2013 Türkiye için test yılı olacak

MDN İstanbul

Geride bıraktığımız 2012 yılı dünya ekonomisi ve büyüme oranları açısından beklentilerin pek karşılanmadığı ve hayal kırıklığı yaşanan bir yıl oldu kuşkusuz. Ancak 2013 yılına yönelik beklentilere bakıldığında 2013 yüzlerin daha fazla güleceği bir yıl olacağa benziyor

Banka raporlarında 2013 yılına yönelik beklentilere bakıldığında mali uçurum endişelerinin azalmasının küresel ekonominin toparlanacağına duyulan güvenin 2013 yılında da devam etmesine sebep olacağı göze çarpıyor. 2013 yılı Türkiye ekonomisi için ise 2012’deki kazanımların sürdürülebilirliği açısından test yılı olacak. 2012’de ekonomik büyümede yüzde 3’e yakın yumuşak inişin ardından, 2013 yılında yüzde 4 büyüme öngörülüyor. Enflasyonun 2012 sonunda yüzde 6.3, 2013 sonunda ise yine benzer şekilde yüzde 6 olacağı tahmin ediliyor. İç talepteki görece toparlanmayla beraber 2012’de 50 milyar dolara kadar gerileyen cari açığın 2013’te 58 milyar dolara yükseleceğini hesaplıyor. Cari açığın GSYİH’ye oranının ise yüzde 7’lerde olması bekleniyor. Bütçe tarafında 2013 açısından ciddi bir risk görülmüyor. Dolayısıyla banka raporlarında, 2013 yılında daha az oynak ve dengeli bir ekonomik sürece girileceği düşünülüyor. Peki böyle bir ortamda yatırımcılar ne yapmalı?
Raporlarda, 2013’ün İstanbul Borsası için artan volatilite ile hisse seçiminin önemli olduğu bir yıl olacağına dikkat çekiliyor. İMKB 100 endeksi 2012 başından bu yana dolar bazında yüzde 59 getiri sağlayarak benzerlerine kıyasla gelişmekte olan piyasalar arasında en iyi performans gösteren borsa oldu. İMKB şirketleri için satış büyümesi ve kâr artışları devam ederken, daha istikrarlı bir Türkiye ekonomisi, stabil faiz ortamı ve düşen risk primi ile değer artışlarının sürmesi bekleniyor. Ancak 2012’deki güçlü performans sonrası kar realizasyonları doğal beklentiler arasında. Dolayısıyla hisse seçimi ve doğru zamanda değişiminin çok önemli olduğunun altı çiziliyor. İMKB 100 endeksinin 2013 sonu hedef değeri olarak yüzde 14’lük bir artış ile 88.100 puana ulaşması bekleniyor.
Banka raporlarında, yatırımcılara 2013’te de portföylerinde TL cinsi yatırım araçlarını tercih etmeleri öneriliyor. Dış piyasaların da destekleyici olması ile TL talebinin sürmesi bekleniyor. Ancak 2013 yılı tamamında düşük faiz ortamının korunacak olması ve kısa vadeli faizlerin daha da düşeceği beklentileri nedeniyle TL’de hafif bir değer kaybı beklenirken, 2013 sonu Dolar/TL tahmini 1.83, Euro/TL tahmini ise 2.32 olarak göze çarpıyor. Mevduatın, 2013’te de sabit getirili enstrümanlar arasında yatırımcı açısından en cazip seçenek olmaya devam etmesi bekleniyor. Fonlama şartlarındaki rahatlama, enflasyondaki gerileme ve düşük borç çevirme stratejisinin korunuyor olmasının ise tahvil faizlerini destekleyeceği vurgulanıyor. Yine de reel faizlerin ekside seyretmesi ve yüklü itfa rakamları nedeniyle faizlerde yükseliş öngörülüyor ve gösterge tahvil faizinin yılı yüzde 6.8 bileşik seviyelerinde tamamlayacağı ifade ediliyor. Altında ise 2013 sonu beklentileri 1.850 dolar/ons seviyesinde. Önde gelen merkez bankalarının piyasalara sağladıkları likiditedeki artış ve düşük faiz ortamının küresel çapta korunacak olması altın fiyatlarını yükseltecek etken olarak gösteriliyor.

Çin’e yönelik iyimserlik zirvede  
Öte yandan dünyanın önde gelen bankalarından BofA Merrill Lynch’in her yıl sürekli yaptığı Fon Yöneticisi Araştırması aralık sonuçlarına göre yatırımcıların net yüzde 40’lık kesimi küresel ekonominin gelecek yıl güç kazanacağına inanıyor. Bu, bir önceki aya göre yüzde 6’lık bir artışa ve iki ay önceki değerin iki katına karşılık geliyor. ABD mali uçurumunu en büyük kuyruk riski olarak gören yatırımcıların sayısı kasım ayındaki yüzde 54 değerinden yüzde 47’ye inmiş durumda. Bu düşüşe rağmen, mali uçurum bir numaralı endişe kaynağı olmayı sürdürüyor. Çin ekonomisine yönelik iyimserlik, bu araştırmada kaydedilen en yüksek seviyelere ulaşmış durumda. Bölgesel araştırma katılımcılarının net yüzde 67’si Çin ekonomisinin gelecek yıl güç kazanacağına inanıyor, bu değer kasım ayında net yüzde 51 seviyesindeydi. Varlık yöneticilerinin net yüzde 38’i yükselen piyasa hisse senetlerinde gösterge üzerine çıkmış durumda, bu eylül ayı araştırmasının iki katı seviyesinde bir sonuç.

Bunu Paylaşın