Makroekonomik değerlendirme

MDN İstanbul

Global Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Emre Yiğit’ten makroekonomik değerlendirme: IMF müzakereleri 16 ay önce başladı. Hükümet tutumunu değiştirirken Başbakan artık destekleyici görünüyor. Seçim öncesi bir anlaşma neden olmasın?

2010 yılı için ekonomik beklentilerimiz, özellikle Türkiye için gayet olumludur.
Göstergeler Türkiye’nin ‘Büyük Resesyon’dan çıktığını müjdeliyor. Tahminlerimizi en son endüstriyel veriler ve inanılmaz derecede zayıf olan 2009’un birinci yarısının baz etkisine göre revize ettik. Çift dip kaygılarının abartılı olduğuna inanıyoruz. Dünya ekonomilerindeki toparlanma ve Türkiye’deki ekonomik gelişmeler tahminlerimizi tamamen revize etmemize neden olmuştur.
2010 gayrisafi yurtiçi hasıla büyüme rakamı tahminimizi  yüzde 6.2’ye yükseltiyoruz. İncelemelerimiz bunun piyasadaki büyüme tahminlerinin ortalama olarak 1 buçuk standart sapma üstünde olduğunu ve en yüksek büyüme tahmin rakamı olduğunu gösteriyor. 2010 yılının ilk çeyreğinde büyüme rakamının baz etkisi nedeniyle yüzde 11 olacağına, bunu izleyen çeyreklerde büyüme sürekliliğinin, tüketim harcamaları ve sermaye yatırımları tarafından sağlanacağına inanıyoruz.
2010 için konsensustan çok daha iyi olan ekonomik büyüme beklentimiz, beklenenden çok daha iyi bütçe geliri sağlanacağını göstermektedir, özellikle dolaylı vergiler kaleminde. Her ne kadar bir seçim harcamaları artırırsa da, vergi gelirleri daha hızlı artacaktır. Bütçe açığı tahminimizi 48.8 milyar TL’den 40.8 milyar TL’ye düzelttik (GSYİH’nin yüzde 3.9 ve hükümetin kendi tahmininden yaklaşık 10 milyar TL daha olumlu). Kamu borcunun yükselen trendi duracak; GSYİH’nin yüzde 50’sine tekabül eden brüt kamu borcu 2010 sonunda yüzde 49’a düşecek ve bundan sonra hızlanan bir hareketle iyileşecektir.
Büyümedeki keskin dönüş, emtia fiyatlarında mütevazı bir artış ile birleştiğinde ödemeler dengesinde kötüleşmeyle sonuçlanacaktır. 2010 cari işlemler açığı tahminimizi 15.2 milyar dolardan 24.6 milyar dolara yükselttik (GSYİH yüzde 3.4). Ancak, iç faiz oranlarındaki hızlı düşüşe rağmen, Türk lirası doğrudan yabancı yatırımlar ihtimal dahilindeki IMF desteğiyle güçlü seyir izleyecektir.
2009’da enflasyon, talep yetersizliği, düşük enerji fiyatları ve dalgalı kurun etkisiyle sınırlı kaldı. 2010’da bu değişecektir. TÜFE yılın büyük bir kısmında yüzde 8.5 seviyelerinde seyredecektir ama sene sonuna doğru yüzde 7.5’a inebilir. Eylülden itibaren kademeli 150 bp faiz artırımı bekliyoruz. Merkez Bankası’nın almış olduğu diğer önlemleri adım adım azaltmasının ekonomi ve piyasayı olumsuz etkileyeceğini sanmıyoruz.
Türkiye ve IMF eninde sonunda bir anlaşmaya varacaktır. Müzakereler 15 ay önce başladı ve hükümet bu konudaki tutumunu biraz değiştirmiştir. Başbakan artık destekleyici görünmektedir. Tahminlerimizi bir anlaşma ihtimali üzerine kurmuyoruz.
Çünkü 2008 Ekim ayından beri bu konuda piyasanın yanlış yönlendirildiği kanaatindeyiz ve aynı hataya tekrar düşmek istemiyoruz. En iyi senaryo da bir genel seçim öncesi sigorta olarak IMF ile anlaşılmasını bekliyoruz.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın