2005 y›l› itibariyle Avrupa Birli€i’ne üye 25 ülkenin limanlar›n›n konteyner hareketleri inceledi€imde, Almanya’n›n önceki y›lllardaki birincili€ini korudu€u dikkatimi çeken ilk nokta oldu. Ülkemiz ise 600 000 TEU farkla Fransa’n›n alt›nda 8. s›rada yer ald› ve 2005 y›l›nda 3,3 milyon TEU, 2006 y›l›nda ise 3,8 milyon TEU konteyner elleçledi.
Komumuz ve rakibimiz olan Yunanistan ise 2005 y›l›nda, AB -25 içinde 9. s›rada yer ald›. Yani 1,5 milyon TEU ile bir basamak alt›m›zda.
Baka bir co€rafi çerçeveden bak›ld›€›nda ülkemizin, 2005 y›l›nda Do€u Akdeniz-Karadeniz bölgesindeki toplam konteyner hareketinin yüzde 28,5’ini elleçledi€ini görüyoruz.
2005 y›l›nda ise ülkemizin en büyük liman› olan Ambarl› Liman› bu toplam›n yüzde 10’unu elleçleyerek bölgede ikinci büyük liman olma s›fat›n› ald›.
Peki Almanya’n›n üç kat› sahil s›n›r› olan ülkemiz limanc›l›€› neden 8. s›rada yer al›yor?
Asl›nda nedeni basit, ülkemiz limanlar› konteyner hareketi -sadece yüksek nüfusumuza ba€l› olarak- d› ticarete paralel ekilde yükseliyor. Zira, 2005 y›l›nda Avrupa Birli€i’ne ba€l› 25 ülkenin yapt›€› transit liman hareketi yakla›k 28 milyon TEU iken, ülkemiz limanlar› 250 000 TEU transit hareket yapt›. Yani yüzde 1’i. Malta’n›n tek ba›na yapt›€› transit hareket ise, ülkemizde yap›lan transit hareketin yakla›k be kat›.
Peki dünyadaki transit hareket trendi ne olacak? Bana göre artacak, ancak direk ba€lant›l› gemilerin kâr etmesi halinde (örne€in; Hong Kong’tan, Shangai’ya feeder ile ta›mak yerine Shangai’ya direk ta›mak eklinde) art› ivmesi düebilir. Daha do€rusu, ülkelerin d› ticaret geliimi, dikkate al›nmas› gereken en önemli faktör.
Teorik olarak deniz ta›mac›l›€› firmalar›n›n (liner) limanlarla olan ilikilerinde transit yüklerin, d› ticaret yüklerinin yan›nda art› de€er yaratmas›na ra€men, Türkiye’nin AB-25 içindeki yeri düünüldü€ünde, teorilere ayk›r› bir oluum göze çarp›yor.
Türkiye d› ticareti 2005 y›l›nda AB-25’in, yüzde 6’s›na eitken, toplam konteyner hareketinde ise bu oran›n yüzde 4’e indi€i görülüyor.
Konuya ilikin farkl› yakla›mlar da mevcut. Geçenlerde bir dergide, “Avrupa’n›n y›ll›k kapasitesinin 10 kii için 1 TEU oldu€u” yaz›yordu. Ancak, ortalama yüzde 79 kapasiteyle çal›an AB-25 limanlar›nda 2005 y›l›ndaki harekete göre 6 kiiye 1 TEU eklinde. Ayn› dönemde ülkemizde ise bu oran 20 kiiye 1 TEU. K›sacas›, liman kapasite de€erinin nüfusla oranlanmas› yan›lt›c›.
Bu tart›malar› fazla derinletirmeden konunun temeline de€inmek istiyorum; “Neden limanlar›m›z teorilere ayk›r› bir geliim sürecinde?”
Cevab› basit; ülkemizin d› ticareti ve konteyner liman ihtiyac› de€erlendirildi€inde, limanlar›m›zdaki konteyner hareketinin d› ticaretimize paralel olarak artt›€› görülür. K›sacas›, ülkemizde limanc›l›k sektörü hâlâ hizmet ihracat› niteli€inde de€erlendirilemiyor.
Elbette ki, politikam›z› hizmet ihracat›na çevirelim denince de, limanlara sihirli bir de€nek dokunup her eyi bir anda de€itirmesi beklenemez.
Dünya genelinde limanlar›n sa€lamas› gereken hizmetler; kapal› ve aç›k istif sahalar›, konteyner iç dolum-boalt›m sahalar›, tehlikeli yük istif sahalar› vb eklinde özetlenebilir. Ancak, tüm bunlar›n inas›, bak›m› ve yönetilmesi ciddi maliyetler gerektiriyor. Limanlar›n ticari politikas›, sahalar›n›n yeterlili€i ve uygunlu€u ile muhtemel geliim alanlar›n›n mevcudiyetine ba€l›. E€er alan genise, ticari politika düük tarifeyle daha fazla yük elleçleme eklinde çizilebilir. Di€er taraftan, liman ehir içinde s›k›m› ve genileyemiyorsa, istif süreleri gümrük prosedürü ya da tarife art››yla düürülebilir. Sonuç olarak, sahalar›n kullan›m ekli ve faktörü ticari politika oluumunun anahtar›d›r.
Konu özelletirme oldu€unda teorik altyap› Alfred Baird’in liman tiplendirmeleri özletirilir, ancak bu defa limanlar› farkl› ekilde kategorilendirmenin uygun oldu€unu düünüyorum, öyle ki;
1- Belirli aktivitelere ba€l› limanlar, örne€in; akaryak›t tesisleri, çimento iskeleleri,
2- Bölgesel aktivitelere ba€l› limanlar,
3- Ülke geneline hizmet eden limanlar ve
4- Belli bir hinterlanda ba€l› olan ya da olmayan transit limanlar.
Belirli aktivitelere ba€l› limanlar ile transit limanlar birbirine benzerlik gösterir, bunun temel nedeni ise konteynerlerin ve yüklerin (örne€in hammaddelerin ilenip mamul ya da yar› mamul haline getirilmesi) liman d››na ç›kmamas›d›r. Ancak, bir liman› transit liman olarak nitelendirebilmek için liman toplam hareketinin en az yüzde 50’sinin transit olmas› gerekir. A.B.-25 içinde, transit hareketi bu oran›n üstünde olan ülkeler bile mevcut.
Elbette, transit liman›n hareketi yüksek ise bölge ekonomisi içinde ilgi çeker (örne€in Malta). Bu tür bölgelerde transit limanlar›n, d› ticarete olan katk›lar›n›n d››nda liman›n, makro ekonomik düzeyde yaratt›€› girdi ülkeye sa€lanan art› de€er olarak nitelendirilmesi gerekir.
Transit yükleri elleçleyecek terminal dizaynlar›n›n bu aktivite dikkate al›narak yap›lmas› gerekir. Transit limanlarda, gelen yüklerin ço€unun denizyoluyla gönderilmesi liman kap› sisteminin daha az önem sahibi olmas›na neden olur. K›sacas›, transit limanlar›n hinterland› geni olamaz. Bu durumda yar›mada eklindeki iskeleler (Örne€in Marport Ana Terminal, Delta Terminali-Rotterdam) transit yüklerin istif sahas›na daha süratli ve az maliyetle aktar›lmas›na imkân tan›r. Ancak ülkemizdeki iskele dizaynlar›na bak›ld›€›nda parmak iskelelerin çoklu€u malumunuzdur. Hatta son dönemde “Y” eklinde iskele dizaynlar› ile foto€raf üzerinde göze ho görünen, ama fiiliyatta istif sahas›na en uzak noktalarda bulunan r›ht›mlar oluturuluyor.
Transit liman yönetiminin di€er liman yönetimlerine nazaran avantaj› ise bilgi ak››n›n do€rulu€u. D› ticarete ba€l› yüklerde bilhassa ithalat yüklerin sahadan ne zaman ayr›laca€› bir muammayken transit yüklerin geli ve gidi noktas›n›n iskele olmas› daha programl› bir terminal yönetimine imkân tan›r. ‹te bu nedenlerdendir ki, ülkemiz limanlar› hizmet ihracat› yapmak istiyorsa, ticari politikalar›n› ve terminal dizaynlar›n› buna uygun belirlemelidir. Peki bizlerin ticari politikas› nedir? ‹thalata yüksek tarife, ihracata düük tarife.
Günümüzde, epey popüler olan özelletirme çal›malar›n› özetlemek gerekirse, Trabzon, Kuadas› ve Ortado€u Antalya, Mersin, Derince ve ‹zmir limanlar› özelletirildi. Bu konuda çok konuuldu, çok yaz›ld›, ama unu tekrarlamak isterim; özelletirme artnamesinde, ticari tarifenin kamu onay›na sunulmas› ve limanlara teknik kapasite s›n›rlamas› getirtilmesi gibi hususlar›n yoksunlu€u, bugün Mersin’de, “emergency surcharge” ad› alt›nda ücret al›nmas›na neden oldu. Bu ücretin kar›l›€› ise yeni bir hizmet de€il. Liman yat›r›mlar›na paralel olarak ticari politika benimsenemiyorsa bunun faturas›n›n ülkemiz d› ticaretine kesilmesi de yanl› olur.
Neden limanlarımız teorilere aykırı bir gelişim sürecinde?
Bunu Paylaşın