Bu sayıda köşemi P&I kulüpleri raporlarına ayırmak istiyorum ama yazıya geçtiğimiz hafta tecrübe ettiğimiz gurur verici bir geziden bahsederek başlamak istedim
Deniz Harp Okulu 249’uncu yıldönümü sebebi ile 18 Kasım’da Tuzla’daki Deniz Harp Okulu tesislerinde Deniz Kuvvetleri önceki mensuplarına bir ağırlama gerçekleştirildi. Programda amfibi hücum gemimiz Anadolu (L-400)’ya ziyaret de vardı.
Ziyaretçilerin karşılamasını bizzat Sayın Metin Kalkavan gerçekleştirdi. Konuklarla neredeyse tek tek ilgilendi. Yorulmadan, dinlenmeden tüm davetlilere sevinç ve gururla geminin teknik özelliklerini anlatmak gayreti gözlerden kaçmadı. Bunu gönül gözüm de gördü. Ülkemizde inşa edilen pek çok iddialı projenin gerçekleştirilmesini başarıyla yürüterek neredeyse okul haline gelen, inovatif projelerin ilklerinde öncü olan Sedef Tersanesi, ülkemizde üretilen sınıfının ilk gemisi olan amfibi ve hava unsurlarını bünyesinde barındıran Anadolu gemimizi DzKK personeline teslim etmesinin arifesini yaşıyor. Savaş Harekât Merkezi (SHM) tanıtılırken orijinal dizaynın nasıl dışına çıkılarak neredeyse bütün bir filotillayı sevk ve idare edebilecek elektronik unsurlardan bahsetmekte fayda var. Bu kadar yerli unsurlarla yüksek teknolojik donanıma sahip bir SHM’den etkilenmemek elde değil. Güvertede hasbihâl ederken sordum, “Metin Bey Abi o kadar teknik donanım saydınız, kablolama önem arz ediyor, bunu nasıl başardınız?” Cevabı, “Ah Emin Bey Kardeş, her şeyi geç, uzunluğu buradan Rize’ye yol olur” (1200 km).
P&I kulüpleri incelemesine gelirsek. Hâihazırda bütün broker meslektaşlarım harıl harıl rapor hazırlama ve firmalarının tanıtımını yapma peşinde. Bu raporlardan birkaçının elinize geçmiş olduğunu düşünüyorum. Bizler de hazırladık ama fark ediyorum ki her ne kadar bu raporlar armatörlerimiz için yapılsa da birçok istatistik arasında neye önem verilmesi gerektiği ihtiyaca göre öznellik arz ediyor. Nihayetinde her bir firmanın ihtiyacı farklı; “tamam mı, devam mı” diyenin farklı, yeni gemisi için alternatif kulüp arayan için farklı, ilk defa armatörlüğe giriş yapacak için farklı. Öncelikli olarak P&I kulüpleri ile ilişki her zaman uzun soluklu olur; 3-5 sene bir yerde kalıp ondan sonra farklı bir kulübe geçmek pek beklenen bir durum değildir. Nasıl her sene mali müşavir değiştirilmiyorsa, sigortacı veya broker değiştirmek de çok kolay olmuyor.
Bendenizin naçizane görüşü; P&I kulüplerinin, genel artış talepleri geçmişine bakmaktan çok, plansız/beklenmedik ilave aidat performanslarına, ayrılış aidatları beyanlarına ve de gros ton başına kasasında ne kadar para var, bunlara bakılması gerektiğine inanıyorum. Ayrıca broker olarak görevlerimizin başında her bir kulübün istatistikleri yanında hasar ödeme performansları konusuna bilhassa eğilip buna göre tavsiyede bulunmamız önem arz ediyor. Dünyanın en büyük kulübü olup, S&P derecesi A plus olsa da hasar ödeme konusunda cimri davranabiliyor ya da bazı kulüpler sigorta şartları konusunda çok sıkı davranırken bir diğeri esnekliğe gidip şartlar ve kurallarda yazılı olmasa da teminat verme yönünde çaba içerisinde bulunabiliyor. Bunların yanı sıra, bile bile lades deyip kimsenin kabul kriterlerine uymayan gemilerin de gideceği kulüpler de bulunmakta. Artık onların da ilave prim çıkarmasının sineye çekilecek bir durum olduğu aşikârdır.
Çok gelenekçi bir tavır içinde olan P&I kulüp sayısının 2’sinin birleşmesiyle toplamda 12’ye düşmesi sektörde destekle karşılandı. Bendeniz hâlâ sayının fazla olduğuna inananlardanım. Bu sayının en fazla 10 olmasının sabit prim sigortacılarını da hesaba katarsak yeterli olduğu kanaatindeyim.
Meri kırismıs end hepi niu yiır…
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.