: “Okulumuzun kuruluşunu, ilkelerini ve çerçevesini belirleyen tüm kurucularımıza, yöneticilerimize, emeği geçen tüm kurum ve kuruluşların temsilcilerine, tüm hocalarımız ile Dokuz Eylül Üniversitesi ailesine sonsuz şükran duymaktayız. Fevkalade idealist ve fedakâr akademik ve idari kadromuzla bilimsel, eğitsel, sektörel, sosyal ve kültürel görevlerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. En büyük mutluluğumuz tüm programlarımızdaki öğrencilerimizin ve hatta öğrenci velilerimizin bu çabalarımıza sağladığı aktif destektir. Dünyada denizcilik bilimi ve eğitiminde farklı ve saygın bir konumda olduğumuzu söyleyebiliriz.Yüksekokulumuza olan teveccühteki sürekli artış bu toplam sevgi, azim ve çabanın ürünüdür.”
Prof. Dr. Güldem Cerit’in başarısının sırrını hayat felsefesinde bulduğumuzu düşünüyoruz. “Daima insan olmaya çalışıyorum” diyor Cerit. “Beni ben yapanlara, ülkeme ve milletime şükranlarımı ifade edebilmenin yolu olarak ne kadar çalışsam azdır diye düşünüyorum. Tek ödülün ve tek beklentinin karşımızdakilerin gözbebeklerindeki sevgi olabileceğine inanarak sonsuza kadar hizmet etmemiz gerektiğine inanıyorum.”
Yaptığı her işte esas beklentisi karşısındakinin gözbebeklerinde sevgi, mutluluk görmek olan biri kötü iş yapabilir, başarısız olabilir mi? İşte, cevabı Prof. Dr. Güldem Cerit.
[/membership]
