Güçlü donanma iyi eğitimli denizcilerle olur

MDN İstanbul

Tuğgeneral (E) Dr. Cihangir Dumanlı bu ayki yazısında, güçlü bir donanma için yüksek teknolojilere sahip milli gemilerle, liyâkatli deniz subayları ve amirallerin önemine dikkat çekiyor

“Bir ordunun kıymeti zabitan ve kumanda heyetinin değeri ile ölçülür.”

M.K. Atatürk

15 Temmuz hain darbe girişimini bahane eden iktidar Türk Silahlı Kuvvetleri'(TSK)nde önemli değişikliler yapmıştır. Bu kapsamda askeri liseler kapatılmış, harp okulları kuvvet komutanlıklarının bünyesinden ayrılmış, harp akademilerinde kurmay subay eğitiminin düzeyi düşürülmüş, Milli Güvenlik Akademisi kapatılmış, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) sivilleştirilerek orduya siyaset sokulmuştur.

Bu değişikliler topluca değerlendirildiğinde yeni bir darbe girişiminin önlenmesi veya askerin sivil siyasetin kontrolü altına alınması amaçlarını aşmış, doğrudan TSK’ya zarar verici boyutlara ulaşmıştır. Bundan TSK’nın önemli bir unsuru olan Deniz Kuvvetlerimiz de etkilenmektedir.

Denizcilik, özellikle deniz subayı olmak sadece bir meslek değil,  kendine özgü disiplini, gelenekleri olan bir yaşam biçimidir. Bu eğitim ilk olarak lise çağındaki gençlere Deniz Lisesi’nde verilir. Gençlere burada kaliteli bir lise eğitimi yanında denizciliğin ve askerliğin genel kuralları öğretilir ve benimsetilir. Yıllar sürecek silah arkadaşlığının temelleri burada atılır. Bu nedenle Deniz Lisesi’nin kapatılması deniz subayı eğimini olumsuz etkilemektedir. 1773’ten beri var olan Deniz Lisesi’ne 2016 yılında (243 yıl sonra) neden ihtiyaç kalmadığı tatmin edici şekilde açıklanamamıştır.

Ayrıca kuvvetlerin subay ihtiyacını karşılayan harp okulları kuvvetlerin bünyesinden ayrılmış, Milli Savunma Üniversitesi’ne, dolaylı olarak Milli Savunma Bakanlığı’(MSB)na bağlanmıştır. Harp okulundan mezun olan subayları ait oldukları kuvvet komutanlıkları istihdam etmektedir. Bu nedenle kuvvet komutanlıkları kendi harp okullarına öğrenci alımından müfredatına, performans denetiminden lojistik desteğine kadar her konuda tam yetkiye sahip olmalıdır.

Keza harp akademilerinde verilen eğitim de zorlu bir seçme sisteminin ve yoğun bir müfredatın olduğu 2016 yılı öncesine döndürülmeli, kurmay subay eğitim kalitesi düşürülmemelidir.

Subayların ve amirallerin yükselme ve atanmalarında siyasi faktörler değil, liyâkat esas olmalıdır. Hayatında hiçbir savaş gemisine binmemiş siyasetçilerin, amiral yükselme ve atamalarında söz sahibi olmaları rasyonel olmadığı gibi, orduya siyaset sokulması gibi ölümcül bir hataya yol açar.

Güçlü donanma milli yüksek teknolojilere sahip gemilerle birlikte bu gemilere ve filolara yetkinlikle komuta edebilecek deniz subayları ve amirallerle mümkündür. Atatürk yazının başındaki sözünü yıllar süren muharebe tecrübelerine dayanarak söylemiştir.

Son yıllarda başta MİLGEM olmak üzere Deniz Kuvvetlerimizde ulusal teknolojilerde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Kaliteli subay ve amirallerin yetiştirilmesi de en az milli teknolojiler kadar önemlidir.

Bu nedenle:

Deniz Lisesi yeniden açılmalıdır.

Deniz Harp Okulu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesine iade edilmelidir.

Deniz Harp Akademisi eğitimi 2016 öncesine döndürülmelidir.

Subay ve amirallerin yükselme ve atanmalarında siyasi düşünceler değil, liyâkat esas alınmalıdır.

Bu öneriler diğer kuvvet komutanlıkları için de geçerlidir.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın