Doların sırtı yere geldi

Yüksel Tuğrul

Dünya Bankası’nın  Küresel Kalkınma Finansmanı raporu, OECD raporu, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Trichet’in uyarıları ve kahin Roubini’nin öngörüleri krizin derinleşeceğini işaret ediyor

Mart ayında 1.82 TL’ye kadar yükselerek Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine çıkan doların ateşi son haftalarda yaşanan gelişmelerle iyice düştü. Uzun bir süredir 1.56-1.52 bandında dalgalanan dolar, tepe taklak inerek 1.48’lere geriledi. Düşüşte paritenin ve yabancı satışının etkisi var. Ancak daha da önemlisi, kurdaki düşüşü kalıcı kılacak son derece önemli bir dizi gelişme yaşanıyor. Dolar son 4 ayda yüzde 22 değer kaybederken kurlar temmuzun son günleri itibarıyla 1.48’e demir attı. Yurtdışı paritenin ve Türkiye gibi gelişen piyasalara yönelik artan iştahın tetiklediği düşüş, doları TL karşısında Kasım 2008’den bu yana en düşük noktaya indirdi. Şimdi herkesin merak ettiği soru, düşüş kalıcı olacak mı? Çünkü benzer bir gerileme aralık ayında da vardı ve ardından ani bir hareketle kur ocak ayının ilk iki haftası içinde 1.48’den 1.67’ye dönüş yaptı.

Kriz öncesine döndü
Kurlardaki düşüşte kuşkusuz yurtdışındaki risk iştahı, parite ve ABD’de her gün bir yenisi açıklanan veriler önemli. Bunlar piyasa için belirleyici. Ancak bu düşüşü son 10 ay içinde yaşadığımız benzer dalgalanmalardan ayıran çok önemli bir dizi değişiklik var. Kur bu kez sadece piyasaya bir miktar para girişi ve euro/dolar paritesindeki oynamadan düşmüyor. Bunların etkisi kuşkusuz var; ancak gerilemeyi sağlayan temel etken döviz piyasasındaki işleyişin kriz öncesine döndüğüne yönelik belirtilerin kuvvetlenmesi. Döviz piyasasındaki normalleşme bankalararası dolar piyasasından Eurobond’lara, döviz kredilerinden endikasyonlara kadar yayılmış durumda. Yaşanan son gelişmeler en azından kurdaki dalgalanma beklentisini ortadan kaldırırd›.

Döviz yerine bono
Doların düşüşünde yurtdışı gelişmelerin yanı sıra bundan bağımsız yurt içi etkenler de önemli rol oynuyor. Türkiye’nin ülke riskini gösteren CDS’ler (credit default swap) temmuzun son haftası 40 puan birden düşerek 275’den 235 seviyelerine geriledi. Bunun anlamı şu; Türkiye’nin ülke riski yatarımcıların gözünde azaldı. Dolayısıyla artan risk iştahıyla gelişmekte olan piyasalara akan para yönünü büyük oranda Türkiye’ye çevirdi. Yabancı ve yerli birçok yatırımcı ellerindeki dolarları bozup özellikle sabit kuponlu bonolara koştu. Bu da doların belini içeride de kırmaya yetti.

Raporları ‘TL’ alın diyor
Son dönemde dikkat çeken bir başka konu ise yabancı ve yerli bütün bankalar raporlarında yatırımcılarına “TL yatırımının tam zamanı” diyor. Eş dönemli gelen bu tavsiyeler de dolarda çöküşü hızlandırıyor. Piyasalarda dolaşan bir başka söylenti de yabancı yatırımcıların gözünü Hazine’nin ağustos ayında yapacağı 22 milyar dolar civarındaki borçlanmaya diktiği yönünde. Dolar bozan yatırımcıların TL’ye park ettiği ve Hazine’nin tahvil ihracında sahneye çıkacağı da piyasa larda konuşulan bir başka unsur olarak göze çarpıyor.

Bunu Paylaşın