Bir Soğuk Savaş efsanesi: Alfa Sınıfı denizaltılar

MDN İstanbul

Bazı özellikleriyle eşsiz bir mühendislik ürünü olarak bir döneme damgasını vuran, ki o dönem harekât sahasındaki önemli bir yenilik ve karşı tedbirin geliştirilmesinde de itici ve katalizör bir rol oynayan Alfa Sınıfı denizaltıları MarineDeal News okuyucuları için Tuğamiral (E) Bülent Turan yazdı

Soğuk Savaş süresince Sovyetler Birliği tarafından çok sayıda ve sınıfta denizaltı üretilmişti. Kuşkusuz her sınıf denizaltının ayrı bir rolü ve önemi vardı. Örneğin Delta Sınıfı SSBN’ler (1) uzun menzilli ve yüksek tahrip gücüne sahip nükleer balistik füzeleri atabilme kabiliyetine sahipti. Bu füzelerin birinin bile ateşlenmesi Hiroşima ve Nagazaki’ye benzer bir yıkıma ve 3’ncü Dünya Savaşı’nın çıkmasına neden olabilirdi. Diğer yandan, Sovyet nükleer hücum denizaltıları (SSN (2)) da ABD uçak gemileri, ABD/İngiliz nükleer denizaltıları gibi stratejik platformlara tehdit teşkil edebilecek kabiliyete sahipti. İşte bu ve benzeri nedenlerle Soğuk Savaş yıllarında başta ABD olmak üzere pek çok NATO ülkesini en çok meşgul eden konulardan biri de Sovyet denizaltılarıydı. İstihbarat örgütleri, özellikle de CIA tarafından Sovyet denizaltılarındaki gelişmeler yakından takip ediliyor ve elde edilen istihbarat ilgili NATO ülkelerinin doktrin ve stratejilerinin güncellenmesinde önemli bir kaynağı teşkil ediyordu. Bunun yansımaları, ülkelerin savunma planlamaları ile kuvvet yapısının belirlenmesinde de görülebiliyordu. Bu istihbarat ayrıca, Sovyet denizaltılarına karşı kullanılacak platformlar ile sensör ve silâhlarda bulunması gereken özelliklerin belirlenmesinde de önemli bir etkiye sahipti.

Soğuk Savaş Dönemi’nde inşa edilen Sovyet denizaltıları arasında en çok bilinen ve dikkat çekenlerden biri de “Alfa Sınıfı” denizaltılardı. Nispeten kısa bir dönem kullanılmalarına ve sadece 6 adedi (3) envantere girmesine karşın, gelişmiş yetenekleri ve o dönem için pek çok yeniliği bünyesinde barındıran dizaynı nedeniyle Alfa Sınıfı denizaltılar istihbarat ve askerî çevrelerde büyük ilgi çekmişti. Alfa Sınıfı denizaltıların oluşturduğu tehdit Batı literatüründe “Alfa Tehdidi- Alfa Threat” olarak tanımlanmıştı. O yıllarda popüler kültürde de Alfa Sınıfı denizaltılar kendini göstermişti. Örneğin, Tom Clancy’nin aynı adla beyaz perdeye de uyarlanan meşhur romanı “Kızıl Ekim”de (4) Alfa sınıfı denizaltılara da yer verilmişti. Bu romanda komutanı tarafından ABD’ye kaçırılan Typhoon sınıfı SSBN’i (Kızıl Ekim) takip ve gerektiğinde imha ile görevlendirilen bir Alfa Sınıfı denizaltı hem Kızıl Ekim hem de ABD denizaltısı USS Dallas’ta büyük bir endişe yaratmıştı. Kurgunun verdiği avantajla, neyse ki endişeler boşa çıkmış, Alfa Sınıfı denizaltı kendi attığı torpidoyla kendini batırmıştı.

Aslında o tarihlerde Alfa Sınıfı denizaltılar hakkında bilinenler ve bu denizaltılar hakkında oluşan algı göz önünde bulundurulduğunda, Alfa Sınıfı denizaltılara olan bu yoğun ilginin haksız olmadığı anlaşılmaktadır. Gelin şimdi bu denizaltıları daha yakından tanıyalım.

Dizayn tarihçesi (5)

Leningrad’da bulunan Sovyet Özel Dizayn Bürosu-143 (SKB- 143) (6) tarafından Project 705 Lyra Sınıfı denizaltıların dizayn çalışmasına 1958 yılı sonları ile 1959 yılı başları gibi bir dönemde başlanmıştı. İleride Project 705 Lyra denizaltılarına “Alfa Sınıfı denizaltı” NATO tanımlama kodu verilecek ve yaygın olarak bu adla anılacaklardı. Bu çalışmada özellikle NATO ülkelerinin nükleer denizaltılarına karşı kullanılmak üzere, düşük deplasmanlı ve yüksek sualtı süratli bir nükleer denizaltı dizaynı amaçlanmaktaydı. Başlangıçta bu amaca ulaşılabilmek için belirlenen dizayn hedefleri; 1500 tonluk bir deplasman, tek katmanlı tekne yapısı (7), titanyum mukavim tekne, tek reaktör/tek şaft, tam otomasyon ve 12 kişilik mürettebat (8) olarak belirlenmişti. Ancak bu hedefler ve bu kadar düşük tonaj bir nükleer denizaltı için oldukça iddialıydı ve hedeflerin bir kısmı da gerçekçi değildi. Ayrıca, tek katmanlı tekne yapısı özellikle kutup bölgesi yakınlarında icra edilecek harekât bakımından Sovyet doktrinine uygun değildi. Doğal olarak, çalışmalar süresince dizayn hedeflerinde önemli bazı değişiklikler yapıldı. Denizaltının tonajı ve mürettebat sayısı artırıldı; ayrıca tek katmanlı tekne yerine çift tekneli bir yapıya karar verildi.

Alfa Sınıfı denizaltıların en önemli özelliklerinden biri de nükleer reaktörünün Sıvı Metal Soğutmalı (Liquid Metal cooled nuclear Reactor – LMR) tipte olmasıydı. Buna göre reaktörün ilk çevriminde kurşun-bizmut ötektiği (9) soğutucu olarak kullanılmaktaydı. Ancak, oldukça iddialı olan bu reaktör yapısı, ileride bu denizaltıların güvenilir ve faal olarak işletilmesinde önemli sorunlara neden olacaktı.

Alfa Sınıfı denizaltıların teknik özellikleri

Dizayn çalışmaları tamamlandığında Alfa Sınıfı denizaltı, 320- 350 metre harekât derinliğinde 41 knots’a kadar sürat yapabilen yaklaşık 80 metre boyunda ve 3200 ton deplasmanında bir nükleer hücum denizaltısı olarak şekillendirilmişti. Alfa Sınıfı denizaltıların özellikle yüksek sürati çok dikkat çekiciydi. Ayrıca, titanyum mukavim tekne yapısı, Alfa Sınıfı denizaltılara çeliğe nazaran daha düşük bir deplasman sağlamanın yanı sıra, patlayıcılara karşı daha dayanıklılık ve manyetik sensörler tarafından zor tespit edilebilme gibi avantajlar sağlamaktaydı.

Buna karşın, Alfa Sınıfı denizaltıların çok önemli bazı dezavantajları vardı. Öncelikle oldukça gürültülüydüler ve akustik sensörler tarafından uzak mesafelerden tespit edilebilirlerdi. En önemli dezavantajları, daha doğrusu sorunları, nükleer reaktörleriyle ilgiliydi. LMR tipi reaktörün çok ciddi bakım ihtiyaçları vardı. Ayrıca, reaktörün ilk çevriminde soğutucu olarak kullanılan sıvı kurşun-bizmutun donmaması için ısısının daima 123C° üzerinde tutulması gerekmekteydi. Buna denizaltıların limanda bulunduğu periyotlar da dâhildi. Kurşun-bizmutun donması durumunda nükleer reaktörün tekrar çalıştırılması mümkün değildi. Bunun için Alfa Sınıfı denizaltıların konuşlu olduğu Barents Denizi güneyindeki Zapadnaya Litsa’da sıvı kurşun-bizmut soğutucuya sürekli stim akışı sağlayacak bir tesis inşa edilmişti. (10)

Alfa Sınıfı denizaltıların inşası ve hizmette kalış süreci

1968-1981 yılları arasında toplam 7 adet Alfa Sınıfı denizaltı inşa edildi. Ancak, bu sınıfın ilk prototip gemisi (lead-ship), ciddi reaktör sorunları nedeniyle etkin olarak kullanılamadı ve yaklaşık bir yıl sonra hizmet dışına çıkarıldı. Buna karşın, ilk gemiden elde edilen sonuçlar daha sonraki gemilere uygulanarak Alfa Sınıfı denizaltıların dizaynı iyileştirildi.

Aktif olarak kullanılabilen 6 Alfa sınıfı denizaltıdan 3’ü Leningrad’da, diğer 3’ü de Severodvinsk’de inşa edilerek 1977-1981 yılları arasında hizmete girdi. Bu iki şehirde inşa edilen denizaltıların reaktör sistemlerinde ufak bazı farklılıklar bulunmaktaydı. Alfa Sınıfı denizaltıların tamamı Sovyet Kuzey Donanması’nın envanterine alındı ve Barents Denizi güneyindeki Litsa fiyordunda yer alan ve Norveç sınırına 45 km mesafedeki Zapadnaya Litsa’da konuşlandırıldı.

Alfa Sınıfı denizaltılar 1990’lı yıllara kadar envanterde kaldı. Beş adedi 1990’da son kalanı da 1996’da hizmet dışına çıkarıldı.

“Alfa Tehdidi”

Alfa Sınıfı denizaltıların tecrübelerine 1970’li yıllardan itibaren başlanması, özellikle ABD istihbarat ve askerî çevrelerinde büyük bir etki yarattı. Eldeki sınırlı bilgilere göre yapılan ilk değerlendirmelerde, Alfa Sınıfı denizaltıların azami sürati 45 knots, harekât derinliği ise yaklaşık 610 ile 760 metre (2.000-2.500 feet) olarak hesaplanıyordu. (11) Çok yüksek süratleri, çok derinde harekât yapabilme yetenekleri ve etkili silahları Alfa Sınıfı denizaltıların büyük bir tehdit olarak algılanmasına neden oldu. Bu denizaltılar özellikle Atlantik’te, NATO ülkelerinin Uçak Gemisi Görev Gruplarına ve nükleer denizaltılarına karşı etkinlikle kullanılabilirdi. O tarihlerde muhtemelen pek çok kişinin uykusunu kaçıran bu tehdit, “Alfa Tehdidi-The Alfa Threat” olarak adlandırıldı.

Aslında, Alfa Sınıfları hakkında yapılan ilk değerlendirmeler tam olarak gerçeği yansıtmıyordu. Daha önce belirtildiği üzere, Alfa Sınıfı denizaltıların azami sürati 45 knots yerine 41 knots’dı. (Hiç şüphesiz 41 knots da bir denizaltı için çok yüksek bir sürat ti!) Harekât derinliği ise, 610 ile 760 metre yerine 320-350 metre (yaklaşık 1100 feet) civarındaydı. (12) Ayrıca, Alfa Sınıfı denizaltıların reaktörlerinin kullanımı ve idamesiyle ilgili çok ciddi sorunlar vardı. Ancak tüm bunlar, 1970’li yılların başlarında, başta ABD olmak üzere NATO ülkelerinin istihbarat çevrelerinde henüz bilinmiyordu. Dolayısıyla, tehdide karşı sahip olunması gereken yetenekler, eldeki mevcut bilgilere göre geliştirilmeliydi.

Alfa Tehdidi’nin torpido geliştirilmesine olan etkileri

ABD torpidolarının geliştirilmesine etkileri

Denizaltılara karşı kullanılan torpidoların etkili olabilmesi için denizaltıdan yüzde 50 daha süratli olması gerekiyordu. ABD’de 1956 yılında yapılan bir çalışmada (Nobska Projesi) (13) nükleer denizaltıların 30 knots süratle 1000 feet (yaklaşık 305 metre) derinlikte harekât icra edebileceği öngörülüyordu. Bu durum, denizaltılara karşı 45 knots sürati olan bir torpido geliştirilmesini gerekli kılıyordu. (14) Aynı çalışmada ayrıca, denizaltılara karşı kullanılacak torpidoların güdümlü (homing) olması ve tel ile güdülebilme (wire-guidance) yeteneğine sahip olması gerektiği belirtiliyordu. (15) Bu çalışmada belirlenen kriterler dikkate alınarak 1963’te suüstü gemileri ve deniz hava vasıtaları tarafından atılmak üzere Mk 46 hafif torpidosu; 1968’de de denizaltılar tarafından atılmak üzere Mk 48 ağır torpidosu geliştirildi. (16) Takip eden yıllarda bu torpidolar ABD Deniz Kuvvetleri envanterine alınmaya başlandı.

Amerikan Mk 48 ve Mk 46 torpidolarının ilk versiyonları Soğuk Savaş’ın başlarında Sovyet denizaltılarına karşı yeterli etkinliğe sahipti. Ancak, 1970’li yıllarda Sovyetlerin Alfa Sınıfı denizaltıları geliştirdiğinin ABD istihbaratı tarafından tespit edilmesi bir anda bu durumu değiştirdi. Daha önce de belirtildiği üzere Alfa sınıfı denizaltılar hakkında elde edilen istihbaratın ve yapılan ilk değerlendirmelerin hatalı ve abartılı olması, ABD’de bir anda ciddi endişe yaratmıştı. Mk 48 ve kısmen Mk 46 torpidolarının mevcut versiyonları, Alfa Sınıfı denizaltılar gibi yüksek süratli ve derinde harekât icra edebilen denizaltılara karşı yeterli etkinliğe sahip değildi. Bu durumun önüne geçmek için süratle tedbir alınmalıydı.

Mk 48 Ağır Torpidosu

Öncelikle Mk 48 torpidosunda bazı modifikasyonlar yapıldı. Bu kapsamda Aralık 1977’de, Mk 48 Mod 1 versiyonunun yerini alacak Mod 3 versiyonu geliştirilerek torpidoyu atan denizaltı ve torpido arasındaki çift yönlü güdüm teli iletişimi iyileştirildi. Daha sonra, Mk 48 torpidosunun harekât zarfının (sürat ve harekât derinliği) Sovyet Alfa Sınıfı denizaltıların yüksek sürat ve harekât derinliğini karşılayacak şekilde genişletilmesi çalışmalarına başlandı. Bu çalışma 18 ay gibi çok kısa bir sürede tamamlandı ve Aralık 1980’de Mk 48 Mod 4 versiyonu geliştirildi. (17)

1980’li yılların sonlarından itibaren de Mk 48 torpidolarının yüksek teknolojiye sahip Gelişmiş Yetenekli (Advanced Capability- ADCAP) ve sürati 63 knots civarında olan versiyonları üretilmeye başlanmıştı. (18)

Mk 50 ve Mk 46

Hafif Torpidoları

Hafif torpidolar, atış platformundan hedef denizaltının yakınına atılıyorlar ve daha sonra kendi sistemleriyle hedef denizaltıyı arayıp bulup imha ediyorlardı. Alfa Sınıfı denizaltıya etkili olabilecek bir hafif torpidonun derin sularda yüksek süratle görev yapabilmesi gerekmekteydi. Bunun için derin sularda çalışabilecek yüksek tahrik güçlü bir motora ihtiyaç vardı. Ayrıca, Alfa Sınıfı denizaltıların çok sağlam titanyum mukavim teknelerinde etki oluşturabilmek için yüksek patlama tesirli bir harp başlığı gerekmekteydi. Bunların yanı sıra, gelişmiş hedef tespit sensörlerine ve hedef bilgilerini işleyebilecek gelişmiş elektronik sistemlere de ihtiyaç vardı. Buna karşın, hafif torpidoların boyutları, bu yetenekleri sağlayacak sistemlerin küçük bir hacme sığdırılması gibi önemli bir kısıtlamayı zorunlu kılıyordu. Bu nedenlerle, Alfa Sınıfı denizaltılara karşı hafif torpido geliştirilmesi karmaşık, zor ve uzun zaman alan bir süreçti.

1974 yılında, Alfa Sınıfı denizaltılara karşı kullanılmak maksadıyla, Mk 46 torpidosunun yerini almak üzere Mk 50 hafif torpidosunun geliştirilme çalışmasına başlandı. Ancak torpidonun geliştirilmesinde bazı sorunlarla karşılaşıldı ve süreç uzadı. Mk 50 torpidosunun seri üretimine ancak 1991 yılında başlanabildi. (19) Mk 50 torpidosunda çok sayıda yenilik bulunmaktaydı. Özellikle torpidonun derin sularda yüksek süratle manevra yapmasını sağlayan Depolanmış Kimyasal Enerji Tahrik Sistemi (SCEPS) (20) en önemli yenilikti. Bunun yanı sıra, torpidonun gelişmiş elektronik sistemleri ve yüksek patlayıcılı şekillendirilmiş şarjlı (shaped charge) harp başlığı da dikkat çekmekteydi. Envantere girdiğinde Mk 50 torpidosu en gelişmiş hafif torpidoydu. (21)

Bu arada, Mk 50 torpidosunun uzun geliştirilme sürecinde, Alfa Tehdidi’ne karşı bir zafiyet yaşanmaması için Mk 46 torpidosunda da oldukça kapsamlı iyileştirmeler ve değişiklikler yapıldı. Bunun sonucunda da 1984’de Mk 46 Mod 5 (NEARTIP) (22) versiyonu geliştirildi. (23)

İngiliz Spearfish Torpidosunun Geliştirilmesine Etkileri (24), (25), (26), (27)

Alfa Tehdidi, özellikle Atlantik Harekât Alanında yoğun faaliyetleri olan İngilizler tarafından da göz ardı edilemeyecek kadar ciddiydi. Buna karşın, İngiliz Deniz Kuvvetleri envanterindeki batarya gücü ile tahrik edilen elektrik motorlu Mk 24 Tigerfish ağır torpidosuyla başta Alfa Sınıfı denizaltılar olmak üzere Sovyet nükleer hücum denizaltılarına karşı gerekli derinlik ve sürat kriterlerini karşılamak mümkün değildi. Bunun üzerine İngiltere tarafından ağır torpido dizaynında batarya temelli tahrik sistemi yerine termal tahrik sistemine geçilmesine karar verildi. Bunun bir sonucu olarak 1970’lerde Spearfish (Naval Staff Target 7525) torpidosu geliştirilme çalışmalarına başlandı. Yeni geliştirilecek torpido Otto fuel yakıtını kullanacak ve pump jet sistemiyle tahrik edilecekti. Ayrıca, gelişmiş güdüm ve elektronik sistemler ile yüksek patlayıcılı harp başlığına da sahip olacaktı. 1988 yılında 80 knots (28) sürat yapabilme yeteneğine sahip Spearfish torpidosu üretime hazırdı. Spearfish torpidosu, 1992’den itibaren İngiliz Donanması’nın envanterine girdi. 2004 yılına gelindiğindeyse envanterdeki Tigerfish torpidolarının tamamı Spearfish torpidolarıyla değiştirilmişti.

Efsanenin sonu – Alfa Sınıfı denizaltıların hizmet dışına çıkarılması (29), (30)

Bir yandan, ABD ve İngiltere, Alfa Sınıfı denizaltılara karşı etkili olabilecek torpido geliştirme çalışmalarına devam ederken; diğer yandan Sovyetler Birliği de Alfa Sınıfı denizaltıları idame etmek ve kullanmak için uğraşıyordu. Aslında Sovyetlerin işi hiç de kolay değildi. Zira, Alfa Sınıfı denizaltılarda özellikle reaktör kaynaklı çok ciddi sorunlar vardı. Bu nedenle Alfa Sınıfı denizaltılar etkin olarak kullanılamıyordu. Bunun doğal bir sonucu olarak Alfa Sınıfı denizaltıların hizmet dışına çıkarılması öngörülenden daha önce gerçekleştirildi. Envanterdeki 6 Alfa Sınıfı denizaltıdan beşi 1990 yılında hizmet dışına çıkarıldı. Büyük bir beklentiyle hizmete giren bu denizaltılar sadece 1977-1990 yılları arasında oldukça kısa süre envanterde kalabilmişlerdi. Bu denizaltıların hizmet dışına çıkarılarak zararsız bir şekilde sökülmesi de çok yüksek maliyet ve yüksek teknoloji gerektiren zahmetli bir süreç almıştı.

Hizmette kalmaya devam eden son Alfa Sınıfı (K-123) denizaltı ise orijinal dizaynından farklı bir durumdaydı. Bu denizaltının reaktörü 1983-1992 yılları arasında basınçlı su soğutmalı (pressurized water reactor) reaktörle değiştirilmiş ve başka maksatlarla kullanılmaya başlanmıştı. Bu son Alfa Sınıfı denizaltı da 1996 yılında hizmet dışına çıkarıldı.

Sonuç ve günümüze olan etkiler

Az sayıda üretilmiş olmalarına ve kısa süre envanterde kalmış olmalarına rağmen, Alfa Sınıfı denizaltılar sualtı harekât alanına damgasını vurmuş ve silinmemek üzere hafızalarda yerini almıştır. Bugün bile denizaltı harbi ya da sualtı silahlarıyla ilgili yapılan incelemelerde Alfa Sınıfı denizaltılara değinilmektedir. Şüphesiz bunda Alfa Sınıfı denizaltıların dönemine göre oldukça iddialı ve çığır açan teknolojisinin rolü büyüktür. Her ne kadar Alfa Sınıflarının etkinliği beklentiyi karşılamamış olsa da özellikle ABD ve İngiltere’de oluşturduğu tehdit algısı çok yüksek olmuş ve Alfa Sınıfı denizaltıların gerçek durumu anlaşılana kadar bu böyle devam etmiştir. Bu tehdit algısının en önemli yansıması da torpido teknolojisinin geliştirilmesi alanında görülmüştür. Alfa Sınıfı denizaltılara karşı geliştirilen torpidolar zaman içinde geliştirilmiş olsa da bugün hâlâ Denizaltı Savunma Harbinin en etkin silâhları arasında yer almaktadır. Diğer yandan, Alfa Sınıfı denizaltılardan elde edilen tecrübeler ve alınan dersler sonraki dönemde inşa edilen Sovyet ve Rus denizaltılarına yansıtılmıştır. Sonuçta bu açılardan bakıldığında aslında Alfa Sınıfı denizaltı efsanesinin etkilerinin günümüzde de devam ettiğini söylemek mümkündür.

Alfa Sınıfı denizaltı genel Özellikleri (*)

– Boyu: 79.5 metre; Eni: 9.5 metre; Draftı: 7.6 m

– Deplasmanı Satıhta: 2310 ton Dalışta: 3200 ton Personel sayısı: 31 Subay/Astsubay

– Tekne Yapısı Mukavim Tekne: Titanyum Çift Tekneli

– Dalış derinliği Harekât dalış derinliği: 320-350 m Test dalış derinliği: 400 m

– Ana tahrik sistemi 155MWt gücünde LMR nükleer reaktör 30000kW gücünde sitim türbinine bağlı tek şaft, tek pervane

– Azami sürati Satıhta: 12 knots Dalışta: 41 knots

– Silâhları Torpido atma ve mayın döşeme kabiliyeti Baş tarafta 6 adet 21 inch (533mm) torpido kovanı;

Silâh yükü:

Kaynakça:

Bernard J. Myers, Joshua D. Robinson, “Milestones of Innovation: Naval Torpedo Station to Naval Undersea Warfare Center Since 1869”, (2018), Naval Undersea Warfare Center Division

Brian R. Longworth, “Torpedo Propulsion: Then, Now, Tomorrow”, The Submarine Review, April 1989

Cote, Owen R. Jr., “The Third Battle” (2003), U.S. Naval War College, Newport Papers. 18.

Igor Sutgarin, “Alfa Class-The 1960’s Dream Machine”, The Submarine Review, January 1998

Mohini Rawool-Sullivan, Paul D. Moskowitz, Ludmila N. Shelenkova, “Technical and Proliferation-Related Aspects of the Dismantlement of Russian Alfa-Class Nuclear Submarines”, The Nonproliferation Review/Spring 2002

Tom Clancy, “The Hunt for Red October”, roman, ilk baskı yayımlanma tarihi, 1 Ekim 1984; Sinemaya uyarlanışı 1990

https://www.seaforces.org/wpnsys/ SUBMARINE/Spearfish-torpedo.htm (Erişim: 19 Şubat 2024)

https://en.wikipedia.org/wiki/Alfaclass_ submarine (Erişim: 19 Şubat 2024)

http://www.hisutton.com/Alfa_ Class_Submarine.html (Erişim: 19 Şubat 2024)

http://www.vp4association.com/ p3_orion/mk-50.htm (Erişim: 19 Şubat 2024)

https://www.baesystems.com (Erişim: 19 Şubat 2024)

http://www.hydrapower-dynamics. com/case-studies/spearfish_torpedo/ (Erişim: 21 Şubat 2024)

http://www.navweaps.com/Weapons/ WTBR_PostWWII.php (Erişim: 21 Şubat 2024)

https://en.wikipedia.org/wiki/Spearfish_ torpedo (Erişim: 21 Şubat 2024)

(1) SSBN: Nuclear Powered Ballistic Missile Submarine; Nükleer Tahrikli Balistik Füze Denizaltısı

(2) SSN: Nuclear Powered Attack Submarine; Nükleer Tahrikli Hücum Denizaltısı

(3) Toplamda 7 adet Alfa Sınıfı denizaltı üretilmiştir. Ancak ilk üretilen Alfa Sınıfı denizaltı, ciddi bazı nükleer reaktör -power plant- sorunları nedeniyle bir yıldan kısa bir süre hizmette kalmış ve 1972 yılında hizmet dışına çıkarılmıştır.

(4) “The Hunt for Red October”, Tom Clancy, roman, ilk baskı yayımlanma tarihi, 1 Ekim 1984; Sinemaya uyarlanışı 1990

(5) Igor Sutgarin, “Alfa Class-The 1960’s Dream Machine”, The Submarine Review, January 1998

(6) Specialist Design Bureau No.143; SKB-143

(7) Tek katmanlı tekne yapısı: Single hull architecture

(8) 9 Subay, 3 Astsubay (9 Officers, 3 Warrant Officers)

(9) Öteklik: İki veya daha fazla metalin en düşük erime noktasına sahip karışım.

(10) Mohini Rawool-Sullivan, Paul D. Moskowitz, Ludmila N. Shelenkova, “Technical and Proliferation-Related Aspects of the Dismantlement of Russian Alfa-Class Nuclear Submarines”, The Nonproliferation Review/Spring 2002

(11) Cote, Owen R. Jr., “The Third Battle” (2003), U.S. Naval War College, Newport Papers. 18.

(12) ABD istihbaratı titanyum mukavim teknenin harekât derinliğini artırmak için kullanıldığını düşünüyordu. Oysa, titanyum tekne denizaltının deplasmanını düşürmek maksadıyla kullanılmıştı.

(13) Denizaltı Savunma Harbi maksatlı Nobska Projesi çalışmalarına 1955 yılında Deniz Kuvvetlerinde teşkil edilen üst düzeyli bir komite tarafından Ulusal Bilim Akademisi (the National Academy of Science)’yle koordineli olarak başlanmıştı. Çalışma Aralık 1956’da tamamlanmış ve sonuçları yayımlanmıştı.

(14) Cote, Owen R. Jr., “The Third Battle” (2003), U.S. Naval War College, Newport Papers. 18.

(15) Belirlenen bu kriterler dikkate alınarak Araştırma Torpido Konfigürasyonu (Research Torpedo Configuration- RETORC) adı verilen bir programla nükleer denizaltılara karşı kullanılmak üzere hafif ve ağır torpido geliştirilme çalışmalarına başlandı.

(16) Bernard J. Myers, Joshua D. Robinson, “Milestones of Innovation: Naval Torpedo Station to Naval Undersea Warfare Center Since 1869”, (2018), Naval Undersea Warfare Center Division

(17) Bernard J. Myers, Joshua D. Robinson, “Milestones of Innovation: Naval Torpedo Station to Naval Undersea Warfare Center Since 1869”, (2018), Naval Undersea Warfare Center Division

(18) Cote, Owen R. Jr., “The Third Battle” (2003), U.S. Naval War College, Newport Papers. 18.

(19) Bernard J. Myers, Joshua D. Robinson, “Milestones of Innovation: Naval Torpedo Station to Naval Undersea Warfare Center Since 1869”, (2018), Naval Undersea Warfare Center Division

(20) SCEPS: Stored Chemical Energy Propulsion System. SCEPS sisteminde erimiş lityum, kükürtdioksitle reaksiyona girerek büyük miktarda enerji açığa çıkarıyordu.

(21) Ancak, tedarik ve işletme maliyetlerinin çok yüksek olması nedeniyle, Mk 50 torpidosu yüksek miktarlarda tedarik edilememiş ve ABD dışına ihraç edilmemiştir. Soğuk Savaş sonrasında da üretimi durdurulmuştur.

(22) NEARTIP: Near Term Improvement Program – Yakın Dönem İyileştirme Programı

(23) Cote, Owen R. Jr., “The Third Battle” (2003), U.S. Naval War College, Newport Papers. 18.

(24) Brian R. Longworth, “Torpedo Propulsion: Then, Now, Tomorrow”, The Submarine Review, April 1989

(25) https://www.seaforces.org/wpnsys/ SUBMARINE/Spearfish-torpedo.htm (Erişim: 19 Şubat 2024)

(26) http://www.hydrapower-dynamics. com/case-studies/spearfish_torpedo/ (Erişim: 21 Şubat 2024)

(27) https://en.wikipedia.org/wiki/Spearfish_ torpedo (Erişim: 21 Şubat 2024)

(28) Bazı kaynaklarda Spearfish torpidosunun sürati 70 knots’ın üzeri olarak belirtilmektedir. Ayrıca, bir internet kaynağında pump-jet tahrik sistemi nedeniyle derinlere inildikçe torpidonun süratinde önemli oranda azalma meydana geldiği belirtilmektedir. (Kaynak: http://www.navweaps.com/Weapons/ WTBR_PostWWII.php; Erişim 21 Şubat 2024)

(29) Mohini Rawool-Sullivan, Paul D. Moskowitz, Ludmila N. Shelenkova, “Technical and Proliferation-Related Aspects of the Dismantlement of Russian Alfa-Class Nuclear Submarines”, The Nonproliferation Review/Spring 2002

(30) https://en.wikipedia.org/wiki/Alfaclass_ submarine (Erişim: 19 Şubat 2024)

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın