RECEP DÜZGİT

MDN İstanbul

Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği’nin yeni seçilen başkanı genç işadamı Recep Düzgit, duygularını, sektörün durumu hakkındaki fikirlerini ve hedeflerini MarineDeal News ile paylaştı

1. Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği’nin 2012 yılı genel kurul seçimleri sonucunda Başkan seçildiniz. Duygularınızı ve düşüncelerinizi anlatabilir misiniz?
Seçim haziran ayı başında oldu, ilk önce yönetim kurulu seçiliyor, yönetim kurulu kendi arasında yaptığı toplantı ile görev dağılımını yapıyor. Benden önceki başkanımız Sayın Ruhi Duman sadece bir dönemliğine bu görevi yürütmeyi arzu etmesine rağmen bizlerin ısrarıyla 8 yıl bu görevi yürüttü. Kendisi dernek için yaptığımız bina projesinin tam ve sağlıklı şekilde bitmesi konusunda kimsenin harcamayacağı kadar zaman ve özel çaba harcadı. Kendi özel işlerine yoğunlaşması gerektiğinden bizim yoğun ısrarlarımıza rağmen daha fazla devam etmek istemedi. Eski yönetim sadece bir değişiklikle eskiden olduğu gibi devam ediyor.
Dernekte bizim için en önemli görev; 110 yıllık bir kurum olarak belli bir istikrarın ve  bilgi birikiminin sembolü olduğumuz için bu istikrarı önümüzdeki yıllarda da sürdürmemiz. Bunun dışındaki olaylar mutlaka kendi mecrasında yerini bulur ancak Derneğin devamına halel getirecek bir eylemin içinde olmamak lazım.

2. Kendi şirketleriniz yanında Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı haricinde de üstlendiğiniz görevleriniz var mı?

Düzgit Grup’ta CEO olmanın yanında 1998’den beri Zeyport Limanı’nın hem yönetim kurulu üyesiyim, hem icra kurulu başkanıyım. Ayrıca Düzgit Grup olarak da ortağıyız. Zeyport A.Ş.’ye ortak olan gemi acentelerinin bir araya getirdiği Donatan Liman Yatırım A.Ş.’nin 4 yıldır yönetim kurulu başkanıyım. 1998 yılından bu yana Marin Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş.’nin yönetim kurulu başkan yardımcısıyım ve ayrıca DTO’da yönetim kurulu üyesiyim.
Bilgi Üniversitesi’nde Ekonomi Hukuku yüksek lisansı yapmamın bana çok faydası oldu. Bu benim bulunduğum kurumlarda vazifelerimi artırdı ve olaylara bakışımı değiştirdi. Hukuk alanında beraber çalıştığımız birçok bilim adamıyla tanıştım. Şimdi her şeye bir de hukuk çerçevesinden bakıyorum. Birçok olayda hukuki görüş alma yoluna başvuruyoruz. Bu bazen süreci uzatıyor gibi olsa da sorunların çözüm yolunda çok faydalı. Örnek vermek gerekirse; bir transit konteynerin içinde kaçak bir parça çıktığında gemi acentesinin bir ilgisi olmasa da tutuklanıyordu. Bu konuda bir ceza hukukçumuz ile görüştük ve bizlere bu konuda bilgi verdi, biz de bunu Gümrük Bakanlığımıza anlattık. Onlar da bir derneğin böyle bir çalışma ile karşılarında olmasından dolayı mutlu olup bize yardımcı oldular.

3. Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği olarak düzenli gelir kaynakları hakkında bilgi verir misiniz?
Vapur donatanları iktisadi işletmesi diye bir şey yok. Vapur Donatanları zamanında Zeyport limanına dernek olarak ortak olamadığı için dernek ortaklarına “bir şirket kuracağız ortak olur musunuz?” dedik, Donatan Liman Yatırım kuruldu. Derneğin bugün 100-140 üyesi varken, şirketin sadece 40 ortağı var ve dolayısıyla dernekle gelen bir doğrudan bağ da yok. Herkesin ortak olabileceği bir şirket ve yegane faaliyeti de Zeyport’a ortak olmak, bir de Marine Römorkör’de yüzde 5 kadar küçük bir hissesi var.
Vapur Donatanları Derneği’nin gelirleri; üyelerden aldığı aidat ve üyelerin limanlardan ya da Boğazlardan geçen gemilerinden dernek tüzüğüne göre makbuz karşılığında ödedikleri bir ücrettir. Derneğin en önemli değeri ise ödemesi tamamlanan Cihangir’de altı katlı bir binadır. Herhangi bir borcumuz yok, önümüzdeki dönemde üyelerimizi ağırlayabileceğimiz bir kış bahçesi teras yapmayı planlıyoruz.
Acentelere hizmet veren bir kuruluştan geldiğim için üyelerin birçoğunu kişisel olarak tanıyorum ve iyi ilişkiler içindeyim. Hedeflerimizden biri dernek üyesi olmayan, belli bir potansiyeli olan gemi acentelerini aramıza katmaktır. Ekonomik kriz döneminde ilave bir ücret vererek bir yere gönüllü esasıyla girmek istemeyebiliyorlar ama aslında herkesin uzun vadeli düşünmesi gerekiyor. Derneğe sadece 500 Euro’ya üye olunuyor, herkesin bir şekilde taşın altına elini koyması gerekiyor.

4. Türkiye’nin son dönemde geldiği nokta dikkate alındığında sektörün durumunu, derneğin ilişkilerini ve faaliyetlerini değerlendirebilir misiniz?

Derneğin geçmiş zamanda yaptığı en büyük faaliyetlerden biri; Kaptan Metin Leblebici zamanında Türkiye’ye kara yoluyla veya uçak ile gelen hiçbir yükten vergi alınmazken deniz yoluyla gelen yüklerden ve gemilerden “Rıhtım Resmi” adı altında yüzde 5 vergi alınıyordu. Gemi sahipleri vergiyi ödememek için malları Bulgaristan’a indiriyordu, yükler oradan kara yoluyla Türkiye’ye getiriliyordu. Bir gün yabancı bir devlet temsilcisi durumu Turgut Özal’a anlatınca bu inceleniyor ve bu vergi kaldırılıyor. Bu denizciliğe yapılan dengesiz vergilendirmelerden biriydi ve yıllarca limanlarımızın gelişmesine engel olan bir husustu.
Son 10 yılda Türkiye ekonomisi gibi bizim sektörümüz de yaşanmakta olan kriz nedeniyle bir kısmı geriye gitse de çok büyüdü. Devletimiz özellikle son dönemde proaktif ve çok sık düzenlemeler yapıyor. Bunların birçoğu olumlu olsa da bazen ani değişimler gerçekleşebiliyor. Turizm sezonunun tam açıldığı gün yolcu gemilerine zam yapıldığını ya da tarifelerin değişmiş olduğunu görebiliyorsunuz. Bu tip olaylarda sektöre destek olacak, alt yapısı olan, kurumlarla görüşebilecek, sorunların çözüm yollarını bilen kuruluşlar gerekiyor. İnsanların bazı yerlerde “Sorununu çözeyim ama sen bana çözüm yolunu anlat” dediği de oluyor, çok iyi niyetli bürokratlarımız, yöneticilerimiz var. Derneğin sektördeki bilgi ve tecrübesi bu tip sorunları çözmekte yardımcı oluyor.
Deniz Ticaret Odası (DTO) ile ilişkilerimiz oldukça iyi, sorunların çözümünde onlara ciddi destekler veriyoruz. Başkan Metin Kalkavan döneminde ve benim de Oda’nın yönetiminde olmamla ilişkiler olması gereken seviyelere geldi. Derneğimizin bir bina sahibi olmasında DTO’nun yüzde 100 desteği vardır. DTO’nun da faaliyet alanlarıyla ilgili ya da hukuki konularda çeşitli ihtiyaçları oluyor, mevzuat konularında da devlet kurumlarına görüş sunulurken kendilerine bilgi sağlama konularında yardımcı oluyoruz. Ayrıca uluslararası faaliyetlerimizi DTO üzerinden yapıyoruz ancak özellikle Uluslararası Gemi Broker ve Acenteleri Derneği Federasyonu FONASBA ile birçok faaliyeti takip edip yürütüyoruz.

5. Önümüzdeki dönemde hedef ve projelerinizden bahsedebilir misiniz?

Zeyport Limanı’ndan gelecek ile ilgili beklentilerimiz var. İstanbul’da 18 dönümü tapulu 32 dönümü Milli Emlak’a ait bir yerin şu anki cirolarını ve işlem hacmini çok daha büyük bir hale getirmek için çalışıyoruz. Orada bu güne kadar bunu yapamıyorduk, çünkü mülkiyet ve kiralama sorunu vardı, bunları çözdük. Şimdi projelerimiz onay aşamasında ve onaydan sonra daha iyi sonuçlar alacağımız bir süreç başlatacağız. Zeyport’ta belli boyutta yolcu gemilerini ağırlamak, bunlara yönelik kıyıda tesisler yapabilmiş olmak, tapulu arazimizde de mümkünse otel ya da residans türü bir bina yapmak, limanda da gemilere yönelik bazı hizmet sağlayıcı fonksiyonlar geliştirmek gibi düşüncelerimiz var.
Bizim en çok uğraştığımız konulardan biri ani yayınlanan ya da gereksiz artırılan tarifelerin karşısında durmak oluyor. VDA’nın son zamanlarda yaptığı en iyi eylemlerden biri Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü’nün römorkör hizmetlerinde yüzde 128, kılavuzluk hizmetlerinde yüzde 30 oranında yaptığı zammı açtığımız dava ile iptal ettirmemizdir. 100 liralık ücreti devlet 230 yapmıştı, biz bunu iptal ettirip tekrar 100 lira yaptırdık. Şu an rekabete açık piyasada aynı hizmet 18.5 liraya veriliyor. Önümüzdeki dönemde tarifeler ve yasal mevzuatlar konusunda çalışmalarımızı artırarak devam ettirmek istiyoruz.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın