Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen 5-8 Nisan 2023 tarihleri arasında Çin’i ziyaret etti. Ziyaretler, AB ve Çin arasındaki ilişkilerin neredeyse en düşük seviyede seyrettiği bir dönemde gerçekleşti.
- Çin liderinin geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirdiği Rusya ziyaretinin,
- Çin’in Rusya ile Ukrayna arasında devam eden çatışmaların sona erdirilmesi kapsamında bir “Barış Planı” yayınlamasının ve
- İran ve Suudi Arabistan arasındaki barış sürecine katkı sağlayarak Ortadoğu’daki etkinliğini artırmaya başlamasının ardından gelen ziyaretler, gerek Fransa’nın gerekse AB’nin Çin ile ilişkilerini nasıl bir düzlemde sürdürecekleri bağlamında vereceği mesajlar itibarıyla önem taşıyordu.
Tarafların açıklamaları
Fransa Cumhurbaşkanı’nın büyük ilgi gördüğü bildirilen ziyaret kapsamında Çin lideri Şi Cinping;
- Rusya ve Ukrayna arasındaki barış görüşmelerinin en kısa sürede yeniden başlaması,
- Dengeli ve sürdürülebilir bir Avrupa güvenlik mimarisinin yaratılabilmesi için Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkelerine uyulması,
- Tüm tarafların meşru güvenlik kaygılarına saygı gösterilmesi,
- Avrupa-Çin ilişkilerinin üçüncü taraflardan bağımsız olarak yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa'yı stratejik özerklik elde etmesi konusunda desteklediğini dile getirdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron; - Çin'in, Ukrayna'da barışın sağlanması için Rusya üzerindeki etkisini kullanmasını isterken Ukrayna'da kalıcı barışın sağlanması,
- Böyle bir barış için uluslararası kabul edilmiş sınırlara saygı gösterilmesi ve gerilimi artıracak adımlardan kaçınılması gerektiğini ifade etti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen ise; - Çin liderini Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşmeye teşvik ettiğini,
- Şi Cinping’in koşulları ve zamanı uygun olduğunda konuşmaya hazır olduğu yanıtını verdiğini,
- Çin'i, Rusya'ya silâh ve mühimmat sağlamanın sakıncaları konusunda uyardığını,
- Böyle bir adımın AB-Çin ilişkilerine ciddi zarar vereceğini,
- Tayvan konusunda bölgede hiç kimsenin tek taraflı olarak statükoyu zorla değiştirmemesi gerektiğini,
- Çin'in Tayvan politikası çerçevesinde statükoyu değiştirmek için güç kullanma tehdidinin kabul edilemeyeceğini söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un verdiği mülakat
Ziyaret sürecinde Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Pekin ile Guangzhou arasındaki seyahati esnasında Tayvan gündemine ilişkin olarak yaptığı açıklamalar öne çıktı.
Açıklama kapsamında Macron; - Avrupa'nın karşı karşıya olduğu “en büyük risk”in, “Avrupa’nın olmayan ve Avrupa’nın stratejik özerkliğini inşa etmesini engelleyen krizlere yakalanması” olduğunu söyledi.
- Avrupa'nın çatışmayı hızlandırmaması,
- Çin ile ABD arasında üçüncü bir kutup olarak konumunu oluşturmaya zaman ayırması gerektiğini söylerken, “En kötüsü biz Avrupalıların bu konunun takipçisi olmamız ve Amerikan ritmine veya Çin'in aşırı tepkisine uyum sağlamamız gerektiğini düşünmektir” ifadelerini kullandı.
Macron ayrıca; - Avrupa'nın savunma sanayisini daha iyi finanse etmesi,
- Nükleer ve yenilenebilir enerjiyi geliştirmesi,
- ABD'ye bağımlılığını sınırlamak için ABD Doları’na bağımlılığını azaltması gerektiğini ifade etti.
Macron açıklamasında ayrıca, iki süper güç arasındaki gerilimin tırmanması halinde AB’nin stratejik özerkliğini finanse edecek zamanı ve kaynağı olmayacağını ve vasal haline geleceğini belirtti.
Macron’un dolar konusundaki açıklamasının, 28 Mart 2023 tarihinde Çin Ulusal Açık Deniz Petrol Şirketi (CNOOC)’nin, uluslararası ticarette ilk kez yuan kullanarak Fransız Total Energies şirketi ile sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ticareti gerçekleştirmesi ve bu ticaretin BAE'den ithal edilen yaklaşık 65 bin ton LNG'yi içerdiği haberlerinin açık kaynaklara yansımasının ardından yapılması dikkat çekti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un verdiği mülakatın yansımaları
Almanya
Macron’un açıklamalarının Almanya’daki yansımaları, Almanya’nın Çin politikasının henüz netlik kazanmadığının bir göstergesi oldu.
Ana muhalefetin dış politika alanındaki etkili isimleri Avrupa ve Almanya'nın, ABD'nin yanında Çin'e karşı birlikte hareket etmesi gerektiğini söylerken, Çin’e karşı sert politikalar izlenmesini savunan koalisyon ortakları da benzer açıklamalar yaptı.
Buna mukabil Başbakan Scholz’un partisinin Meclis Grubu Başkanı ABD ve Çin arasındaki büyük çatışmada bir taraf olmamaya dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
ABD
ABD yönetimi, Fransa ve ABD arasındaki mükemmel ikili ilişkilerden ve Biden ile Macron arasındaki şahsi ilişkiden duyulan memnuniyeti ve güveni dile getirirken Cumhuriyetçi Senatör Rubio, Biden yönetimini önceliklerini yeniden gözden geçirmeye çağırdı.
Senatör açıklamalarında “Macron Avrupa adına konuşuyorsa ve eğer Avrupa'nın tutumu ABD ile Çin arasında Tayvan konusunda tarafsız kalmaktan yanaysa, o zaman belki de Avrupalıları Ukrayna'daki savaşla ilgilenmeleri için yalnız bırakmalıyız” ifadelerini kullandı.
Çin
Çin, Tayvan çevresindeki üç günlük askerî tatbikatını tamamlarken, genellikle Çin Hükûmeti’nin resmî tutumunu dile getiren Global Times gazetesi, Macron'un açıklamalarının “ABD'nin, Avrupa'yı, Çin'i kontrol altına almaya ikna etme stratejisinin çıkmaza ulaştığının bir göstergesi olduğunu” yazdı.
Avrupa Birliği
AB Komisyonu sözcülerinden Eric Mamer konuya ilişkin olarak yaptığı ilk resmî açıklamada “Çin ile ilişkilere yönelik ortak yaklaşımda gözle görülür bir zıtlık söz konusu. Ancak herkes bu yaklaşımın genel çerçevesini ve “tek Çin” politikasını desteklerken, aynı zamanda Tayvan'daki statükonun, özellikle güç yoluyla, tek taraflı olarak değiştirilmesine karşı çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.
Ziyaretlerin ekonomik boyutu
Fransa Cumhurbaşkanı’nın yaklaşık 50 kadar iş insanı ile yaptığı ziyarette Çin ile Fransa arasında, havacılıktan tarıma kadar muhtelif alanları kapsayan yaklaşık 20 kadar anlaşma imzalandığı açık kaynaklara yansıdı.
Ziyaretin ekonomik yönü itibarıyla; Fransa’nın Çin ile arasındaki takriben 40 milyar Euro’yu bulan ticaret açığını kapatmayı hedeflediği, Çin’in ise ABD tarafından sürdürülen yaptırımlara karşı ekonomik ortaklıklarını çeşitlendirmeye çalıştığı yorumları yapıldı.
Değerlendirme
Görüşmeler sonunda verilen ilk mesajlar tarafların daha önce gündeme getirdikleri, bilinen tutumlarının ve söylemlerinin bir tekrarı oldu.
Bununla birlikte, başlangıçta gerek Fransa’nın, gerekse AB’nin Çin ile ilişkilerini nasıl bir düzlemde sürdürecekleri bağlamında vereceği mesajlar itibarıyla önem taşıyacağı düşünülen ziyaret, Macron’un açıklamaları ile daha farklı bir düzleme oturdu.
Almanya’nın Çin’e yönelik politikasını oluşturmakta güçlük çektiği, ABD’yi takip eden bir dış siyaset izlediği mevcut durumda Macron’un, Avrupa’nın üçüncü bir süper güç olması için Fransa liderli- Serter Tuçaltan Dz. Kurmay Albay (E) Fransa Cumhurbaşkanı'nın ve AB Komisyonu Başkanı'nın Çin ziyareti ğinde, stratejik otonomiye sahip olmasına ilişkin teorisi ile Avrupa’nın bu stratejik otonomiyi engelleyebilecek, kendisine ait olmayan çatışmalara katılmaması gerektiği açıklamaları ön plana çıktı.
Açıklamalar; - AB içinde Çin’e yönelik politikalarda bir yeknesaklık oluşmadığını gösterdi.
- AB’nin, en azından bütüncül olarak, ABD’nin Çin ile mücadelesinin bir parçası olmaması ihtimali bulunduğunu ortaya koydu.
- AB içindeki tek nükleer silahlı güç olan Fransa’nın bu yaklaşımı, ABD’ye Çin’e yönelik askerî bir destek sağlanmasının güç olacağının da habercisi oldu.
- Rusya’ya karşı gücü bir araya getirebilen ABD’nin, Çin ile mücadelesinde bu amacına kolay ulaşamayacağını teyit etti.
- ABD'ye bağımlılığı sınırlamak için ABD Doları’na bağımlılığın azaltılması görüşü dolarsızlaştırma (de-dolarization) konusunda Macron’un, Rusya ve Çin ile benzer düşüncede olduğunu ortaya çıkardı.
Fransa Cumhurbaşkanı’nın bu yaklaşımları geçtiğimiz haftalarda Çin’in, İran ve Suudi Arabistan arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması, büyükelçiliklerin ve temsilciliklerin karşılıklı olarak yeniden açılması konusunda anlaşmalarını sağlayarak dikkat çeken bir diplomatik başarı yakalamasının ardından, ABD tarafında Çin’e yönelik endişeyi artıran bir diğer gelişme oldu.
Gelişmeler ABD’nin Çin konusunda önümüzdeki günlerde AB ve özellikle Fransa üzerindeki baskısını yoğunlaştıracağının bir göstergesi olurken Çin tarafından 24 Şubat 2023 tarihinde yayımlanan “Çin’in Ukrayna Krizinin Politik Çözümüne İlişkin Duruşu-China’s Position on the Political Settlement of the Ukraine Crisis” başlıklı “Barış Planı”nın da gündeme gelme ve destek bulma ihtimalini artırdı.
(1) https://haber.sol.org.tr/haber/macron- cin-ziyaretinde-siden-istedigi-aciklamayi- alamadi-370980
(2) https://haber.sol.org.tr/haber/macron- avrupa-tayvan-konusunda-abdveya- cin-politikasini-izlememeli-371191
(3) https://www.politico.eu/article/ emmanuel-macron-china-america-pressure- interview/
(4) https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ baenin-gazi-cin-yuaniyla-fiyatlandirmasi- dolar-uzerindeki-baskiyi-artiriyor/ 2865407 5https://www.evrensel.net/haber/487355/ almanya-macronun-cin-politikasini-tartisiyor
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.