Kur savaşlarında yeni perde

MDN İstanbul

Yaklaşık 4 yılı aşkın süredir devam eden küresel ekonomik krizden çıkmakta zorlanan ve ekonominin çarklarını döndürmeyi bir türlü başaramayan dünyanın önde gelen ülkeleri, ekonomik büyüme için çareyi yeniden kur savaşlarında arıyor

Japonya Merkez Bankası’nın agresif parasal teşvik hamlesi, ABD Merkez Bankası FED’in 3. tur parasal genişleme programı ve İngiltere’nin de sterlinin zayıflığına yarı resmi bir şekilde onay vermesinin ardından savaşa girmek için Euro’nun da sırada olduğu yorumlar iyiden iyiye güç kazanıyor. Yaşanan savaşın amacını kısaca özetleyecek olursak; ekonomik büyümede zorlanan ülkeler büyümeyi paralarının değerini düşürme yoluyla sağlamaya çalışıyor. Yani, ekonomik büyüme için iç talep yetmiyorsa dış talebe yüklenilmesi hedefleniyor. Birinin parasının değer kaybetmesi, diğer paranın o paraya karşı değer kazanması demek. Örneğin yen euroya karşı daha az değerli hale gelirse, değer kazanan euro yüzünden Avrupa’da üretilen mallar Japonya’da daha pahalı hale gelir. Avrupa ülkeleri rekabetçi konumunu kaybeder. Buna karşı Japonya’da üretilen mallar Euro Bölgesi ülkelerinde daha ucuz hale, Japonya da rekabetçi bir konuma gelir. Japonya’nın geleneksel olarak dış talep yoluyla ekonomik büyüme sağlayan bir ekonomi olduğu dikkate alındığında Japon Yeni’nin değer yitirmesi Japonya gibi dış talep yoluyla büyüyen Almanya ekonomisi için iyi haber değil.
Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) yende “rekabetçi devalüasyon” yapmadığını söyleyen Japonya Maliye Bakanı Yardımcısı Takehiko Nakao Asya’nın 2. büyük ekonomisinin kur politikaları karşısında artan uluslararası eleştirileri geri püskürttü. Dünyanın en büyük 3’üncü ekonomisi Japonya’nın merkez bankasının hamlelerinin, 20 yıldır devam eden deflasyonu sonlandırmayı hedeflediğini, bu nedenle de rekabetçi devalüasyon eleştirilerinin hatalı olduğunu savunan Japonya’nın en kıdemli kur yetkilisi Nakao, daha zayıf yene yönelik son gelişmelerin, yenin geçtiğimiz yıla kadar devam eden aşırı kazançlarının ardından gelen tek taraflı düzeltmeden ibaret olduğunu söyledi. Japon Yeni’nin dolar karşısında son 2 ayda kaydettiği yüzde 7 değer kaybı, önümüzdeki ayki G-20 toplantısı öncesinde Japonya’nın ticaret ortakları arasında gerilime yol açtı.
Barclays Plc’nin baş döviz stratejisti Masafumi Yamamoto, “Japonya sonunda diğer ülkeler gibi, para birimini zayıflatmaya yönelik kararlı para politikası adımları atıyor” dedi.
Merkez bankalarının dünya genelinde kur savaşlarını canlandırması üzerine dünyanın en önemli ekonomi yayını olan İngiliz Financial Times gazetesi, savaşa girmek üzere sırada euronun olduğunu yazdı. Merkez bankalarının para politikalarının ülkelerin ihracatını ucuzlaştırarak, ekonomileri desteklediğine dikkat çeken Financial Times gazetesi, euronun temmuz sonundan bu yana yen karşısında yüzde 25, dolar karşısında da yüzde 10 değerlendiğine dikkat çekti. Euro Grubu’nun eski başkanı Jean-Claude Juncker’in euronun “tehlikeli bir yükseklikte” olduğunu söylediğine dikkat çeken gazete, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi’nin de yakın zamanda sözlü olarak euroyu aşağı çekmeye çalışabileceğini, bu olmazsa da faizleri daha da indirebileceğini ileri sürdü. Ancak ECB’nin mevduat faizlerinin sıfır olmasından ötürü Banka bu kez negatif faiz bölgesine girebilir. Draghi’nin niyetinin henüz belirsizliğini koruduğunu ve euronun uzun vadeli ortalamasıyla uyumlu olduğu ifadelerini hatırlatan gazete, ECB Başkanı’nın henüz eurodaki değerlenme konusunda bir endişesi olmadığını, ancak Draghi’nin önceki “Euro’yu korumak için ne gerekiyorsa yapacağı” şiarının gerekli adımları attırabileceğini yazdı.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın