Dünya hızla 1929’a gidiyor

MDN İstanbul

Dünya ekonomisi 2008 yılında yaşadığı derin krizin yaralarını bir türlü saramıyor. Aradan geçen üç yılda hükümetlerin uyguladığı politikalar kanayan yarayı durdurmaya bir türlü yetmezken, son günlerde yaşanan gelişmeler önlemlerin sadece pansuman boyutunda kaldığını da ortaya çıkarıyor. 2008’de şirketlerin borç krizine girmesi ve batmasına çözüm aranırken, şirketleri kurtaran devletler bir bir batmanın eşiğine gelince sorun da içinden çıkılmaz bir hal almaya devam ediyor. Son bir ayda olmaz denilenin olması yani ABD’nin kredi notunun düşürülmesiyle başlayan ve Yunanistan’dan sonra İtalya ve İspanya’nın borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi bir çok Avrupa bankasını iflasın eşiğine getirdi. Artık gelinen noktada dünya ekonomisinin çift dip yaşayacağı konuşulurken, kriz kâhini olarak tanınan dünyaca ünlü ekonomist Roubini, dünya ekonomisinin 1929’da yaşanan Büyük Buhran’dan bile daha kötü bir dönem yaşacağını öngörüyor.

Euro Bölgesi’nin dağılma
ihtimali yüzde 40

ABD´deki işsizlik başvurularında beklenmedik bir sıçrama ve konut satışlarında gerçekleşen sürpriz düşüş resesyon korkularını artırdı. Fakat dünyada sözü geçen bir ekonomist ABD’den çok Avrupa´da yaşanlardan endişe duyuyor ve Euro Bölgesi’nin dağılma riskinin arttığına inanıyor. Economist Intelligence Unit Editoryal Direktörü ve Başekonomisti Robin Bew´e göre Euro Bölgesi´nin gelecek birkaç yıl içinde dağılma ihtimali yüzde 40. Bew, Euro Bölgesi’nin kredi piyasasındaki stresin artmasına rağmen gelecek birkaç ayda birlikte bir çözüme ulaşamayacağına inanıyor. Bew, euro’nun dağılmasının etkilerinin çok geniş bir bölgede ve çok derinden hissedileceğinin altını çiziyor.

Dünya ekonomisi büyüme
tahminleri aşağı çekildi

Öte yandan dünyanın önde gelen yatırım bankalarının dünya ekonomisine yönelik büyüme tahminlerini ardı ardına düşürmesi de endişelerin zirveye çıkmasına neden oluyor.
ABD’li yatırım bankası Morgan Stanley, Avrupa’nın borç krizinin çözümünde kararlı adımlar atılmaması ve ABD ile Euro Bölgesi’nin ”resesyona tehlikeli biçimde yakın” olmasını gerekçe göstererek, bu yıla ve gelecek yıla ilişkin küresel büyüme tahminini aşağıya çekti. Morgan Stanley, daha önce yüzde 4.2 olarak açıkladığı bu yıla ilişkin büyüme öngörüsünü yüzde 3.9’a, yüzde 4.5 olarak açıkladığı 2012 yılı büyüme tahminini ise yüzde 3.8’e indirdi. Diğer yandan Goldman Sachs’tan yapılan açıklamada da 2012 yılı için öngörülen global büyüme tahmininin yüzde 4.6’dan 4.4’e indirildiği duyuruldu. Citigroup ise ABD ekonomisinin 2011 ve 2012 yıllarında potansiyel politik felç ve mali sıkılaştırma adımları nedeniyle önceden tahmin edilenden daha yavaş büyüyeceğini öngördüklerini açıkladı. Citigroup yayımladığı raporda, 2011 yılı için GSYH büyüme tahminini yüzde 1.7’den 1.6’ya, 2012 tahminini ise yüzde 2.7’den 2.1’e indirdi.

Çift dip korkusu arttı
Uzmanlar başta ABD olmak üzere küresel ekonomide ikinci dip korkusunun giderek gerçeğe dönüşmeye başladığını ifade ediyor. Açıklamalara göre ABD’de kişisel gelirlerin hızla düşmesi ve işsizlik rakamlarında herhangi bir düzelmenin olmayışı bu trendin devam edeceğine işaret ediyor. Endişelere göre ABD’nin tüketiminin azalması ise aynı 2007- 2008’de olduğu gibi küresel üretimin azalmasına ve yeni bir resesyon sürecinin başlamasına neden olacak. Dünya ekonomisine yönelik beklentilerin yeniden kötüye dönmesiyle birlikte ünlü ekonomist Nouriel Roubini’nin de mesaisi arttı. Küresel krizi önceden tahmin etmesiyle adı kriz kâhinine çıkan Roubini dünya ekonomisi için yine oldukça karanlık bir tablo çizdi. Çift dipli resesyonun ana görüş olmaya başladığına işaret eden Roubini, Morgan Stanley’in global büyüme tahminlerini düşürmesinin önemli bir işaret olduğunu hatırlattı.

Çin’in riski artıyor

Piyasalarda yaşananların ikinci bir Büyük Buhran veya bundan daha kötü bir gelişme ihtimalinin olduğu da artık dile getirilmeye başlandı. Kriz dönemlerinde küresel ekonominin kurtarıcısı durumundaki Asya ülkelerinde de durumun iyi olmadığına işaret eden Roubibi, “Çin’de 2013 sonrasında sert iniş riski artıyor, eğer bu olursa global resesyon yaşanır” dedi. Gelişmiş ülkelerden gelen makro ekonomik verilerin aşağı yönlü olduklarına işaret eden ünlü ekonomist “ABD ve AB, bir resesyona tehlikeli şekilde yakın” dedi. Türkiye para piyasalarında bu hareket yaşanırken, uluslararası piyasada da altın tutulmuyor. Avrupa’nın borç sorunu ve ABD’deki borçlanma limitinin artırılmasına yönelik bir anlaşma sağlanamaması altına rekor kırdırıyor. Kriz dönemlerinin gözde yatırım aracı olan altının ons fiyatı bin 624.65 dolar’a kadar çıktı. Böylece altının ons fiyatındaki yükseliş temmuz ayı başından itibaren 137 dolar, yılbaşından itibaren 202 dolar’a ulaştı. Altın piyasası analistleri altın fiyatlarında yükselişin devam etmesini beklerken, Avrupa ve ABD’de krizin aşılması için yeni parasal genişleme politikalarının devreye gireceğini, böyle bir ortamda da altın fiyatlarının ibresinin yukarı yönlü olacağını kaydediyor. Uzmanlar, altında 2 bin 500 dolar’ı çok uzak görmüyor.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın