Kazaklar hazır, ama önümüzdeki kışlar çok soğuk geçecek

MDN İstanbul

Denizciler, 2008 yılına kendilerine sıkıntı yaratabilecek üç olumsuz beklenti ile girdiler. Bunlar; artan petrol fiyatları, Amerika’da beklenen kredi krizi ve bu yıl içerisinde filoya katılacak yeni gemilerin yaratacağı ilave gemi arzı

İlk yumruk mart ve haziran aylarında  petrol fiyatlarından geldi . 150 dolar olan ağır yakıtın fiyatı mart ayında 300 dolara haziran ayında ise 600 dolara çıkıverdi. Ancak denizciler bunu hissetmedi ve hissetmesi için de bir neden yoktu, çünkü  navlunlar tavan seviyesinde idi.
İkinci ve kuvvetli yumruk ağustos ayında Amerika’dan geliyorum dedi demesine, ancak kimse buna inanmadı ya da inanmak istemedi, neden istesin ki? Son beş yılda öyle bir para kazanılmıştı ki, bunun rehaveti ile Amerika’nın kredi krizine girdiğine inanmak bile istemediler. Ancak tatil dönüşü eylül ayında kötü gerçekle karşı karşıya kaldılar. Amerika’da tuhaf şeyler oluyordu, ünlü bankalar birbiri ardına batarken kriz Avrupa’ya da sıçramıştı. Her şey için artık çok geçti.
Ünlü ekonomistler, bu yaşanan krizin ilk aşaması olan mali krizde olduğumuzu, istihdam, yatırım ve tüketim üzerindeki daraltıcı etkilerin dalga dalga geleceğini, ABD ve Avrupa’dan başlayarak dünya ekonomisinde ciddi bir yavaşlama yaşanacağını ve işsizliğin artacağını, bütün dünya ülkelerinde kredi hacminin daha dar ve maliyetli olacağı bir döneme girileceğini ve bütün bunların sonucunda istihdamın azalarak üretimin yavaşlayacağını söylüyorlar ki katılmamak mümkün değil.
Krizin başladığı günden bu yana geçen yaklaşık 45 gün içinde neler oldu? Kısaca özetlersek; üç majör dökme yük olarak adlandırdığımız demir cevheri, kömür ve tahıl taşımacılığı yüzde  80 oranında azaldı, Baltic Dry Index (BDI) mayıs sonlarında 11793 rekor seviyesine ulaştıktan sonra büyük bir hızla yüzde 86 düşerek 2003 senesinden beri en düşük seviyesine geriledi, çelik sacın fiyatı yüzde 50, kütük demir fiyatı ise yüzde 70 düştü.  Endüstri lideri Arcelor-Mittal üretimini yüzde 20 azaltma kararı verdi. Amerika ve Rusya limanları akreditif açılamadığı için buğday deposu durumunda.
Geniş anlamda arz ve talebin temelleri, filonun üretkenliği ile dengeleniyor. 1980 senesinden bugüne kadar dünya deniz taşımacılığını incelediğimizde her bir gemi deadweight’inin (geminin yük taşıma kapasitesi) bir yıl içerisinde 7,8 ton taşıdığı görülecektir. Bu verimlilik (oran) 80 ortalarında denizcilikte yaşanan kriz, ilk Körfez Savaşı ve Asya finansal krizlerinde düşüş kaydetmiş, ortalama 7,4 tona kadar gerilemişti ve bugün çok hızlı bir düşüş gözleniyor. 2009 yılında gelecek 160 milyon ve 2010 yılında gelecek 400 milyon dead-weight yeni tonaj dikkate alındığında deniz ticaretinin dengelenebilmesi için 2009 yılında 500 milyon ton, 2010 yılında 750 milyon ton ve 2011 yılında ise 450 milyon ton ilave yük talebinin markete gelmesi gerekiyor. Oysa Çin bugünden demir cevheri alımını 2010 yılı için 300 milyon ton olarak açıkladı ki, bu tonaj 2008’in 200 milyon ton altında.

Tablo kötü, ancak bu denizcilerin ilk defa karşılaştıkları bir durum değil. Peki bu durumda denizcilerin
aldıkları önlemler nelerdir?

Bugüne kadar oluşan kriz dönemlerinde dört önlem alınmıştır: Gemileri laid-up (emin bir yere demirleme ya da bağlama) etmek, daha düşük ve ekonomik süratlerde seyir talimatı vermek, yaşlı ve verimsiz gemileri hurdaya çıkarmak  ve yeni siparişlerin iptali ve böylece olabildiğince çok kapasite marketten çekilmiş olur.
Geçen hafta Zodiac Line sahip olduğu 20 adet cape-size gemi kaptanlarına tahliyelerine müteakip ikinci bir talimata kadar emin bir bölgeye demirleme talimatı vererek laid-up yönünde ilk adımı attı. Uzakdoğu tersanelerine verilen yeni gemi siparişlerinde son 30 gün içerisinde ciddi iptaller yaşandığı gelen haberler içerisinde.
Bu krizde ilginç bir gelişme yaşanıyor diğer krizlerden farklı olarak; deniz ticaretinde ilk defa bir hafta içerisinde tek bir gemi satılmadı, tek bir geminin fiyatı düşmedi, ilk defa dünyanın denizcilik üzerine en ünlü ekonomist gazete ve dergileri iki haftadır ikinci el gemi piyasası hakkında bir yorum yapamadı. Bunu da şöyle okumak gerekiyor; ya denizcilerin kısa vadede bir beklentileri var ya da bu beş yıl içerisinde çok ciddi paralar kazanıldı ve bu paralar denizcilerin bu markette sağlam durmalarını sağlıyor. Düşük navlunlu bağlantılar bağlamında da denizcilerin panik içerisinde oldukları düşünülmemeli.
Önümüzdeki kış için denizciler kazaklarını hazırlamış durumdalar, ancak şunu da unutmamak gerekir ki önümüzde çok soğuk geçecek birkaç kış var.
Levent Akson
levent.akson@polarissipping.com

Bunu Paylaşın