SAHA EXPO’da 128 milyon dolarlık anlaşma

MDN İstanbul

İstanbul sanayisinin savunma alanında katma değer sağlaması ve ortak bir sinerji oluşturulması amacıyla 2015 yılında kurulan  savunma, havacılık ve uzay sanayi kümesi SAHA İstanbul’un düzenlediği SAHA EXPO 2021 10-13 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi

Geçtiğimiz yıl koronavirüs kısıtlamaları nedeniyle sanal ortamda gerçekleşen fuar bu yıl da 15 Kasım itibarıyla sanal ortamda da ziyaretçilerle buluşmaya devam etti.

SAHA EXPO kapsamında ilk gün olan 10 Kasım’da Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Celal Sami Tüfekçi’nin moderatörlüğünde “Savunma Sanayisinde Küresel Etkinlik ve Teknolojik Derinlik Yol Haritası” başlıklı bir panel gerçekleştirilirken panele HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar, ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ)  Genel Müdürü Temel Kotil konuşmacı olarak katıldılar.

Panelde yaptığı konuşmada, bilişim ve yazılım yoğunluklu sektörde önemli bir oyuncu olduklarını, Ar-Ge ve teknoloji yoğunluklu çalışmalarda daha fazla insan kaynağı istihdam ettiklerini dile getiren HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar yurtiçi ve yurtdışı bütün teknolojik gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve yeni teknolojilere ayak uydurarak, teknolojik birikimlerini artırmayı sağladıklarını belirtti. Nacar, “Bu anlamda Ar-Ge yatırımları gerçekleştiriyoruz. Ar-Ge faaliyetlerimize 2008 yılında Ankara’daki Ar-Ge merkeziyle başladık. Daha sonra sırasıyla 2010 yılında İstanbul, 2017’de ODTÜ Teknokent, 2019’da ODTÜ Ar-Ge merkezi ve 2021 yılında Bilişim Vadisi Ar-Ge merkezi merkezi bünyemizde faaliyet göstermeye başladı,” dedi.

‘Ar-Ge yatırımlarını geliştirmeliyiz’
Bu merkezlerde bin 500’e yakın personelle faaliyet gösterdiklerini ve yaklaşık 91 Ar-Ge projesi yürüttüklerini belirten Nacar, başarılı Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının sonucunda da HAVELSAN’ın kurumsal Ar-Ge değerlerinin yükseldiğini söylerken, “2020 sonunda ciromuzun yüzde 7’sini Ar-Ge projelerine ayırmış bulunuyoruz. Pandemi döneminde bizim Ar-Ge gücümüz artarak devam etti. ‘Ar-Ge 2050’ değerlendirmesi kapsamında dört basamak birden yükselerek beşinci sıraya, 434 milyon TL’lik bir Ar-Ge yatırımıyla yerleşmiş olduk. Bu yıl da 2021 sonunda bu rakamın 500 milyon TL’yi geçeceğini belirtmek isterim. Yine Ticaret Bakanlığı koordinasyonuyla TİM’in her yıl düzenlediği Inovalig kapsamında da 2018 ve 2019 yıllarında inovasyon kaynakları konusunda Türkiye birincisi olmuş durumdayız. Burada da Ar-Ge kaynaklarımızın ne kadar verimli kullanıldığını görebiliriz. 10 yıl önce yaklaşık yüzde 3 olan Ar-Ge bütçemizi yüzde 7’ye ulaştırdık; hedefimizi kısa vadede yüzde 30 olarak belirledik,” diye konuştu.

Samsung, Google, Apple, Tesla gibi firmaların Ar-Ge harcamalarının 10 milyar dolardan fazla olduğuna dikkat çeken Nacar, mevcut Ar-Ge yatırım rakamlarının yeterli olmadığının farkında olduklarını da dile getirdi.

Savunma sanayisindeki insan kaynağının korunması noktasında daha fazla teşvike ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Nacar, “Şu anda bütün firmaların sorunu olduğu için buradan da dillendirmek istiyorum. Özellikle yurtdışına uzaktan çalışan, home ofis çalışan, bizzat fiziksel olarak da yurtdışına giden, oradaki imkânlardan yararlanmak isteyen birçok personelimizi tutmak için çeşitli politikalar geliştirmek zorundayız. Bunun altını çizmek istiyorum. Özellikle maaş ve diğer insan kaynağıyla ilgili iyileştirme politikaları burada önemli oluyor. Savunma sektörünün gerçekten bu anlamda daha fazla teşvik edilmesi, desteklenmesi gerektiğine inanıyorum,” değerlendirmesinde bulundu.

‘Yaptırımlar bizi durduramadı’
Geçmişten bugüne kadar savunma sanayisine ciddi yatırımlar yapıldığını ancak özellikle son on yıldır savunma sanayisinin en başta ismi konulmamış bir yaptırım altında gayret göstererek ürünler çıkarmaya çalıştığını söyleyen ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci ise “Son senelerde hepimiz farkındayız ki artık Türk savunma sanayisi özellikle Avrupa ve Batı kökenli alt bileşenleri almakta çok güçlük çekiyor, neredeyse imkânsız. ROKETSAN’a baktığımızda aslında yurtdışından artık çok temel bile alamayacağımız bir duruma geldik. Bu bizi durdurdu mu? Durdurmadı. Neden durdurmadı? Aslında yapmış olduğumuz yatırımlar, millileşmeye yapmış olduğumuz yatırımlar, buradaki değerli küçük ölçekli firmalarımız, ortaklarımız, bizimle beraber bu konuya gönül vermiş olan firmalarımız sayesinde aslında ROKETSAN ve savunma sanayimizdeki birçok büyük firmamız herhangi bir şekilde zafiyete uğramadan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere dünyada dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını başarıyla karşılamaya devam ediyor,” ifadelerini kullandı.

Bundan sonraki süreçte de Ar-Ge’ye yatırım yapmanın artık bir lüks olmaktan ziyade mecburiyet hâlini aldığına dikkati çeken İkinci, diğer sanayilerin de Türkiye’nin refah seviyesini artırma konusunda en büyük çıkar yolunun Ar-Ge olduğunu dile getirdi. ROKETSAN’ın iki Ar-Ge kaynağı kullandığını bildiren İkinci, “Birisi kendi öz kaynaklarımızla yapmış olduğumuz Ar-Ge’lerimiz ve bir de devletimizin TÜBİTAK aracılığıyla, Savunma Sanayi Başkanlığı, Sanayi Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı aracılığıyla vermiş olduğu Ar-Ge destekleridir,” dedi.

Şirketteki çalışan sayısına ve Ar-Ge yatırımlarına ilişkin detayları paylaşan İkinci, “Bizim şu andaki personel sayımız 3 bin 600’ün üzerinde. Bin 500’ün üzerindeki çalışanımız direkt Ar-Ge projelerinde görev yapıyor ve bu Ar-Ge projelerinde ürüne yönelik olarak çalışmalarına devam ediyor. ROKETSAN’ın şu anda kendi öz kaynaklarından ayırmış olduğu pay yüzde 6 seviyesinde. Yani ciromuzun yüzde 6’sını kendi öz kaynaklarımızdan Ar-Ge faaliyetlerine aktarıyoruz. An itibarıyla ciromuzun yüzde 26’sı. Bunun sene sonuna doğru yüzde 30’a yaklaşmasını bekliyoruz. Dünyanın en büyük on savunma şirketine baktığımızda bu rakamın yüzde 30’la yüzde 55 arasında değiştiğini görüyoruz. Özellikle füze ve roket teknolojileri, uzay teknolojileri tarafına baktığımızda bu yüzde 50 civarına yaklaşıyor. Bu da şu anlama geliyor; aslında bizler şu an itibarıyla iyi bir noktadayız,” şeklinde konuştu.

Ar-Ge’nin ciroya olan oranının geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen İkinci, “Çünkü bizim kendi ciromuza baktığımızda dünyanın en büyük on savunma şirketiyle karşılaştırdığımızda ciro olarak onlarla karşılaşacak durumda olmadığımızı görüyoruz. Yani daha kat edecek çok mesafemiz var. Oransal olarak benzer bir rakamı yakalamamıza rağmen Ar-Ge’ye aktardığımız kaynağa toplam büyüklük olarak baktığımızda artırabilmek için her şeyden önce ciromuzu artırmamız lazım. Bu konudaki en büyük hedefimiz de aslında ihracatla dünyanın en büyük on savunma şirketine ulaşabilecek ciroyu yakaladığımızda istediğimiz Ar-Ge seviyesindeki kaynağa da ulaşabiliriz diye düşünüyoruz. En büyük gayretimiz de bu,” ifadelerini kullandı.

‘Koordinasyonu daha yukarılara taşımalıyız’
Murat İkinci, sektör içerisinde Savunma Sanayi Başkanlığı ve devletin yapılan Ar-Ge kaynaklarını konsolide bir şekilde yönlendirmesine rağmen bazı Ar-Ge faaliyetlerinin mükerrer yapıldığını dile getirirken, “Çünkü bir çalışma yaptığımızda veya bir ortağımızla beraber bir çalışma yaptığımızda benzer bir çalışmanın başka bir kurum tarafından yapıldığını çok geç vakitte görebiliyoruz. Ar-Ge’ye ayırdığımız kaynak çok büyük bir kaynak değil. Ülkemiz açısından baktığımızda büyük bir kaynak ama uluslararası anlamda baktığımızda ülkemizin Ar-Ge kaynağına ayırmış olduğu pay kısıtlı, bunu etkin ve verimli bir şekilde kullanmak bizim sonuç almamız açısından çok önemli. Onun için bu konudaki koordinasyonun, özellikle mükerrer olan çalışmaların engellenmesi amacıyla biraz daha artırılmasının, firmalarımız arasında da Ar-Ge koordinasyonu konusunda, işbirliktelikleri konusunda koordinasyonun biraz daha üst seviyeye çıkartılmasının gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum,” dedi.

‘Geldiğimiz nokta hiç azımsanacak bir nokta değil’
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün ise ASELSAN’ın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı 7 farklı Ar-Ge merkezi olduğunu belirterek, ‘‘Sekiz farklı kampüste Ar-Ge faaliyetlerini yönetiyoruz. Yedi farklı Ar-Ge merkezimizde 6 bine yaklaşan Ar-Ge personelimiz var. Çalışanlarımızın yüzde 3’ü doktora, yüzde 27’si de yüksek lisans derecesine sahip personeldir. Her sene Ar-Ge’ye ayırdığımız bütçe şirketin cirosunun yüzde 7’sini teşkil ediyor. Bununla beraber yatırımlarımızın içindeki teknoloji yatırımları da ciromuzun yüzde 2’sini oluşturuyor. Hemen hemen her yıl 300 milyon dolar civarı bir para ASELSAN’ın kendi Ar-Ge faaliyetlerine ayırdığı bir kaynaktır,’’ açıklamalarında bulundu.

Şirketin Ar-Ge çalışmalarında ulaştığı seviyeye dikkat çeken Görgün, ‘‘İlk 100 içindeki firmaların Ar-Ge projelerine bakıldığında 6 bin 200 proje olduğunu okumuştum. ASELSAN’ın kendi içinde 700’den fazla proje var. Bu Ar-Ge projelerine bakıldığında ilk 100 içindeki şirketlerin neredeyse yüzde 12’si Ar-Ge projesi şirketin ve şirketle beraber çalışan firmaların ürettiği projelerden oluşuyor. 64 üniversiteye geçen yıl sadece 6 milyon dolara yakın bir araştırma projesi bütçelediğimizi ve şu ana kadar toplam üniversitelere fonladığımız Ar-Ge projelerinin 165 milyon doların üzerinde olduğunu ifade etmek isterim. Geçtiğimiz sene toplam fonladığımız proje sayısı da 128’dir. Farklı farklı raporlarda savunma sanayisindeki insan kıymeti 50 ile 70 bin arasında değişiyor. Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz. Geldiğimiz nokta hiç azımsanacak bir nokta değil. Herkes çok gayretli. İnanılmaz derecede fedakârca çalışılıyor. Bizim 70 bin seviyesini 500 binlere çıkaracak bir stratejimiz olması gerekiyor,’’ dedi.

‘Türkiye’nin potansiyelini açığa çıkarmamız lazım’
Özgün ürünler geliştirdikleri için yaptıkları her projenin Ar-Ge olarak kabul edilmesi gerektiğini belirten TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil ise ‘‘Şirketimizde 3 bin 40 Ar-Ge mühendisimiz çalışıyor. 2020’de 2,6 milyar TL’lik özgün Ar-Ge yaptık. Şirketin toplam bütçesinin yüzde 40’ı Ar-Ge’ye gidiyor. Son beş yılda 7 bin kişi işe aldık. Bunun da aşağı yukarı 5 bini mühendislerden oluşuyor. Bu kişilerin de 3 bin 400’ü Ar-Ge işi ile uğraşıyorlar,’’ şeklinde konuştu.

İlk yıllarda altyapı projelerine ağırlık verdiklerine değinen Kotil, ‘‘Şu anda Avrupa’daki ikinci önemli rüzgâr tünelini yapıyoruz. 2022’nin sonunda çalışmaya başlayacak. Avrupa’nın en önemli rüzgâr tüneli Hollanda-Almanya yapımı tüneldir. Şimdi diğeri de Ankara’daki Akıncı Tüneli oluyor,’’ dedi.

Üniversitelerle çalışmayı çok önemsediğini belirten Kotil, ‘‘Aslında bizim teknoloji savunma şirketleri olarak Türkiye’nin potansiyelini açığa çıkarmamız lazım. Türkiye’nin var olan en önemli gücü insan gücüdür. Teknofest gençlerin potansiyelini ortaya çıkarıyor. TUSAŞ olarak biz ne yapmak istiyoruz? Teknofest yılda bir oluyor ancak biz 365 gün Teknofest yapmak istiyoruz. Üniversite içinde iş yapabilecek her seviyedeki kişiye imkân sağlayarak kendi öz işimizi yaptırmak istiyoruz. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde şu anda neredeyse 200 mühendisimiz var,’’ değerlendirmesinde bulundu.

SAHA EXPO

Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı katılım ve destekleriyle düzenlenen, SAHA EXPO’nun ikinci gününde gerçekleşen açılışına Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da katıldı.

“Tarihten ders aldık, önemli adımlar attık”
SAHA EXPO ile farkındalık oluşturma amacında olduklarını söyleyen ve geçmişte parası ödendiği hâlde teslim edilmeyen gemileri, uçurulamayan İHA’ları, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda uygulanan ambargoyu hatırlatan ve bu tutumun günümüzde de devam ettiğini söyleyen Akar, “Tarihten ders aldık, önemli adımlar attık. 2000’li yılların başında yüzde 20’lerde olan yerli verimlilik oranı bugünlerde yüzde 80’lere geldi. Şu anda akıllı hassas mühimmat, OBÜS, İHA, SİHA, ATAK tasarlayıp imâl etme seviyesine gelmenin mutluluğunu ve güvenliğini yaşıyoruz,” dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nin çok az sayıda ülkenin elde ettiği silahlarla operasyon gücüne ulaştığını vurgulayan Akar, “TSK; sınırda, KKTC’de, Doğu Akdeniz’de, Libya’da, Azerbaycan’da büyük bir kahramanlıkla yoğun ve etkin bir mücadele vermektedir. Bu başarılarda personelin kahramanlığının yanı sıra sizlerin geliştirdiği teknolojilerin katkısı büyük,” değerlendirmesinde bulundu.

Fuarın Milli Teknoloji Hamlesine katkı veren önemli paydaşları bir araya getirdiğine dikkat çeken Büyükdede ise “SAHA EXPO, KOBİ’lerle üretici firmaların bir arada katıldığı savunma sanayi fuarıdır. Sanayicilerimizin kendilerini tanıtma ve hem yerli hem de yabancı firmalarla işbirliği yapma fuarıdır. SAHA EXPO, Türkiye’nin savunma sanayi altyapısının geldiği noktayı yansıtmaktadır. Bu fuarda sanayiciler sahaya indirilmiştir,” ifadelerini kullandı.

“Çok daha derin teknolojiler geliştirmeliyiz”
Türkiye’nin en büyük sanayi kümelerinden birinin SAHA İstanbul olduğunu belirten Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ise “SAHA EXPO her geçen yıl artan katılım ile birçok uluslararası anlaşmaya imkân sağlamıştır ve Türk savunma sanayinin gücünü dünyaya taşımaktadır,” dedi.

Demir ayrıca “Şirketlerimiz, KOBİ’lerimiz, bakım onarım merkezlerimiz ve üniversiteler ile bir aile gibi savunma sanayini geliştirmek için yıllarca çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz. İstiklâl ve istikbâl mücadelemizde çok daha derin teknolojiler geliştirmemiz gerektiğinin şuurunda olmamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Kullanıcı makamlar bu yolculukta giderek artan ve örnek bir işbirliği sergilemektedir,” ifadelerini kullandı.

Toplamda 123,5 milyon dolarlık anlaşma yapıldı
SAHA EXPO’ya katılan 30 ülkeden 600’ün üzerinde firmanın ürün ve kabiliyetlerin sergilenmesinin yanında 4 gün boyunca çok sayıda iş görüşmesi de gerçekleştirildi.

Fuar kapsamında 31 sözleşme, anlaşma ve protokol imzalanırken imzaların ekonomik karşılığı yaklaşık 123,5 milyon dolar olarak hesaplandı.

Mini akıllı mühimmatlar MAM-L ve MAM-C’ye yönelik teslimat sözleşmelerive Baykar ile ASELSAN arasında CATS elektro-optik sensör sistemine ilişkin sipariş sözleşmesi imzalandı.

Baykar’ın ürettiği hava araçlarına yönelik ayrıca kompozit imalat, jeneratör, hava ve yer data link anten sistemleri, römork gibi alt sistemlere ilişkin anlaşma ve sözleşmelere imza atıldı.

Türk savunma sanayisi bünyesinde son dönemde geliştirilen silah sistemlerinden “ALKA Yönlendirilmiş Enerji Silah Sistemi İşbirliği Anlaşmaları” kapsamında Anova Ar-Ge Teknolojileri, Meteksan Savunma, Ermaksan’ın aralarında bulunduğu firmalarla işbirliği anlaşmaları yapıldı.

HAVELSAN ise yazılım çözümleri ve insansız hava/kara araçlarının kullanıldığı muharebe sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çeşitli işbirliklerine gitti. Bu kapsamda TÜBİTAK BİLGEM tarafından geliştirilen Yüksek Güçlü Lazer Sistemi’nin HAVELSAN ve Asisguard tarafından geliştirilen insansız kara ve hava araçlarına entegre edilmesi kapsamında yakın zamanda başlatılması planlanan proje ve çalışmalar için zemin oluşturuldu.

HAVELSAN, Kovan yerli kurumsal kaynak planlama (ERP) ürün ailesine yönelik iş modeli için de Bilge Adam Teknoloji, ETİYA ve BİLİN Yazılım ile iyi niyet anlaşması imzaladı.

Pek çok savunma sanayi firmasının yer aldığı Fuar’a altın sponsor olarak destek veren MarineDeal News de standıyla katıldı. MarineDeal News standını; Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, ARES Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Kalafatoğlu, STM Deniz Projeleri Direktörü Mehmet Selahattin Deniz, STM Savaş Sistemleri Grup Yöneticisi Enver Küçükerman gibi önemli isimler de ziyaret etti.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın