Paşabahçe vapuru yeniden denizde

MDN İstanbul

Paşabahçe vapuru, bir dönem mavi sularda salına salına süzüldü, uzun yıllar birçok yolcunun anısına ortak oldu, İstanbul’un tarihi olaylarına tanıklık etti ve adına şarkılar bestelendi, şiirler yazıldı. Bugün 70 yaşında olan vapur, 2010 yılından bu yana atıl durumdaydı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Haliç Tersanesi’nde restore ettirdiği Paşabahçe vapuru, eylül ayında ilk seferini yaptı ve uzun yıllar hasret kaldığı mavi sulara geri döndü ve onu unutamayan yolcularıyla yeniden buluştu, ününü bilen yeni yolcularıyla ise bir başlangıç yaptı. MarineDeal News, unutulmayacaklar arasında yer alan Paşabahçe vapurunun kaptanı Serdar Ersoy ile bir araya geldi ve geminin dününü, bugününü ve yeniden başlayan yolculuğunu konuştu
 

Öncelikle sizi tanıyalım, Serdar Ersoy kimdir ve kaptanlık mesleğine ne zaman ve nasıl başladınız? Paşabahçe vapuru

1992 senesinde Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nde başarılı öğrencilere verilen bursu kazanarak öğrenim hayatına başladım. Lise öğrenimim bittikten sonra mecburi hizmet olarak Türk Denizcilik İşletmeleri Şehir Hatları bölümünde işe başladım. 1992 senesinden bu yana Şehir Hatları’nda çalışmaktayım. Şehir Hatları’nda ehliyetiniz ne olursa olsun, ilk işe başladığınızda en alttan gemici ya da yağcı olarak bölümünüze göre işbaşı yaparsınız ve ilerleyen zamanlarda kazandığınız tecrübe ile yaşayarak görerek (Şehir Hatları’nın en güzel özelliklerinden biri de budur) öğrenirsiniz, tecrübe edinirsiniz ve zamanınız geldiğinde tecrübelerinizi yansıtacağınız şekilde kaptan ya da başmakinist olursunuz. Kaptan olduğunuzda da filonun en küçük gemisinden başlarsınız. Sonra edindiğiniz tecrübe ile benim gibi Paşabahçe gemisine gelirsiniz. 2010 senesinde terfi ettim, işletmenin birçok çeşitli gemisinde görev yaptım. En sonunda çok şükür Paşabahçe gemisinde tebliğ edilen görevi elimizden geldiği kadar yerine getirmeye çalışacağız.

Paşabahçe vapuru

 

Kaptan olmanın verdiği mutluluklardan ve zorluklarından bahseder misiniz?

 “Gemiler bizim birinci evimiz”

 Şehir Hatları’nın kaptanlığı özellikle çok farklı bir şey. İnsanlarla devamlı iç içesiniz. İnsanları sevdiklerine, işine ulaştırıyorsunuz, ‘Boğaz’da bir tatlı huzur’ almalarını sağlıyorsunuz. Tabii mesleğin cilvesi olarak bazı kötü olaylar da yaşanmıyor değil ama genellikle insanlara iyi bir hizmet vermenin telaşındayız biz Şehir Hatları kaptanları olarak. Gemilere aslında ikinci ev derler ama bizim birinci evimiz gemiler. Onun için Şehir Hattı kaptanlığının yeri çok ayrı bence. Dünyanın en ağır yükü olan insan hayatını taşıyoruz. Bu benim için, hepimiz için çok önemli. Buranın bir kaptan olarak bana verdiği haz çok farklı. Bazen insanlarla hiç karşılaşmak istemeyeceğiniz durumlarla da karşılaşıyorsunuz çünkü devamlı insanlarla irtibat halindesiniz. Ama biz bunları daha önce yaşadığımız, gemiciliğimizden edindiğimiz tecrübelerden, birikimlerden faydalanarak çözmeye ya da en asgari duruma indirgemeye çalışıyoruz. Kaptanlığın tabii ki en büyük yanı sorumluluk. Her şeyden sorumlusunuz; gemiden, personelden, yolculardan, hepsinden biz sorumluyuz. Bunun verdiği gurur da var.

“Evlilik tekliflerine şahitlik ettik”

 Burada evlilik teklifleri oldu, bize yardımcı olur musunuz dediler, personel olarak kaptan olarak arkadaşlara yardımcı olduk. Yağmurun tipi yaptığı günler oldu, seferlerimize devam ettik, yolcularımızı iskeleye emniyetli bir şekilde ulaştırdık. İnsanların gemiden indikten sonra alkışladıklarına şahit olduk. Takdir edilmek çok güzel bir duygu.

Başrollerinde Kemal Sunal ve Ece Alton’un oynadıkları Garip filminden Paşabahçe vapurunda çekilmiş bir sahne

 Adına şarkılar bestelenen, şiirler yazılan, tüm Şehir Hatları vapurları arasında heybeti ve güzelliğiyle dikkat çeken Paşabahçe, 12 yıl sonra mavi sulara döndü. Bir kaptan olarak bunun sizde yarattığı his nedir?

 “Paşabahçe İstanbul’un hafızasıdır”

 Beykozlu bir kaptan olarak çok mutluyum, çok gururluyum. Paşabahçe’nin 2010 senesinde Beykoz’a bağlandığı zamanı da biliyorum. Bu zamana kadar işe gidiş gelişlerimde Paşabahçe gemisinin mazlum duruşuna bakıp iç geçiriyordum açıkçası. Ben 2010 senesinde kaptan oldum, o sene Paşabahçe’yi Beykoz Belediyesi’ne vermişlerdi. Orada atıl hale geldiğini gözümle gördüm ve benim içimi acıtan bir durumdu. Paşabahçe gemisi bence İstanbul’un hafızası. Kültürel olarak birçok değeri barındırıyor. Benim hatırladığım en az iki, üç tane Yeşilçam filmi var. Kemal Sunal, köprü güvertesinde seyyar satıcı rolünde. Filiz Akın, Hulusi Kentmen’le muhabbet ediyor, Paşabahçe gemisi mekân olmuş Yeşilçam için. O yüzden geminin atıl hale gelmesine çok üzülüyordum. Sağ olsun İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, Şehir Hatları Genel Müdürü Sayın Sinem Dedetaş ve Haliç Tersane Müdürü Yağız Yetkin Azizler’in Paşabahçe gemisi için yaptıkları, emekleri yadsınamaz. Sponsorlarımız, emekçi işçi arkadaşlarımız ve çalışanlarımız, gecesini gündüzlerine kattılar. Çok yoğun ve özverili bir çalışma ile büyük emek harcayarak Paşabahçe gemisini, efsaneyi geri döndürdüler. Zümrüdüanka, küllerinden yeniden doğdu. Bu geminin kaptanı olmak benim için çok mutluluk verici.

 Paşabahçe’yi diğer vapurlardan ayıran en önemli özellik nedir? Tasarımı, teknik donanımı, performansı ile yeni nesil yolcu gemilerinden ayrışan farklarını paylaşır mısınız?

 “Paşabahçe performans olarak her zaman daha hızlıdır”

Bahçe grubu iki tip dediğimiz, üç tane gemimiz var. Dolmabahçe ve Fenerbahçe gemileri aynı tip gemiler. Bir de Paşabahçe var. Paşabahçe İtalyan yapımıdır. Fenerbahçe ve Dolmabahçe İngiltere yapımıdır. Bu üç gemi baktığınız zaman gerçekten denizci dediğimiz gemilerdendir. Bu gemiler Marmara Denizi’ni kolaylıkla geçebilecek şekilde dizayn edildiler. Yalova’nın ilçe olduğu ve İstanbul’a bağlı olduğu dönemde, Yalova’yı İstanbul’a bağlayacak ne vardı, Şehir Hatları ve Paşabahçe, Dolmabahçe ve Fenerbahçe gemisi vardı. Bu gemiler yıllarca açık deniz gemisi olarak hizmet verdiler. Bu gemiler hızlı gemiler, Boğaz’da belli bir hız seviyesinin üzerine çıkamazsınız ama bu üç gemi zamanı kısaltmak için daha hızlı daha güçlü gemiler. Şu anki Şehir Hattı gemileri, daha çok manevra kabiliyeti yüksek (özellikle son yapılan Sarıyer tipleri), Schottel pervaneli yani her şekilde kıyıya yanaşabilen, baş pervanesi de olan ve dar alanda her türlü manevrayı yapabilecek gemiler. Paşabahçe performans olarak her zaman daha hızlıdır. Diğer gemilerin çalıştıkları alan bellidir. Beşiktaş, Karaköy, Eminönü gibidir diğer gemilerin çalıştığı alanlar.

PAŞABAHÇE VAPURU

 Vapurun nostaljik tasarımının da korunması oldukça dikkat çekiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki Şehir Hatları A.Ş. tarafından restorasyonu tamamlanan Paşabahçe’nin bu sürecine dair neler söylersiniz?

 Paşabahçe gemisinde çok büyük emek var. Yeni gemi yapmak daha kolaydı. Eski gemiyi alıp aslına uygun bir şekilde, mümkün olduğu kadar eldeki kullanılabilecek materyalleri kullanılır hale getirmek ya da kullanılamayacak olanları aslına uygun olacak şekilde modernize etmek önemli ve zor bir iş aslında. Haliç Tersanesi personeli ve tersane çalışanlarının büyük emekleri var geminin bu hale gelmesinde. İnsanlar baktığı zaman Paşabahçe gemisinin eski haline en yakın hali bu demeliydiler. Bu yapılarak çok büyük bir iş başarıldı.

 Peki Paşabahçe gemisinin ilk seferinde neler yaşandı?

 İnsanların o mutluluğunu görmek bizim için çok büyük bir haz oldu. İnsanlar sanki kendi akrabalarını, bir yakınını görmüş gibi bir duyguya kapıldılar ve biz o mutluluğu gördük. Alkışlayanlar oldu, babası burada vefat eden bir yolcumuzu alabandaları severken okşarken gördük. Geminin ne kadar sevildiğini, şehrin hafızası olduğunu, insanların hayatında önemli bir yeri olduğunu zaten biliyorduk ama bunlara tanık olmak da ayrı bir duygu yaşamamıza sebep oldu.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın