Güneydoğu Asya; geneli nemli, güneşli, insanları hem acılı hem neşeli, birçok inancın birbiriyle harman olduğu, pirincin ve eriştenin egemenliği altında yemekleri sokaklara kadar salınmış, baharat kokuları havada uçuşan topraklar. Yolları aşırı ötesi bir motosiklet trafiği ile dolu, büyük bazı şehirler haricinde modern dünyanın girmekte yavaş kaldığı ama yine de emperyal zincir markaların marketlerinin en ücra yere bile girmeyi zorladığı bölgelerle dolu. Tavukların, etlerin, balıkların o sıcak havada bile açıkta satıldığı pazar yerlerini halen muhafaza eden, Güney Amerika gibi gezginlerin rotalarında sıklıkla yer alan bir coğrafya. Ücra yerlerdeki el değmemiş doğal kaynakları ve ucuz işgücü nedeniyle de egemen ülkeler tarafından bol miktarda sömürüye maruz kalmış, insanın varoluş tarihinde çok eski izleri barındıran bir alan.
Hint ve Çin etkisi…
Güneydoğu Asya, Hindistan ve Çin’in yer aldığı kuzeyinden, en güneyinde benim gittiğim Bali, Flores gibi adalara kadar kademe kademe azalan Çin ve Hint nüfusuna sahiplik ediyor. Her yerde mutlaka en az bir Çin ve bir Hint bölgesi, mahallesi, kasabası, köyü var. Vatandaşı oldukları ülkeyi seviyorlar ve genelde uyumlular. Ancak bunların yanında Hint ve Çin alışkanlıkları, yemekleri ve kültürlerinin etkisinde yaşamaya da devam ediyorlar. Bu etkiyi tüm Güneydoğu Asya’da gözlemledim.

Bali’den Myanmar ve Laos’a uzanan rotam…
Avustralya sonrası 2017 yılının Eylül ayında Bali’ye indiğimde anneme “Artık aynı kıtadayız; yürüyerek gelebilirim” demiştim. Yürüyerek olmasa da yavaş yavaş güneyde Bali’den başlayan yolculuğum kuzeyde Laos’un başkenti Vientian’da bittiğinde 8 ay kadar bfir süreyi Güneydoğu Asya’da geçirmiş, Endonezya, Malezya, Singapur, Tayland, Kamboçya, Vietnam, Myanmar ve Laos’u bir gezgin ruhuyla dolaşmıştım. Şimdi bu gezideki ilk durağım olan Endonezya’ya bir göz atalım istiyorum.
Endonezya…
Öncelikle nüfusa baktığımızda, Endonezya’nın orada bulunduğum 2017 yılında 264 milyon kişiden oluştuğunu duyduğumda şaşırmıştım. Bugünlerde, yani gezimden sadece 6 yıl sonra nüfus 10 milyon kişi daha artarak 274 milyona ulaşmış. Çin, Hindistan ve ABD’nin ardından dünyanın en kalabalık 4’üncü ülkesi Endonezya’nın 17.000’den fazla adadan oluşması da başka ilginç bir özellik.
Ülke genelinin çoğunluğu İslâmiyeti benimsediği için de dünyanın en fazla nüfusa sahip müslüman ülkesi. İlk iki durağım Endonezya ve Malezya’da benzer diller konuşuluyor. Bu ülkelerde 2 ay kadar süre geçirince dillerine az da olsa aşina olmuştum o sıralar. Dilbilgisinin çok zor olmadığını düşündüğüm bu dillerde anlama ve anlaşmaya bile başlamıştım. Az önce sözünü ettiğim Çin ve Hint toplulukları ve kültürlerini bu bölgelerde görmeye başlamıştım. Zaten tarih içindeki bu izler mimaride, lokantalarda, sokak yemeklerinde ve tapınaklarda da hemen göze çarpıyor.

Bali ve Flores Adası… Bali…
Endonezya’nın güneyinde yer alan Bali tam anlamıyla turistik bir bölge. Havaalanından indiğimde karşıma çıkan motosiklet nehri beni şaşkına çevirmişti. Maalesef iki tekerlekli bu aletleri kullanma konusunda biraz çekingenim. Her yönden akan trafik keşmekeşini görünce motosiklet kiralamaktan anında vazgeçsem de hosteldeki genç arkadaşım Bali içinde beni arkasında taşıyarak birçok yeri görmeme vesile olduğu için müteşekkirim. Uluwatu Tapınağı, Monkey Forest, Ubud Bölgesi, Tagellegang tarım terasları, plajlar ve harika konaklama seçenekleriyle bir gezgin ve turist için güzel bir ada Bali.
Flores Adası…
Çoğunluğu Hristiyan topluluklarından oluşan bu Ada'nın Labuan Bajo gibi dünyanın en gözde dalış alanlarının bulunduğu bölgeye ev sahipliği yapması dalış yapmak isteyenler için üst düzeyde heyecan verici. Adanın iç kesimlerindeki fakirlik ile birlikte doğal yaşam ve çok eski zamanlardan kalan yerleşimler başlı başına bir macera. Ben bu gezide araba ve şoför kiralayıp yanımda iki kafadarla yaptığım Flores gezisindeki deneyimlerimi asla unutmayacağım. Göz kamaştırıcı yanardağlar ve otantik, tropik ve tarihi köyler bambaşka görüntü ve duygular sunuyor insana. Bunların en güzellerinden biri 3 saat kadar süren tırmanışvari bir yürüyüşle çıktığım tarihi alışkanlıklarını sürdürerek yaşayan Wae Rebo köyü olmuştu. Kelimutu Milli Parkı’nda gün doğumunu ve turkuazdan yeşil ve mavinin her tonuna renk değiştiren gölleri izlemek olağanüstü bir tarih öncesi yolculuk içinde olmak gibi bir duygu veriyor.

Yogyakarta… Borobudur ve Prambanan Tapınakları…
Borobudur dünyanın tek parça halinde ve en büyük Budist Tapınağı. Prambanan ise Endonezya’daki en büyük Hindu tapınağı olarak kayda geçmiş durumda. Tarihin, doğanın ve bu kültürlerin göz kamaştırıcı izlerini görmemek mümkün değil. Her ikisi de mutlaka görülmesi gereken yerler listesinde olmayı fazlasıyla hak ediyor.
Sultan’ın Sarayı Kraton ve Taman Sari…
Yogyakarta, tarihi süreçte bir sultanlıkmış. Şimdiki adıyla Endonezya Cumhuriyeti’nde de ayrıcalıklara sahip bir bölge. Sultan’ın yaşam yeri Kraton sarayı her gün çok sayıda ziyaretçi ağırlıyor. İçinde yerel müzikler çalan orkestra diyebileceğim bir grup, değişik müzik aletleriyle yerel şarkı örnekleri sunarken, kukla gösterileriyle tarih de canlandırılıyor. Kraton civarında da çeşitli müzeler bulunmakta.
Taman Sari ise eski Yogyakarta Sultanlığı’nın çiçeklerle, havuzlarla, değişik mimari yapısıyla dolu bahçeleri görülmeye değer başka bir noktası. İçindeki havuzları, su kemerleri, dairevi yapıları ve bahçeye yayılmış hediyelik eşya satıcıları ile cıvıl cıvıl bir mekân.
Jakarta… Jakarta Endonezya’daki son durağım oldu
Kalabalık trafık sıkışıklığı beni Soekarno Havaalanı’nın yakınında şehir trafiğine girmeden bir hostelde kalmaya itti. İyi ki de öyle olmuş. Koloni dönemi mimarisine sahip yapıların yer aldığı eski bir sokakta ama modernize edilmiş bir bölgede kaldım. Hostelimde çok mutluydum ve aslında şehri görmeye pek de isteğim yoktu ama hostel ahalisinden arkadaşlarla bir günlük tur yaptık.
İstiklâl Camii, Koloni döneminin yönetim merkezi Kota Meydanı, renkli bisikletler ve renkli şapkalarıyla kadınları gördüm. Bedava şehir turu otobüsü ile yaptığımız tur ile zevkli bir gün olmuştu.
Jakarta Havaalanı’nda tatsız sürpriz…
Endonezya genelini kendi zamanım çerçevesinde epeyce gördüğümden kaynaklanan bir doygunlukla Jakarta’da 3 gün dinlenip Singapur’a geçecektim. Bu arada saçma sapan kurallardan birini Jakarta Havaalanı’nda deneyimledim. Singapur uçuşu için biniş kartımı almaya bankoya geldiğimde Singapur’dan geri dönüş veya Malezya’ya geçiş biletimi sordular.
Gezginlerin dikkatine!
AirAsia veya ucuz bilet satan başka firmalar var. Bileti yaksanız da görece küçük bilet paraları can yakmıyor. Aradan geçen altı yıl ve pandemi sonrası neler değişti bilemiyorum.
Endonezya’dan çıkmak için Jakarta Havaalanı’na erken gitmiştim. İyi ki de öyle olmuş. Biniş kartımı alırken delikanlı bana “Singapur’dan dönüş veya çıkış biletiniz lütfen” demesin mi? Şaka gibi. Internet yok. Sırada arkamda insanlar. Çocuk bana hotspotu açtı ben de zoraki bir Singapur, Kuala Lumpur bileti aldım. Ama binbir zorlukla. Çünkü kredi kartıma onay kodu soran 3D uygulamasıyla çalışan bankam Türk telefonuma gönderilen kodu soruyor. Aylarca yollarda olacağım için her ülkeden telefon kartı alarak iletişim işini çözüyorum. Türk telefonum kapalı ve bilet alamıyorum. Whatsapp’dan durumu akadaşlarıma bildirerek, rica edip o ortamda zamanla yarışarak zorlukla bilet aldık. Binbir zahmet. Ülkeler arası geçiş yapacakların aklında bulunsun.
Endonezya ve Güneydoğu Asya bizim bu sıcak yaz günlerinde yandığımız sıcağın yanında nem de sunuyor. Dünyanın kendine has bu bölgesinde sokak yemeklerini, değişik ağaç ve bitkileri, havaya karışan baharat kokularını, tuktukları, mototaksileri, tapınakları ve sımsıcak denizini unutmayacağım.
Dünya ekonomisiyle birlikte bizim de sarsıldığımız bu dönemde gezi yazısı yazmak ve sonunda gidin demek isterim ama öyle görünüyor ki bana bir süre daha güzel yurdumuzu keşfetmenin ötesinde geziler gözükmeyecek. Şanslı azınlıktansanız bunun keyfini çıkarmanızı diliyorum.
Sağlık ve sevgiyle kalın.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.