İsveç’te deniz kurtarma kardeşliği

Hakan Akçura

İsveç Deniz Kurtarma Topluluğu bugün 1 700’ü 24  saat hazır bekleyen gönüllüler olmak üzere 60 bini aşan üye sayısına ve yüzyılı aşan deneyime ulaşan bir topluluk

İsveç’te ailecek gidip geldiğimiz bir ada var: Möja. Stockholm takımadalarının en popüler ve büyük adalarından olan Möja, XIX. yüzyıldan önce yerleşimin olmadığı, sadece balıkçıların, avcıların, böğürtlen toplayıcıların bildiği ve uğradığı bir adaymış. El değmemiş bataklıkları ve çok özel koruma önlemleriyle yaklaşılan bakir düz kayalıkları, zengin faunasıyla hâlâ vahşi bir ada Möja.
Oraya genellikle yaz ortası şenliklerinde gideriz. Çocukları, çocuklarımızın arkadaşı olan görüştüğümüz bir çift var: Mats ve Stina. Stina’nın yüzünü az görürüz. Anasından devraldığı, masaları müdavim gurmeleri ve meraklılarıyla her zaman dolup taşan balık lokantasının mutfağındadır genellikle. Mats ise daha sık yanımızda yöremizde olsa da, rüzgârları izlemekten vazgeçmez konuşurken. Dalgalara göz atar, saatine bakar; bir şeyleri bekler, sezer gibi tedirgindir zaman zaman. Her an hazırdır beline astığı çağrı cihazından gelecek sinyale. Yaz ortası şenlikleri zamanı, tüm alkol sınırlarının aşıldığı, dikkat ve özenin rafa kalktığı, her an bir kaza haberinin alınabileceği, bir kurtarma operasyonunun gündeme gelebileceği zamandır. Sinyal çalar, Mats fırlar, motosikletine biner ve tüm tecrübesiyle birilerini daha kurtarmaya doğru hızla yol alır. O bir “deniz kurtarma kardeşliği” gönüllüsüdür.

100 yıldır tehlikeyle burun buruna
İsveç ulusal deniz kurtarma sivil örgütlenmesinin 1907’de kurulması, 1903 kasırgasının sonrasına ve bu felaketin neyi gereksindirdiğine ilişkin arayışlara rastlar. Bu yıllarda Lloyds of London’ın gemi yapım mühendisi Albert Isakson, 1903’te Almanya’da yapılan Dünya Deniz Kurtarma Konferansı’nda deniz kazalarına ilişkin en zayıf donanıma sahip iki ülkenin İsveç ve Yunanistan olduğunu açıklar. 1 Haziran 1907’de ise İsveç gemicilik sanayinin çağrısı ile bir araya gelinmesine, uzun tartışmaların ardından İsveç Deniz Kurtarma Topluluğu’nun kurulmasına önayak olur.

Bugün 1 700’ü 24  saat hazır bekleyen gönüllüler olmak üzere 60 bini aşan üye sayısına ve yüzyılı aşan deneyime ulaşan topluluk, İsveç kıyılarında çok önemli bir sorumluluğu hakkınca yerine getiriyor.

Üç temel sacayağı
İsveç Deniz Kurtarma Topluluğu’nun işlevi, her an tüm sularda, yani deniz, içdeniz, göl ve akarsularda hayat kurtarmaya hazır olmak. Bu görevin altından kalkmak için sırtını üç temel sacayağı içeren yapısına dayıyor: Operasyon bölümü, koruyucu bölüm, araştırma ve geliştirme bölümü. Bu üç bölüm kesin bir işbirliği ve yardımlaşmayla  çalışıyor.
Topluluk devamlı toplantılarla geleceğin gemiciliğine, yetki ve yükümlülüklerine ve kurumlarına odaklanmış durumda. Gemicilikteki her değişime ayak uydurabilmek ve bu uğraşta geç kalmamak temel hedefleri. Ülkedeki sıradışı kış koşullarında, gemilerin uzun erimli rotaları, her an bu topluluğun denetimi ve yardımını gerektiriyor.
Hiçbir devlet yardımı almadan, sadece üyelerinin katkıları, bağışlar ve gönüllülerle yaşayan bu örgütlenme, tüm İsveç karasularının yüzde 70’inin can güvenliğinden sorumlu.

Yeni hızlı kurtarma tekneleri
İsveç Deniz Kurtarma Topluluğu, tüm karasularında kurtarma etkinliği için her an 160 teknesini hazır tutuyor. Hızın can kurtarmadaki öneminin bilinciyle filosunu sürekli yeniliyor.
Rausing sınıfı büyük kurtarma tekneleri tüm koşullara uyumlu 20 metrelik sıradışı tekneler. Morötesi ışıkla araştırma yapabilecek kadar gelişmiş donanımı mevcut.
Filonun Victoria sınıfı tekneleri ise, bizzat kendi mühendislerinin tasarlayıp geliştirdiği geniş tarama, araştırma, kurtarma donanımlarıyla dünya çapında saygınlık kazanan 12 metrelik tekneler.

İsveç, 1903’te deniz kazalarına ilişkin en zayıf donanıma sahip iki ülkeden biriydi. İsveç Deniz Kurtarma Topluluğu 1907’de bu nedenle kuruldu

Gönüllüler kardeşliği
İsveç Deniz Kurtarma Topluluğu, çok geniş sorumluluk alanı içinde, alarm verilmesinden başlayarak en geç on beş dakika içinde hedefine ulaşmaya ve kurtarmaya odaklanmış bir çalışma anlayışına sahip. Son veriler, çoğunlukla bu hedefinden daha kısa sürede görevini başarabildiklerini işaret ediyor. Bunu sağlayan en özel niteliği ise, sahip olduğu 1 700 kişilik gönüllü ordusu.
Marangozlardan, doktorlardan, balıkçılardan, öğretmenlerden, satıcılardan, tesisatçılardan ve daha farklı birçok meslekten oluşan gönüllüler, güçlü bir dayanışma ve sorumluluk duygusuyla birbirlerine bağlılar. Her mevsimde, her koşulda, her an göreve hazır olmak, işlerinin tanımı.

Mats
Aslında öyküye başladığım yere dönersek, bu geniş ve yaşamsal örgütlenmenin gönüllülerinden olan Mats’ın her operasyon dönüşünde, yorgun, doygun, huzurlu gülümseyişiyle kahvesini yudumladığı anı solumayı severim. Onu seyrederim. Can kurtarmanın o başka şeye benzemeyen buğusundan çıkar, başka şeyler konuşuruz. Ona benim ülkemdeki canların onu ülkesindekinden çok ama çok daha ucuz olduğundan ve çoğunu kurtaramadığımızdan söz etmem.

Bunu Paylaşın