IMO 2020, bankaları nasıl etkileyecek?

MDN İstanbul

IHS Markit Ürün Yöneticisi Byron McKinney, IMO 2020 emisyon kısıtlamalarının taşımacılık ekonomisine etkilerini değerlendirdiği bir makale yayınladı. McKinney’in, gemilerin uygun olmayan yakıt kullanımından dolayı yaşayacağı tutulmalar ve alacağı para cezalarının, bu gemileri finanse eden bankalara yansımalarına ilişkin değerlendirmeleri şu şekilde:
Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organization-IMO) gemilerin çevre üzerindeki olumsuz etkileri ile başa çıkmak için IMO 2020 politikasını başlatarak 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek gemilerin yakıt emisyonlarına kısıtlamalar getirecek yeni düzenlemelerini açıklamıştı.
Gemiler tarafından kullanılan akaryakıtlar yüzde 3,50 kükürt oranı ile HSFO (High Sulphur Fuel Oil) kategorisine giriyor. IMO 2020 düzenlemeleri ile 1 Ocak 2020 tarihini itibarıyla gemilerin kullandıkları akaryakıtın kükürt oranının maksimim yüzde 0,5 oranına çekilmesi zorunluluğu getirildi.
Küresel bazda deniz taşımacılığının ürettiği emisyon miktarını azaltmak amacı ile oluşturulan düzenlemeler 60 bin gemiyi etkiliyor.
Nakliye, ticaret ekonomisinin çok önemli bir bileşenidir ve gemilerin mülkiyet yapısını, çalışma şeklini, yasal ve finansal durumunu etkileyen herhangi bir şey, bankalar ve diğer finans kurumlarındaki ticari operatörler tarafından dikkatle incelenmeli ve detaylı değerlendirmelerde bulunulmalıdır.
Bütün gemiler açısından zorunlu olan IMO 2020 düzenlemelerine uygunluk için pek çok çözüm var. Bunlar:
– LSFO (Low Sulphur Fuel Oils) denilen Düşük Sülfürlü Yakıtlar
– Alternatif enerji kaynağı kullanımı LNG (Sıvılaştırılmış Doğal Gaz)
– Gemilere HSFO (Yüksek Sülfürlü Yakıtlar) tarafından üretilen kükürt oranını azaltmak için gaz temizleme sistemi olan scrubber eklemek.
HSFO’lardan LSFO’lara doğrudan geçiş yapmak en basit seçenek olarak gözüküyor. MGO (Marine Gas Oil) gibi yakıtlar düşük sülfürik içeriğe sahiptirler, ancak HSFO’lara göre çok daha pahalıdırlar. Buna rağmen Kuzeybatı Avrupa ve Kuzey Amerika’da faaliyet gösteren gemilerin çoğunluğu bölgelerde bulunan emisyon kontrol alanları nedeniyle zaten MGO kullanıyor.
Scrubber kurmak ve LNG kullanmak ise karmaşık ve daha maliyetlidir. Scrubber’ların gemilerin arka kısımlarına kurulması gereklidir ve dünya genelinde gemilerin sadece yüzde 2’si tarafından tercih edilmektedir. LNG kullanımında ise gemilerin sistemlerinin düzenlenmesi gerekmektedir ve bu düzenleme oldukça maliyetli olduğu için tercih edilme ihtimali düşüktür.
IMO 2020 düzenlemelerinin uygulaması IMO tarafından yapılmaktadır, kontrolleri ise liman devlet kontrolleri ve bayrak kontrolleri tarafından yapılacaktır. Bu makamlar düzenlemenin ihlalinin gerçekleştiğini belirlemek için bunker teslim notlarını, gemi belgelerini ve bunker örneklerini kullanacaklar.
IMO 2020 düzenlemelerinin ihlali, gemilere el konmasına ve kaptanların hapis cezası almalarına neden olabilir.
ABD Adalet Bakanlığı tarafından 2019 Ağustos ayında Ocean Prinsess isimli bir tankerde kullanılan yakıtta Karayip emisyon kontrol alanının belirlediği 0,1 kükürt oranının aşıldığı gerekçesi ile tankerin sahibi ve işletmecisi 3 milyon dolarlık cezaya çarptırıldı. Aynı zamanda yakıt kontrolleri için temmuz ayında bağlanan gemi eylül ayına kadar limanda durmak zorunda kaldı.
Bu durum gemi sahipleri ve kiralama şirketleri açısından ciddi riskleri ve maliyetleri beraberinde getiriyor. Bu durumun bir yerden bir yere taşınan kargo sevkiyatlarını finanse eden bankalar ve finans kurumlarına etkileri nelerdir?
Son zamanlarda IMO, yüzde 0,5 kükürt sınırının tutarlı kullanılması adı altında bir dizi kılavuz yayınladı. Gemilerin nasıl denetlenmesi gerektiğini ve denetlenebileceğini gösteren bu kurallara ek olarak IMO 2020 uygulanırken, gemilerin seyahat sürelerinin ertelenmesini ve tutuklanmasını önlemek için yapılması gerekenler hakkında tavsiyeler de belirtildi. Bu iyi niyet göstergesine rağmen, gecikmeler kaçınılmaz olacaktır. Akaryakıtın test edilmesi ve denetlenmesi için geçen zaman, bir geminin rıhtımda kaldığı süre üzerinde önemli bir etki sahibi olacak ve limana giren gemilerin bekleme sürelerinde artmaya neden olacaktır.
Ayrıca uyumsuzluk durumunda, uyumsuz olan yakıtı değiştirene kadar limanlarda beklemek durumunda kalacak olan gemiler, hem zaman kaybına uğrayabilir hem de artan maliyetlerle karşı karşıya kalabilir.
Bu nedenle kargo sevkiyatına dâhil olan bütün taraflar için uygunsuzluk maliyeti yüksektir. Bankalar için IMO 2020 yönetmeliklerine uygun olmayan bir gemide sevkiyatın finanse edilmesi, teslimatta gecikme ve ödemenin serbest bırakılmasındaki olası bir gecikme Ocean Princess örneğinde olduğu gibi liman görevlileri tarafından tutulan gemiler için vasıta, kargo ve tayfa için en kötü senaryoyu doğurabilir.
Bu bağlamda bankaların ticaret finansmanı ekipleri, IMO 2020 düzenlemelerinden haberdar olmanın yanı sıra bu düzenlemelerin, işlerine getirdiği etkileri de aktif olarak anlamaları çok önemlidir. DNB, Citibank ve Société Generale gibi bankalarda gemi finans departmanları, bankaları ve nakliye operasyonlarını küresel taşımacılıkta bulunan emisyon seviyelerini azaltmak için tasarlanan çevresel inisiyatiflere bağlayan bir dizi tavsiye ile Poseidon Principles’i yayınladı. Bu ilkelerin, bankaların finanse ettiği gemiler tarafından taşınan mal ve ürünlere yönelik genişletilmesi de hoş bir girişim olacaktır.
Bunu Paylaşın