Esnaf ve küçük/orta boy işletmelere (KOBİ) en fazla kredi kullandıran banka olan Halk Bankası’nın KOBİ’lerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Şahap Kavcıoğlu, denizcilik sektörünü yakından izlediklerini ve ekonomik olarak kredibilitesi uygun her firma ile çalışmayı planladıklarını söyledi. Türkiye’de denizcilik sektörünün her zaman geleceği olduğunu vurgulayan Kavcıoğlu, “Denizcilik sektörünün sıkıntısı rakamların büyük olması ve teminat olması. Türkiye’de bankacılıkta ‘Altından hava ve su geçen hiçbir şeye kredi vermeyin’ diye yerleşmiş bir deyim var. Çünkü ipoteğe dayalı bir sistem var” diye konuştu. Her 4-5 yılda bir kriz yaşayan bir ülkede, insanların hiçbir şeyinin firmada gözükmediğine dikkat çeken Kavcıoğlu şöyle devam etti: “Her şey firmada görünüyor. Siz firmayı alıyorsunuz. Kredi veriyorsunuz ama firmanın üstünde hiçbir şey yok. Gemi ipoteği Türkiye’de bir sıkıntı. Madencilik için de aynı şey geçerli. Türkiye’de bu düzenlemelerin bir an önce yapılması lazım. Denizcilik sektörünün en büyük sıkıntısı bu.”
Devletin denizcilik sektörüne yaklaşımının hep zayıf kaldığının altını çizen Kavcıoğlu,”Türkiye’de projeye dayalı kredi verme sisteminin ekonomik gelişme bir 5 yıl daha sürerse belki olacak. Projeye dayalı kredi verme sistemi sektörün geleceği açısından çok önemli” dedi.
Zengin patron, fakir şirket
Esnaf ve küçük ve orta boy işletmelere (KOBİ) en fazla kredi kullandıran banka olduklarını belirten Kavcıoğlu, reel sektörün de tıpkı finans sektörünün 2001 krizi ardından yaptığı gibi kendi içinde bir yapılanmaya girmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’de KOBİ’lerin artık kurumsal bir kimliğe bürünmesi gerektiğinin altını çizen Kavcıoğlu, “En önemlisi de kayıt altına girmeleri gerekiyor. KOBİ’lerin daha oturmuş muhasebe sistemi olmalı. Türkiye’de zengin patron, fakir işletmeler var. Adamın oturduğu villa 2 milyon dolar, bindiği araba 200 bin dolar, şirketinin sermayesine bakıyorsunuz 50 bin dolar. Oysaki, bindiği lüks arabayı da, oturduğu villayı da o şirketten kazandığı parayla alıyor. Adam zengin, firmada bir şey yok. Ciro yok. Çünkü yarısı gayrıresmi. Dolayısıyla Türkiye’de görünmeyen bir ekonomi var. Bu sistem içine alındığında Türkiye’de çok güçlü bir reel sektör ortaya çıkacaktır” diye konuştu.
Kriz yok, sıkıntı normal
Son dönemde reel sektörün krizde olduğuna yönelik yorumların arttığını ancak kendisinin bu yorumlara katılmadığını söyleyen Kavcıoğlu, dünya ekonomisinde yaşanan sorunlardan dolayı reel sektörde bir sıkıntı olduğunu ancak bunun kesinlikle bir kriz ya da kriz öncesi durum olmadığını kaydetti. Türkiye’de kriz lafının çok sevildiğine değinen Kavcıoğlu,”Kriz denilince herkes kendine göre pozisyon yaratıyor. Asıl sorunu da o çıkarıyor. Parası olan yatırım yapacak olan, onu repo ya mevduata kaydırıyor. Çekini ödemeyenler kriz var deyip, vadeyi uzatacak bahane yaratıyor. Yani kendi kendimize sorun yaratıyoruz. Direkt bankalara yansıyan bir durgunluk var ama bir kriz yok. 3 milyar YTL’ye yaklaşmış esnaf kredisinde oransal olarak on binde 1’in altında bir sıkışma söz konusu. Bu da çok normal. Yolda yürürken 1 milyon kişiden 2 kişinin kalp krizi geçirmesinden daha doğal bir şey olamaz” diye konuştu.
4. çeyrekte piyasa hareketlenecek
Kavcıoğlu, Halkbank’ın ilk altı aydaki 22 milyar YTL civarında kredisinin 9 milyar YTL civarında bir rakamının KOBİ kredisi olduğunu ve burada da herhangi bir sıkıntı bulunmadığını sözlerine ekledi. Türkiye’de, global piyasalarda yaşanan kriz ve hükümet partisine açılan kapatma davasından dolayı özellikle yılın ilk yarısında yatırımcıların bekleme pozisyonuna geçtiğini hatırlatan Dr. Şahap Kavcıoğlu, davanın sonuçlanmasının ardından piyasalarda hareketlenmenin kendini gösterdiğini belirtti. Kavcıoğlu, yaz aylarının ve ramazan ayının ardından yılın son çeyreğinin hem bankalar hem de reel sektör açısından çok aktif geçeceğini düşündüğünü kaydetti.
Yağmurlu havada şemsiye kapamadık
Halk Bankası’nın ilk altı aylık performasına da değinen Dr. Şahap Kavcıoğlu, KOBİ bankacılığında açık ara liderliği sürdürdüklerini, bu başarının temelinde de KOBİ’lerle aralarındaki sürekli bir ilişki yattığını söyledi. Diğer bankaların piyasanın çok iyi olduğu ya da kredi satmak zorunda oldukları dönemde esnaf ve KOBİ’lere alaka gösterirken, Halk Bankası’nın her dönemde esnaf ve KOBİ’lerle iç içe olduğunu ve KOBİ’lerle ilişkilerini diğer bankalardan çok farklı bir şekilde yürüttüğünü belirten Kavcıoğlu, “KOSGEB belirli projeler için 3 kamu bankasıyla anlaşma yapıyor, bu projelerde KOBİ’lerin yüzde 60’ı Halk Bankası’nı tercih ediyor. Bunun temelinde sürekli bir ilişki yatıyor. Halk Bankası, KOBİ’lerin her zaman yanında olmuş. Kapının her çalışında sizi elinin tersiyle itmemiş. En kötü gününde KOBİ’lerin yanında olmuş. Bir şekilde finansman çözümü yaratmış. Yani en kötü dönemde bile vade ve faiz olarak gelişimlerine göre bir kredi ürünü bir şekilde çıkarmış.
Türkiye çok sık kriz yaşayan bir ülke, bu dönemlerde dahi bir şekilde bu kesimi, finansman desteği sağlamış. Yağmurlu havada bile hiçbir zaman şemsiyeyi kapatıp, onları ortada bırakmamış. Bu özellik Halk Bankası ile KOBİ’ler arasındaki sıcak ilişkinin en önemli senedi” diye konuştu. İlk altı ayda KOBİ kredilerinin 9 milyar YTL’ye ulaştığını söyleyen Kavcıoğlu, şu anda yıl sonunda toplam krediler içindeki KOBİ kredilerinin payının yüzde 60’a ulaşacağını ifade etti.
Mevduatın yüzde 62’sini kredi olarak veriyoruz
Dünya ekonomisinde ve Türkiye’de belli sıkıntıların yaşandığı ilk altı ayın Halkbank açısından çok olumlu bir dönem olduğunu ifade eden Kavcıoğlu, bir önceki yılın aynı dönemine göre bankanın kârını yüzde 20 artırarak 642 milyon YTL’ye çıkardığını belirtti. Halkbank’ın ilk altı ayda krediler açısından sektörün üzerinde bir artış gösterdiğinin altını çizen Kavcıoğlu, “2001 krizinden sonra aktifinin büyük bir kısmını görev zararlarından dolayı devlet tahvili ve hazine bonosu finansmanı sağlamak zorunda olan bir banka olan Halkbank’ın şu an, aktiflerinin yüzde 50’si kredilerden oluşuyor. Bu, sektörde iyi bir noktaya doğru geldiğinizi gösteriyor. Topladığımız mevduatın yüzde 61,4’ünü kredi olarak veriyoruz” diye konuştu.
