İhracata gemi yapanlar “olası” teşvik açısından daha şanslı

MDN İstanbul

Ekonomi Bakanlığı’nın sadece gemi inşa sanayine yönelik değil esas itibariyle tüm ihracatı desteklemeye yönelik ciddi bir teşvik paketi üzerinde yoğunlaşmış durumda olduğunu kaydeden Oral Erdoğan; sektörel, mikro ve makro bazda çalışmaların çok hızlı ilerlediğini ifade ederek şunları kaydetti: “Bunun yanı sıra destek veren ilgili bakanlıklar da var. Maliye Bakanlığı da cari açığın indirilmesi için tedbirler konusunda devrede. Denizcilik Müsteşarlığı genelde devrede iken, diğer taraftan Milli Savunma Bakanlığı da devrede olacaktır. Çünkü askeri gemilerin daha süratli bir şekilde Türk tersanelerinde yapılması yararlı olacaktır. Hem de Türkiye’nin savunma stratejileri için önemli olacaktır. Süregelen askeri ihale konuları var ise veya yeni gündeme alınacak olanlar var ise daha seri bir şekilde dikkate alınabilir.”
Erdoğan’ı bu konuda umutlandıran ise; seçimden sonraki beyanların çok ciddi bir şekilde gemi inşa sanayinin yeniden desteklenebileceği yönünde olduğunu göstermesi.

Altyapı ve konsolidasyona önem verin
Erdoğan, yıl sonuna kadar önlemlerin devreye girebileceğini ifade ederek gemi sanayicilerine desteklerden yararlanmak için şunları önerdi: “İhracata yönelik destekleme sisteminin içinde gemi inşaya da özel yer verilmesini bekliyoruz. Sanayicilerin alt yapı ve konsolidasyona önem vermesi gerekiyor. Gemi yapmak için ortak pazar arayışları, ortak girdi, ortak malzeme sağlama anlayışları gibi. Mesela çeliği daha ortak bir platformda daha ucuza edinebilme imkânları, bunun yanı sıra devletin destek olacağı nokta ihracatı ve istihdamı öne çıkan gemi inşa sektörüne, ki devlete de yaraması için iş gücünden dolayı devlete yapılan ödemelerde imkân ve avantaj sağlanabilmesi gerekmekte.”
Belli nitelikte ve boyutta Türkiye’ye ihracat sağlayabilecek tersanelere veya tek partide gemi ihracatı sağlayabilecek olan aktivitelere destek olunmasının daha uygun olabileceğini kaydeden Erdoğan “Örneğin 2009 yılında teşvik paketinde 12 tane sektör tanımlanmıştı, 250 milyon dolar üzeri yatırım yapması halinde yatırımcılara avantajlar sayılıyordu. Burada da gemi inşa ihracatı gibi ihracatlarda bir sınır koyabilir devlet, illa gemi için değil. “Türkiye’den yılda şu kadar ihracat yapan firmalar ya da yılda şu kadar parti ihracat yapabilecek olan işlere verilecek” gibi sınırlar da olabilir. Tahminim bu yönde. O zaman da ihracata yönelik gemi yapmak önemli olabilir. Bu anlamda da bunun montanı önem kazanabilir. Burada avantaj ihracatı daha montanlı yapmaya yönelik olabilir. O zaman da bir tersane yerine birden fazla tersane bir araya da gelebilir. Bu durumda ben sektöre sinerji yaratmalarını tavsiye ederim. Ama sektörün istediği belki de, bireysel de olsa bir gemi yapacak olana ihracata yönelik bir prim sağlanmasıdır. Kabul edilirse, “yeni bir gemi siparişi alan bir tersaneye bir birim destek olunuyor ise daha fazla büyüklükte ihracat katkısı sağlayana daha fazla prim verilebilir” diye düşünülebilir. Ama ben burada devletin, desteği çok minimal düzeyde tutacağı kanısındayım eski tecrübelerimize dayanarak. Bu yüzden aynı Kredi Garanti Fonu’nda (KGF) olduğu gibi “nasıl sınırlama yapabiliriz” diye bir düşünce de olacaktır; devlete ek yük getirmemek için.”

Kriz en çok gemi sanayini vurdu
Gemi inşa sanayinde bugün kapasite kullanım oranının yüzde 10-15 arasında kaldığını ifade eden Erdoğan, “Bu çok düşük bir rakam. Türkiye’de genel sanayi kapasite kullanım oranı yüzde 60-70’lerde. Bu anlamda gemi sanayi çok geri kalmış durumda. Krizin hangi sanayiyi en sert şekilde vurduğunu sorarsak gemi sanayini görmekteyiz. Bu anlamda zorda kalan bir endüstri, devlet ve Türkiye ekonomisi açısından önceliği tartışılmayacak bir sektör. Türkiye’ye katma değer yaratmak istiyorsak, cari açığı daha doğru yönetmek istiyorsak, dışa bağımlılığımızı asgari düzeye indirmek istiyorsak gemi inşa gibi ana özel sektörlerde öne çıkmamız gerekmekte. İşte bu noktada gemi inşa sanayine yapılacak destekleri böyle görmek lazım. Yani gemi inşaya destek vermeyi bir gruba destek sağlamak gibi görmek yerine, tüm Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türkiye ekonomisine destek vermek, devletin gelirlerini artırmaya destek vermek gibi görülmelidir. Bu şekilde bir metod geliştirilmesi gerekiyor. Devletin bazı farklı düşünen ya da eski nitelikte diyebileceğimiz düşünce anlayışına sahip olan kişileri var ise “orada bir sektör var, zora girmişler, yanlış yatırım yapmışlar, ne halleri varsa görsünler” demek haline döner ki, bu yanlış bir bakış olur. Türkiye ekonomisini gelecek günlere iyi bir şekilde taşımaz. Ya da eskisi gibi kontrolsüz bir şekilde devletin kasasını açıp halktan topladığımız vergileri bir sektöre hibe edip heba etmek de yanlış bir anlayış. O zaman doğru yöntemi bulmamız gerekiyor” diye konuştu.

4. Bölge sınıfından yararlandırılabilir
Sanayiye destek vermek için bugüne kadar çeşitli arayışlar olduğunu hatırlatan Erdoğan özellikle Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da vurguladığı “sektörel organizasyonel yapımızda daha rekabetçi altyapı sağlanmasının” gerekli olduğunu belirterek şunları söyledi: “Diğeri ise devlet kesinlikle diğer tersaneci devletlerde olduğu gibi doğrudan bu sektöre destek vererek sektörü ayakta tutmalıdır. Bunun gerekçesi de devletin bu tersanelerde gemi yapıldıkça zaten kazanacak olmasıdır. Gemi yapmak için tersanelerde istihdam sağlanacak ve bu nedenle iş gücüne destek sağlanmış olacak. İş gücüne destek sağlanmasından dolayı oradan doğan vergiler devlete dönecek. Burada da halkın refah düzeyine katkı sağlanmış olacak. Aynı zamanda ihracat yapılmış olacak. Bu nedenle devlet hiç gemi yapılmaması yerine şu an dünyanın hemen hemen en kaliteli gemilerini yapabilen Türk tersanelerinde gemi yapılması halinde alabilecek olduğu doğrudan ve dolaylı vergi etkilerini düşünerek önden ihracatı destekleme adına prim verebilir. İstihdama yönelik desteği sağlamak üzere tersanelerdeki yatırımları, yatırımcıları, enerji ve iş gücü maliyetlerini, araziden kaynaklanan maliyetleri ve finansman maliyetlerini de teşvik sistemindeki 4. Bölge sınıfından yararlandırılmasını sağlayabilir.”
Gemi inşa sanayini de kapsayacak bir teşvik paketinde dikkat edilmesi gereken noktaları da vurgulayan Erdoğan, “Bunun ince ayarları, yöntemi, mevzuatı en doğru şekilde yapılmalı ve bunun sonucu hiçbir tarafı zor duruma düşürmemelidir. Yanlış anlamalara da mahal verilmemelidir. Her şeyde şeffaf olunmalıdır. Bu durumda devlet, OECD ve Avrupa nezdinde çalışmalar yapmak üzere çok ciddi bir komisyon oluşturmalı, global rekabet koşullarında gemi sanayinin şeffaf bir şekilde desteklendiğini ortaya koymalıdır. Çünkü global rekabette ikinci planda kalmamak gerekiyor.” diye konuştu.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın