Türkiye Posidonia Fuarı’ndaydı

MDN İstanbul

İki yılda bir Yunanistan’da düzenlenen Posidonia Denizcilik Fuarı, 81 ülkeden 1700 firmanın katılımıyla 2-4 haziran 2008 tarihleri arasında Atina’da bulunan Hellenikon Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis açılış konuşmasında Posidonia Fuarı’nın denizcilik sektörü için önemli bir buluşma noktası olduğunu belirtti ve “Dünya denizcilerini bir araya getiren fuarımız bu yıl Asya ve Uzakdoğu ülkelerinden yoğun katılımla daha da önemli bir hale geldi” dedi. Yunanistan’ın Deniz Ticaretinden Sorumlu Bakanı Georgios Voulgarakis’in de hazır bulunduğu açılışa, Türkiye’den, Başbakanlık Denizcilik Müste-şarı Hasan Naiboğlu, Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Mehmet Habib Soluk, Deniz Ulaştırması Genel Müdürü Özkan Poyraz, Deniz Ticareti Genel Müdürü Mehdi Gönülalçak ve TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Eşref Cerrahoğlu’nun da aralarında bulunduğu bürokratlar ve Deniz Ticaret Odası (DTO) Başkanı Metin Kalkavan ile DTO üyeleri katıldı.
Dünya denizcilerinin bu önemli buluşma noktasında Türkiye’nin 186 metrekarelik standında Desan, İçdaş, Tuzla, Sedef ve Torlak tersaneleri göze çarpıyordu. Fuara, Uzakdoğu Asya ülkeleri 300 firmayla katılırken, Amerika ve İngiltere’den 30’un üzerinde katılım gerçekleşti. MarineDeal News gazetesi olarak İngilizce özel sayımızla yer aldığımız fuarda, konuklarla sohbet etme imkânı bulduk. İşte onlardan birkaçı:

Cengiz Kaptanoğlu:
“Türkiye yat sanayii 2010’da dünyanın parlayan yıldızı olacak”

“Bu hemen hemen bizim buraya sekizinci gelişimiz. Sekizi ikiyle çarparsak 16 senedir buradayız.  Deniz Ticaret Odası Başkanı olarak geldiğimde ilk olarak bayraklara dikkat etmiştim. O zaman maalesef Türk bayrağı Posidonia Fuarı’nın girişinde dalgalanmıyordu. Sebebini araştırınca yalnızca fuara katılıp stand açan ülkelerin bayraklarına yer verildiğini öğrendim. Tabii şimdi her şey çok değişti, ama o zamanki sıkıntılı günlerimizde bile, sekiz sene evvel bayrağımızın dalgalanmasını sağladık ve şükürler olsun o gün bugün devam ediyor. Şu anda Türkiye deniz ticaretinde fevkalade bir noktada. Allah’a şükürler olsun ki, gemi inşa sanayiinde Kore, Çin ve Japonya’dan sonra dördüncü sıradayız. Ama benim esas iddiam, Türkiye’nin 2010 senesinde yat sanayii ile dünyanın parlayan yıldızı durumuna gelecek olmasıdır. Türkiye şu anda fevkalade, standartları çok yüksek yatlar yapıp ihraç ediyor.

Prof. Dr. Oral Erdoğan:
Türkiye ve Yunanistan ortak hareket etmeli

Türkiye gemi inşa sanayii ve denizcilik sektörü zaten Posidonia’ya uzun yıllardır katılıyordu. Bu katılım elbette Türkiye’nin tanıtımı açısından da çok önemli. Bir iki senedir şunu fark ediyorum; Yunanlılar her şeyden önce Türklere daha yakın davranıyorlar. Türklere düşünülenin aksine devlet politikalarının ışığında bakmıyorlar. Sektörler açısından pozitif bir görüntü var. Daha doğrusu sektörler kardeş, halk da kardeş. Özellikle dünya denizciliğinde ve deniz taşımacılığında önemli bir yer edinmiş Yunanistan ile özellikle gemi sanayiinde yaşanan dinamizmi en hızla dönüştüren Türkiye’nin ortak haraket etmesinden hem Avrupa Birliği (AB) kazanır, hem de dünya kazanır. Her iki taraf da bunu bir an önce kavrarsa AB’nin de rekabet gücü artar, ama bu konu biraz göz  ardı ediliyor diye düşünüyorum.
Rakamsal verilerle konuşacak olursak; mesela Yunanistan zaten herkesin malumu, dünya ticaret filosunun neredeyse dörtte birinden fazlasına hâkim durumda diyebiliriz. Türkiye ise gemi sanayiinde bazı uluslararası yayın organlarının eksik bilgilerine göre bile, sipariş listesinde bazen altıncı, bazen de yedinci sırada. Üstelik Clarkson gibi veri kuruluşlarına göre Türkiye’de yapılan ve siparişi alınan gemilerin çoğu kayda bile girmiyor. Peki Türkiye bu avantajlı konumu nereden sağlıyor? Bence işgücü maliyetinin dışında asıl avantaj, armatörlerin bir kısmının tersaneciliğe geçmesiyle sermaye imkânının artmasıdır. Son 10 senede yaşanan bu değişiklik aslında önemli bir konudur. Tabii bunun ötesinde yabancılar tarafından satın alınan Türk bankalarının geçmiş yıllara oranla Türk tersanelerine ve denizcilerine daha ucuza, daha korkmadan sermaye vermesi de etkili olmuştur.

Vangelis Trikas:
“Tuzla gelişiyor”

Yunanistan’da kurulmuş ve dünya çapında tanınan uluslararası bir denizcilik firması olan Avin  International’in yöneticilerinden Vangelis Trikas, Türk denizciliğini yakından takip ediyor. Tuzla tersaneler bölgesinde Gemak ve Desan’da gemileri onarım gören Trikas ilk olarak Tuzla’yı 2004 yılında ziyaret etmiş. Her defasında Tuzla’nın daha da iyiye gittiğini gözlemlediğini anlatan Yunanlı armatör, denizcilik şirketleri ve tersaneler için 2010 yılına kadar çok büyük gelişmeler olacağına inanıyor. “Bunun başlıca sebebi  Çin ve Hindistan’ın büyüyen ekonomileridir” diyen Trikas, bazı Yunan bankaları ve City Bank’tan aldıkları kredilerle Kore’de SPP tersanesinde kontrat fiyatı gemi başına 45 milyon dolar olan 50 000 dwt’lik  4 adet gemi inşa ettirdiklerini, Çin’de, Yang Ming tersanesinde de 6 yeni inşa gemileri olduğunu anlatıyor. Halen 30 gemilik bir filoya sahip olduklarını vurgulayan Trikas, 2008 sonunda bu sayıyı 40’a çıkarmayı planladıklarını belirtiyor.

Hüsnü Çöllü
“Kruvaziyer turizmi çok önemli”

“Bu fuarda, gemi inşa sanayinde dünya dördüncülüğü gibi başarılı bir trend yakalamış ve 40’ın üstünde tersaneye sahip Türkiye’den, hem tersane anlamında hem de tersaneye hizmet veren yan sanayi anlamında daha fazla katılımcının olmasını dilerdim” diyen CHP Antalya milletvekili Hüsnü Çöllü, bu tür fuarların hem firmaların hem de ülkelerin tanıtımına çok büyük katkı sağladığını belirtiyor. Atina’da, her gün 20 kruvaziyerin demirleyip yenilendiği limandan çok etkilendiğini de anlatan Çöllü, dünyada kruvaziyer turizminin önemine dikkat çekerek, deniz turizmiyle ilgilenen biri olarak Türkiye için böyle bir liman hayali kurduğunu anlatıyor. Tuzla tersaneler bölgesinde yaşanan sorunlara da değinen Çöllü, “gemi inşa sanayinin hızlı büyümesi ve insan kaynağının buna hazırlıklı olmaması hiç istenmeyen ölümlü kazalara yol açtı. Bakanlığın ve beraberinde sektörün bu konularda daha dikkatli ve daha duyarlı davranmasıyla sorunların çözüleceğine inanıyorum” diyor.

Gündüz Nalbantoğlu:
“Türkiye ciddi bir ilerleme içinde”

Bodrum Deniz Ticaret Odası Başkanı Gündüz Nalbantoğlu ise, “Yunanistan bizim kaçta kaçımız ama bizden çok ilerde” söylemine katılmadığını, bin tane adası olan ve denize mecbur bir ülkenin deniz taşımacılığında gelişmek dışında bir alternatifi olmadığını belirterek, destek görmediği halde Türkiye’nin gerek ticari gemi, gerek yat sanayiinde ciddi ilerlemeler kaydettiğini vurguluyor.

Bunu Paylaşın