2024’e az kaldı. Kabul, dünyanın çoğu gibi bizim coğrafyamızda yaşayanlar için de kolay geçmedi bu yıl. Üstelik gelecek olanla umutlanmak için yeterli neden yok. O hâlde ne yapacağız? Bulunduğumuz noktaya bakıp yetersizliklere, yetemediklerimize hayıflanacağımıza; eskiyi tekrar edip bir yıl daha aynı bakış açısının aynı sonuçlarını yaşayacağımıza yeni bir perspektif edinsek olmaz mı? Neden olmasın!
Sadece yeni yıl değil, kış da geliyor. Hem George R. R. Martin’in yazdığı Taht Oyunları’nda (Game of Thrones) söylediği gibi tehlikeyi ifade eden vurguyla hem de mevsimin getirdiği farklılıkları, zorlukları anlatan yanıyla. Yani, 2024’e bir kez daha krizler, yokluklar, yoksunluklar, belirsizlikler eşliğinde girecek, hepsinin dramatik ağırlığını fazlasıyla hissedeceğiz. Ancak bu yakıcı meselelere teslim olmadan hayatın içinde kaybolabileceğimiz zamanlarımız da olacaktır diye umalım. Belki böylece daha katlanılır bir dünyada yaşadığımıza inandırabiliriz kendimizi. “Gördüklerimizi hep umutlarımıza, beklentilerimize ve korkularımıza göre eğip büküyoruz” diyordu John Steinbeck Rusya Günlüğü’nde. Bir bildiği olsa gerek…
Fakat hayatın içinde kaybolabilmek bir maharet günümüzde. Etrafımızda bitmek bilmez bir şiddetin varlığını görürken, hep tahripkâr bir öfkenin soluğunu hissederken, gelecek korkusu ezeli korkularımıza eklenirken kendimizi nereye koyacak, nerede kaybolacağız? Türümüze bu kadar distopik bir hayat dayatılmışken beş yüz küsur milyonkarelik yeryüzü insan olmanın ağırlığından uzak durmaya yetebilir mi?
Huzura doğru adım atabilmek, sanırım, sadece hayatı değil içinde yaşadığımız dünyaya dair algımızı yeniden inşa etmeden çok zor. Rebecca Solnit Kaybolma Kılavuzu adlı çalışmasında, kendi vücutlarını tarif ederken sol ve sağ kelimeleri yerine yönleri kullanan bir halktan, Wintulardan söz ediyordu. “Dorothy Lee’nin yazdığı gibi ‘Wintu ırmağa karşı yürürken, tepeler batıda, nehir doğudadır ve sivrisinek onu batı kolundan ısırır. Geri dönerken de tepeler hâlâ batıdadır fakat sinek ısırığını kaşıdığında artık doğudaki kolunu kaşımaktadır.’ (…) Wintu dilinde, sabit kalan dünyadır, değişken olansa bizzat insanın kendisidir; hiçbir şey onu sarıp sarmalayan dünyadan ayrı düşünülemez.”
Wintu halkının yaşam kültüründeki bu yaklaşımın içeriğini devralmak günümüzde öyle kolay değil tabii, ancak yeryüzüne ayaklarımızı farklı basmak için hoş bir başlangıç sunabilir. O hâlde yeni yılı buna vesile etmek gerek. Öyleyse buyurun; aklımızı, yönümüzü, yaşantımızı değiştirebilmek, en azından değiştirmemiz gerektiğini kendimize hatırlatabilmek için yeni yılda uygulanabilecek birkaç öneri…
Kişiye mahsus tarot
Biraz pastel boya ve keçeli kalem desteğiyle size dayatılan şablon kartlardan kurtulun, kendi tarot kartlarınızı hazırlayın. Sıfır numaralı joker kartını 100 numaraya çevirin, sağını solunu boyayarak tüm kâğıt oyunlarının en tekinsiz karakteri jokeri kimliksizleştirin. Ardından gelen ilk kartın da numarasını değiştirin, üzerindeki karakterin kim olacağına, keçeli kalemle deforme ederken karar verin. Kartlar hayaliniz ne söylerse onu ifade etsin, boyama-oynama esnasında hayal kurmak serbest…
Tüm kartları yeterince kurcaladığınıza karar verince tadı kaçmadan kaldırın ve nasıl olup da hayatınızda neler olacağını kartlardan anlayabileceğiniz yanılsamasına düştüğünüzü düşünün. İlk fırsatta hayatınızda sizi rahatsız eden karakterleri de değiştirin, yerine kendi istediğiniz kişileri yerleştirin.
Yürüyün ama nasıl?
En kısa yürüyüşe bile ölümsüz bir macera yaşama hevesiyle başlamak gerektiğini söyler Thoreau, Yürümek adlı denemesinde. Onun sözünü ettiği yürüyüş “günün atılımının ve serüvenin” bizzat kendisidir. “Dahası, yürürken geviş getirdiği söylenen tek yaratık olan deve misâlî, derinlemesine düşünerek yürümelisiniz.”
Yolların atlar ve işadamları için yapıldığını, kendisinin oralarda gezinmediğini, çünkü meyhaneye ya da bakkala yetişme telaşında olmadığını, daha çok yolculuk etmeye hazır bir atı çağrıştırdığını söyleyen, ama bunun bir binek atı olmadığının da altını çizen Thoreau’nun dünyasından farklı bir dünyada yaşıyoruz elbette. O doğanın içindeki yolların ne yöne gideceğimizi “incelikli bir çekim gücüyle” bize fısıldadığına inanırken, biz pek de romantik olmayan şehirlerimizde belediyenin yanlış zamanlamayla kazdığı, sarhoş kafayla ölçüp yükselttiği sokaklarda, kaldırımlarda ayaklarımızı burkmadan gidebileceğimiz kestirmeler peşinde adımlıyoruz yolları.
Ancak işte tam bu noktada kaldırmak lâzım başımızı, adımlarımızın yönüne değil, gözümüzün alabildiğine bakmalıyız. Bildiğimiz yolları terk etmeliyiz, telaş içinde yolu kısaltmak için değil, nereye çıkacağını bilmediğimiz için farklı sokaklara girmeliyiz. Hedefe varmak için değil, keşfetmek için yola çıkmalıyız. Açıklanamaz bir güzergâhtan eve döndüğümüzde bunun hesabını vermek zorunda olmayışımızın keyfini sürmeliyiz. Kim bilir belki o zaman yeni yılda yolumuz başka yollara açılır, hayatımız renklenir, geleceğimiz farklılaşır.
Kentin yeşil gerillası
“İçeri girenler dışarıda bırakın her umudu” demişti ya Dante İlahi Komedya’da. Onu dinleyip gözümüzü dışarıya çevirmekte fayda var. Dışarısı beton dolu, nereye, niye bakacağım diyenlerin haklılığını teslim edip ama diye başlayan yeni bir cümleye davet edelim. Ama umut da dışarıda işte, o umudun tohumları pekâlâ bina aralarına, asfalt çatlaklarına, merdiven altlarına da ekilebilir. Bir tür gerilla hareketi bu; gördüğünüz her toprağa tohumları bırakmak. Hatta yakınınızdaki bölgelere bıraktıklarınızın bakımını, gereğinde sulamasını da yapmak. Böylece eninde sonunda köşedeki otoparkın kenarında bir ağaç; iki sokağı bağlayan merdivenlerin boşluğunda maydanoz, nane, yabani semizotu, vs; kaldırım kırıklarında rengarenk çiçekler oluşacaktır. Bunlar bizim önerilerimiz tabii. Herkes kendi koşullarına göre farklı hava delikleri açabilir. Yeter ki yeni yıla bakıp zamanın sahte vaatlerine kendimizi inandırmaktansa, harekete geçip hayatımızı kendimiz güzelleştirmeyi deneyelim bu kez.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.