Herkesin para ve ekonomi hakkında bildikleri var. Mesela; Merkez Bankası para basar, bu enflasyonu körükler. Kamu harcamaları ekonomiyi büyütür ama enflasyonu da yükseltir. Bankalar elde ettiği mevduatı kredi olarak dağıtır, vs… Hepsini unutun! Baştan başlayalım
Reel ekonomi ile finansal piyasalar farklı kulvarlarda olsa da aynı oyun içindedir. Birbirlerini etkiler. Bu yazımızda bu iki grup arasındaki enteresan bir meseleyi anlatmaya çalışacağım. Kolay anlatabilmek adına reel ekonomiye “gerçek para” finansal piyasaları ise “finansal para” olarak ifade edelim.
Para ve ekonomi hakkında hepimizin bildikleri var. Mesela; Merkez Bankası para basar, bu enflasyonu körükler. Kamu harcamaları ekonomiyi büyütür ama enflasyonu da yükseltir. Bankalar elde ettiği mevduatı kredi olarak dağıtır, vs… Hepsini unutun! Gelin şimdi yukarıdaki tanımladığımız iki tip paranın doğumunu ve gelişimini takip ederek aralarındaki farkı irdeleyelim.
Gerçek paradan başlayalım. Gerçek para, pazarda alışveriş yapmamızı sağlayan, konut alımında, şirketlerin makine yatırımında kullandığı, kısacası daha fazla üretebilmek için harcanan paradır. İstisnalar haricinde, gerçek para arttıkça ekonomik büyüme de artar. Eğer mal ve hizmet üretim hacmi, gerçek paranın harcanma / oluşumundan süratli ise deflasyon, tam zıttı durumda ise enflasyon olur. Finansal para ise biraz daha farklı, yatırım enstrümanlarına park edilen paradır.
Gerçek paranın kaynağı nedir?
Bir an için ekonomide gerçek para diye kullandıklarımızın kâğıt yerine altın sikke olduğunu düşünelim. Bu durumda daha fazla altın üretimi piyasadaki gerçek para miktarını artıracaktır. İyi de bu sırada reel ekonomideki üretim daha fazla yükselirse ne olur? Altın sikkenin alım gücü artar! Buna deflasyon diyebiliriz.
İşte bankalar da bu sahnede oyunumuza katılıyor. Bankalardaki mevduat artışı, kredi hacminde yükseliş sağlar. Demek ki, bankalara park edilen mevduat gerçek para hacmini artırır. Yeni mevduat, kredi demektir. Kredi de tekrar bankaya mevduat olarak girdiğine göre, sınırlı bir döngü şeklinde ilerler. Unutmayalım ki, bankalar elindeki rezervi kredi olarak dağıtamaz. Zira bankacılık sistemi bu esasa dayanır.
Kısacası bankalar gerçek para dağıtan kurumlardır. Dağıttıkları yeni gerçek parayla tüketim / yatırım yapılarak ekonominin büyümesine katkı sağlar. Hatırlatmak isterim ki kredi ekonomik büyüme için çok kuvvetli bir araçtır. Herhangi bir ekonominin normalden daha fazla büyümesi için kredi olmazsa olmaz bir araçtır.
Gerçek para dağıtımı yapan diğer oyuncu ise kamudur. Eğer kamu vergi ile topladığından daha fazla harcarsa borçlanması gerekir. Bu durumda kamu da gerçek para dağıtan bir kurum hâline gelir. Kamunun borçlanarak yapacağı yatırım, ihaleyi alan şirketlerin değerini artırmaz mı? Ya da EYT ile dağıtılan maaşlar kişilerin daha fazla gerçek para harcamasına sebep olmaz mı? EYT ile oluşan paranın harcanması özel sektörün zenginleşmesine sebep olmaz mı? Kıssadan hisse, kamu borçlanması daha fazla gerçek paranın ekonomiye girmesidir. Demek ki gerçek paranın kaynağı bankalar ile kamu sektörüdür ve gerçek para hacmi enflasyonu tetikleyebilir, büyümeyi artırabilir. Meseleye tersten bakacak olursak, merkez bankalarının piyasaya dağıttığı para gerçek para hacmini etkilemez diyebiliriz. Gelin birazda finansal paradan bahsedelim. Finansal paranın kaynağı merkez bankasıdır Merkez bankası sadece ilişkili olduğu bankalar kanalı ile piyasaya para verebilir. Bunun için bankanın merkez bankasında hesabı olması gerekir. Para aktarımı bu hesaplar üzerinden gerçekleşir. Merkez bankası parasal genişleme yaparken, bankalardan tahvil benzeri ürünleri alır bunun karşılığında para verir ya da swap yapar. Bu durumda bankaların elindeki tahvil azalır, para artar. Aslında bilançoları açısından değişen bir şey olmaz, parasal hacim aynıdır. Sadece ürün tipi değişmiştir, tahvil yerine para gelmiştir. Bankanın mevcudundaki yatırım enstrümanının şekli değişmiştir.
Yukarıda bahsettiğim gibi bankalar rezervlerini kredi olarak veremez, yani bu parayı kredi olarak dağıtamaz. Zira bu paranın karşılığında tahvil bulunmaktadır. Az önce bahsettiğimiz gibi banka kendisine gelen yeni mevduatı kredi olarak dağıtabilir.
Ne zaman ki bankalar bu parayı finansal enstrümanlara yatırırlar, işte o zaman bu gerçek para da finansal para olarak dolaşıma girer. Örneğin, bankalardan yatırım bankalarına aktarılan paralar. Bu halde, bankacılık sektörü dışında kullanılan paraya finansal para diyebiliriz. Örneğin yatırım fonları, hisseler, tahviller… Elbette bankaların yatırım yaptığı finansal enstrümanlar gün gelecek, satılacaktır. Belki de gerçek para olarak piyasaya girecektir. Ama o güne kadar bankaların bünyesindeki finansal para, kredi olarak dağıtılmaz gibi…
Eğer yukarıdaki anlatıma katılıyorsanız ortaya çıkan sonuç: Merkez bankalarının parasal genişlemesi piyasaya daha fazla finansal para dağıtımıdır. Kredi hacmini etkileyen gerçek para ise bankalar ve kamu kanalı ile piyasaya sokulabilir. Burada yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.
Burada yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.