Aliağa deniz kirliliği hadisesinden çıkarılması gereken ders

Emin Yasacan

eminyasacan@marinedealnews.com
Emin Yaşacan
Geçtiğimiz ayda gizemli Aliağa deniz kirliliği meselesine, araştırmaların sonucunda söküme giden bir geminin sebep olduğu anlaşıldı. Ve maalesef P&I kulübü diye sundukları poliçenin, amacı karşılamadığı ve neredeyse evrak üzerinde olduğu anlaşıldı. Bu durum, denizlerimizi ve sahillerimizi korumanın ve masrafları teminat altına almanın tek yolunun, birinci sınıf sigorta şirketlerince teminat altına alınan gemilerin karasularımıza girmesine müsaade edilmesi gerçeğini ortaya çıkardı. Halihazırda ilgili bakanlıkça kabul edilen P&I kulüpleri listesi sadece Türk bayraklı gemileri kapsamakta olup, denizlerimizde gezen, uğrayan ve kalan yabancı bayraklı gemilerin P&I kulüpleri hakkında bir uygulama bulunmamaktadır. Türk P&I’ı kurduk ama maalesef hala sahillerimizi bekleyen tehlikeler için bir teminat mecburiyeti sağlayamadık. Hindistan ve ABD gibi ülkeler, limanlarına gelen gemiler için teminatı bir milyar dolara varan sigorta şirketlerince sigortalanmış gemileri limanlarına kabul etmektedir. İçinden deniz geçen başka bir ülke yok, dolayısıyla tek örneğiz ve dolayısıyla kendimize özgü sistem geliştirmemizin vakti geldi de geçiyor. Boğazlardan geçen gemiler dâhil 1’inci sınıf P&I kulüplerinden sigortalı olma şartı; standart altı gemileri bu coğrafyadan diskalifiye edeceği gibi, işine yatırım yapan armatörlerin ekonomilerine de katkı sağlayacaktır. Bundan daha önemlisi ise denizlerimizde gezen gemilerin kalitesini artıracağından, çevre kirliliği gibi çevre felaketlerinin sayısında azalma olacak ve olduğunda da acil müdahale şirketlerinin masraflarını devletimiz değil sigorta şirketleri karşılayacağından, ekonomimize de katkı sağlayacaktır.
Ülkelerin mecburi tuttukları teminatlar kısaca şöyle;

ABD
The Oil Pollution Act and the Comprehensive Environmental Response, Compensation and Liability yönetmeliği, karasularına gelen her geminin “certificate of financial responsibility” belgesinin alınmasını şart koşmaktadır. Bu belge, USCG National Pollution Funds Centre tarafından alınan karşılık gelen limiti 1 milyar dolar olan bir teminatla, ki genelde bir sigorta şirketi olur, sağlanmaktadır.

AVRUPA ÜLKELERİ
Genel olarak tip ve büyüklüğüne göre Nairobi International Convention on the Removal of Wrecks 2007, The Bunker Oil Pollution Convention 2001 ve Convention on Civil Liability for Oil Pollution and Damage 1992 sertifikaları alabilen gemiler karasularına girebilmektedir.

HİNDİSTAN
Uğrak yapacak veya söküme gidecek gemilerin Hint idarecilerince belirlenmiş sigorta şirketlerince teminat altına alınmış olması zorunluluğu bulunmaktadır.
Halihazırda yönetmelikte bulunan muteber P&I kulüpleri listesi, Türk bayraklı gemiler için verilecek olan CLC, WRC ve MLC sertifikaları için geçerli olup, bu yönetmeliğin ülkemiz karasularına girecek bütün gemiler için düzenlenmesi tavsiye olunur. Hindistan örneğinin verilmesinin sebebi, gemi söküm tesislerinin bulunması olup, ülkemizde de uygulanılabildiğidir. Her ne kadar Boğazlar’ı Montreux Sözleşmesi’ne tabi olsa da, serbestlik ülkemizde enkaz bırakabilecek veya çevre felaketine yol açabilecek standart altı gemiler için olmamalıdır. Olsa bile ülkemizin imza attığı konvansiyonlar çerçevesinde teminat altında olan gemiler için olmalıdır. Son çıkan boğazlar yönetmeliğine en azından bu husus da eklenmeliydi ama tabii ki de beklentimiz bütün karasularımız için olmasıydı. Uygulamada ise internet üzerinden bu belgelerin sorgulanması kolayca yapılabilir.

ETİKETLER: , , ,
Bunu Paylaşın
eminyasacan@marinedealnews.com