GÖKHAN KIRAN

MDN İstanbul

1) Türk denizcilik sektörünün ulusal ve uluslararası arenada stratejik konumlandırılması için neler yapılmalıdır?
Denizcilik biraz kapalı, insanların çok da fazla bilgi sahibi olmadığı bir piyasa ama her geçen gün daha iyi anlatılıyor. Atılan adımlar sayesinde son 7-8 yıllık dönemde denize farklı bakılıyor. Denizci kökenli bakanlarımızın olması ve başbakanımızın sektörü iyi tanımasının katkısı büyük. Biz de denizciler olarak hükümetten kabul edilebilir taleplerde bulunmalıyız. Sonuçta iş dönüp dolaşıp ekonomik güce dayanıyor. Devlet parası olup da vermese o zaman “hükümet sektörü gözden çıkardı” deriz. Ama gerçekler var ortada. Öncelikle denizciliğin sorununun ne olduğu ve sorunun nasıl çözülebileceği üzerinde konsensus sağlanması gerekiyor. Firmaların şahsi talepleriyle bir politika yürütülebileceğini sanmıyorum.

Kıran Holding Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Kıran, sektöre ilişkin değerlendirmelerini MarineDeal News ile paylaştı

Uluslararası denizcilik politikalarını belirlerken de uzun vadeli hedefler konup, o hedeflere odaklanmalıyız. Bugün dünyada 21. yüzyılın yeni dengeleri kuruluyor. Bundan sonraki yatırımlarımız için özellikle Çin’i ve Orta Doğu’yu iyi tahlil etmeliyiz. Ülkemizin coğrafi konumu itibariyle yaşanan gelişmelerden etkilenmemesi mümkün değil. Bizim de denizciler olarak bu konuda bir avantajımız var. İşimiz bütün dünya coğrafyası ve ekonomisiyle alakalı olduğu için gelişmeleri yakından takip etmemiz ve değerlendirmemiz lazım ki doğru pozisyon alalım.

2) 2007 yılının son çeyreğinden itibaren nitelikli yatırımlar yaptınız. Kısaca bahsedebilir misiniz?
Filomuz gençleşiyor. Siparişteki 6 gemiden 57 bin tonluk ilki nisanda teslim edilecek, 2011’in ortasına kadar da bütün gemileri teslim alıp işleteceğiz. Biz Kıran Denizcilik olarak temkinli davranırız. Bu kriz döneminde de uzunca bir süre yatırım yapmadık. Bugün denizcilikte aktif olarak çalışan neslin daha önce hiç görmediği şekilde iyi şartlar sunan bir navlun piyasası yaşandı. Çoğunluk kazancının neredeyse tamamıyla yatırım yaptı. Dolayısıyla çok iyi geçirilen 4-5 yıllık bir dönemin kazancı şu an elde yok. Genelde herkes yatırımın zirvesinde, her şeyin en pahalı olduğu dönemdeyken krize yakalandı. Ana problem de bu. Biz yatırımlarımızı o iyi piyasaların gelirlerine göre yapmadık. 2 yılda yeni inşa bir gemiyi amorti etmek üzere yatırım hesabı yapan firmaların işi bugün zor. Bankalar da belli bir süre daha denizcilik yatırımlarına temkinli davranacaklardır.

3) Global ekonomik krizle mücadele etmek için nasıl bir önlem aldınız?
Biz 2008 yılında denizcilikte bir kriz yaşanacağını düşünüyorduk, erken davranıp sendikasyon kredisi ile sipariş ettiğimiz gemilerin tamamının kredisini 2,5 yıl önceden yapmayı öngördük. Bu boyutta bir ekonomik krizin olacağını ise tahmin etmemiz mümkün değildi, fakat kriz tüm iş âleminin krizi oldu. Bu kriz esasen bankacılık krizidir. Ben denizciliğin kendi krizini daha yaşamadığını düşünüyorum.
Taşımacılıkta en büyük kriz konteyner sektöründe olduğu için ilk iyileşme de burada olacaktır. Bana göre konteyner sektörü bundan sonraki 7-8 yıllık süreç içinde denizciliğin diğer birimlerine göre daha istikrarlı bir dönem yaşayacak. Şöyle ki, konteyner taşımacılığında dünya genelinde çok ciddi sayıda firma ya kapatmak ya devretmek zorunda kalacak. Bu bir daralmaya sebep olacak. Yeni gelen konteyner filosu diğer filoya göre ürkütücü bir oranda değil. Konteyner tüketicisi olan Avrupa ve Amerika’daki krizin iyileşmesi konteyner sektörüne artı olarak yansıyacaktır. Buna karşılık bulk marketinin tüketicisi ise Doğu’dur. Şu anda bulk marketinin diğer marketlere göre iyi olmasının ana sebebi dünya nüfusunun büyük kısmının Uzakdoğu’da yaşamasıdır. Özellikle Çin büyümeye devam ettiği sürece bulk marketinin arz fazlasından doğacak olan navlunlarda gevşemeler hariç çok anormal bir kriz yaşayacağını düşünmüyorum. Esas bulk marketteki kriz, Çin’de olası bir krizle beraber gelir, ki o da çok ciddi boyutta olur. Böyle bir sinyal şimdilik yok. Tam tersi Çin’in bu sene ilk çeyrekte yüzde 12 oranında büyüme açıklayacağı bekleniyor. Bu durumda bulk’ta işler daha iyiye gidecektir. Kıran Denizcilik olarak biz bu konuda kendi adımıza risk görmüyoruz.
Bugün zorda olan firmalar olduğu gibi yatırım yapmak için elinde sermayesi ile bekleyen firmalar da var. O firmaların ve onların arkasındaki bankaların ana problemi ise güven faktörüdür. Bunu denizciliğin en iyi göstergesi olan chartering markette de görebiliyoruz. Eskiden yapılan 3-5 yıllık kiralama anlaşmaları şu anda yok. Sis bulutu tam anlamıyla dağılmadığı için insanlarda çok yakın tarihte yaşadıkları krizin de etkisiyle bir güven problemi var. O güven probleminin ortadan kalkması için daha stabil bir markete girmemiz gerekiyor. Piyasalar ise çok hızlı bir düşüşün ardından artık yavaş yavaş toparlanıyor.

4) 2010 yılında yeni yatırım projeleriniz olabilir mi?
Bizim grubumuzda inşaat bölümü de var ama ağırlıklı olarak denizciliğe konsantre olmuş durumdayız. Şu anda gemi alanında hali hazırda devam eden iyi piyasalarda yapılmış yatırımlarımız var ve bunu dengelemek için kötü piyasalarda da gene benzer yatırımlar yapabiliriz. 2010 yılının sonlarının pozisyon almamız için daha net bir tablo çizeceğini düşünüyorum. Şu anda dünyaya genç bir bulker filosu geliyor. Dolayısıyla olası bir navlun krizinde yaşlı gemiler oldukça zorlanacaktır.

5) Tanker işletmeciliğini hiç düşündünüz mü?
Olabilir. Bizim ana işimiz dökmecilik olmasına rağmen denizciliğin diğer alanlarında da zaman zaman yatırımlar yapıyoruz. Tanker konusunda şu aşamada alınmış bir karar yok ama denizciliğin her kolunu yakından takip ediyoruz.
Şunu belirtmek isterim ki, satıcı olduğunuz zaman satıcı koltuğunda, alıcı olduğunuzda da alıcı koltuğunda oturduğunuz sürece mesele yok. Mesele öteki koltuktaki arkadaşın meselesidir. Çünkü siz doğru zamanda o koltukta oturuyorsanız karşıdaki yanlış zamanda oturuyordur. Yani siz hesabınızı doğru yaparsanız bankacı da gelip size “borcunu azaltmak için şu gemilerini sat” diyemez. Bankacının “sat” dediği gün zaten kriz vardır. Eğer o gün elden çıkarmak zorunda kalırsanız, muhtemelen zarar ediyorsunuz demektir. Eğer ben satıcı koltuğundaysam, doğru zamanda kendi kararım ile satıyorsam, kâr edip satıyorum demektir. Bu da avantajlı bir alıcı olduğum anlamına gelir. Oyunun kuralı budur. Bir yanlış adımı düzeltmek için de bir kez sekmek gerekir. Adımınız ancak düzelir. Denizcilikte de durum aynı bunun gibidir.

Bunu Paylaşın