Gemi finansmanına odaklanacağız

Yüksel Tuğrul

T-Bank Genel Müdürü Dinçer Alpman, denizcilik sektöründe son yıllarda yaşanan gelişmeleri yakından izlediklerini belirterek, banka olarak, bu sektörün finansmanına odaklanacaklarını söyledi

Türk Telekom’la önce telekomünikasyon sektörüne giren, ardından Arab Bank’la birlikte MNG Bank’ı satın alarak adını Türkland Bank (T-Bank) olarak değiştiren Lübnanlı Hariri ailesi, gemi finansmanına odaklanıyor. T-Bank’ın yeni dönemdeki hedeflerini MarineDeal’a anlatan T-Bank Genel Müdürü Dinçer Alpman, T-Bank olarak önümüzdeki dönemde, kredilerde odaklandıkları sektörlerin başında denizcilik ve gemi finansmanın yer aldığını söyledi. Son yıllarda dünya ekonomisindeki büyüme ve artan ticaret hacmine paralel olarak, denizcilik ve gemicilik sektöründe yaşanan hızlı büyümeyi banka olarak yakından takip ettiklerini dile getiren Dinçer Alpman, “Sektördeki büyümeyi göz önüne alarak biz de banka olarak, bu sektörü kredi vereceğimiz öncelikli sektörlerden biri haline getirdik. Sektör temsilcileriyle sürekli temas halindeyiz” şeklinde konuştu.

KOBİ’ler çok önemli
T-Bank olarak KOBİ bankacılığına ve ticari bankacılığa yoğunlaştıklarını belirten Dinçer Alpman, 1 Ekim 2007’de KOBİ bankacılığına başladıklarını ve KOBİ’lere çok önem verdiklerinin altını çizdi. 2009 yılının sonuna kadar kredi portföylerinin yüzde 50’sinden fazlasını KOBİ’lerin oluşturacağını ifade eden Alpman açıklamalarına şöyle devam etti: “KOBİ müşteri sayımız 1 700 civarında ve bunların 900’ü kredi kullanıyor. Türkiye’deki toplam KOBİ’leri düşündüğünüzde bu küçük gibi görünse de bizim açımızdan önemli bir rakam.  Piyasada 0-3 milyon YTL cirosu olan firmalar KOBİ tanımına girerken, biz 3-10 milyon YTL cirosu olan firmaları KOBİ sınıfına alıyoruz.”
T-Bank’ın şube sayısının 25’e yükseldiğini vurgulayan Dinçer Alpman, T-Bank olarak stratejilerinin Türkiye’de GSMH’nin yüzde 90’ının döndüğü illerde şube açmak olduğunu söyledi. Türkiye’de çok ciddi bir kriz olmazsa 2008’in son çeyreğinde beş şube daha açmayı hedeflediklerini dile getiren Alpman, “2009’da zaten 20 şube hedefimiz var. 2009 sonunda 50 tane kurumsal ve KOBİ ağırlıklı çalışan şubemiz olacak. Bursa, Ankara, İzmir, Konya, Antalya, Adana, Gaziantep ve Kayseri’de şubelerimiz var. Denizli’de de bu ay içinde şube açacağız” şeklinde konuştu.

Toplam büyüklük 1,1 milyar dolar
2008’de bankanın büyüklüğü 1,1 milyar olacak Hariri Grubu’nun Türkiye’deki en büyük yabancı yatırımcı olduğunu hatırlatan Dinçer Alpman, detay vermeyerek Hariri ailesinin Türkiye’deki yatırım fırsatlarını takip ettiğini söyledi. T-Bank’ın 2008’de 300 milyon dolar ciro hedeflediğini belirten Alpman, Hariri ailesi bankayı aldığında bankanın toplam büyüklüğünün 370 milyon dolar olduğunu hatırlatarak, bugün 650 milyon dolar olan bu rakamın 2008 yılı sonunda da 1,1 milyar dolara ulaşacağını kaydetti. 2007 yılında KOBİ’lere finansal ihtiyaçları için 100 milyon dolar kaynak kullandıklarını söyleyen Alpman, bu yıl ise hedeflerinin 200 milyon dolarlık kredi kullandırmak olduğunu açıkladı.

Türk Telekomla sinerji yaratacağız
Genel Müdür Dinçer Alpman, 2009 yılında 50 şubeye ulaşacak olan T-Bank’ın, 2010 yılından itibaren kitlesel bireysel bankacılık faaliyetlerine başlayacağını söyledi. Türkiye’de bireysel bankacılık alanında çok büyük potansiyel olduğunu belirten Dinçer Alpman, rekabetin çok yoğun olduğu bu alanda yeni bir bankanın kitlesel bireysel bankacılık yapması için farklı bir kanal yaratması gerektiğini belirterek, “Grup şirketimizin Türk Telekom olması bize büyük avantaj sağlayacak. Türk Telekom’la yaratacağımız sinerjiyle oluşturacağımız dağıtım kanalı stratejisi bizi bu alanda çok farklı kılacak” şeklinde konuştu.

Krizden büyük bankalar etkilenir
ABD kaynaklı krizin piyasaları olumsuz etkileyeceğini ifade eden Dinçer Alpman, buna karşın hiçbir dönemde hatta 2001 krizinde bile her şeyin durmadığını hatırlatarak, 2008 yılında ekonomide her şeyin duracağını düşünmediğini söyledi. Bankacılık ağı büyük olan bankaların olası krizden etkilenebileceğini söyleyen Alpman, “Özellikle bizim bankacılık sektöründeki büyüklüğümüzü de dikkate alırsak, her zaman burada kendimize yeni müşteri bulabileceğimizi düşünüyorum.  Bu krizden çok büyük ağı olan bankalar daha fazla etkilenecek gibi geliyor. Çünkü onlar çok daha yaygın, her ilde her ilçede faaliyet göstermek zorundalar. Dolayısıyla ekonomide yaşanacak daralma müşteri açısından çok büyük bankaları etkiler. Ben zaten oralarda seçici davranıyorum” dedi.
Leasingde KDV, gecikmiş doğru bir karar
Hükümetin aldığı ve leasingde KDV’yi yüzde 1’den yüzde 18’e yükselten kanunun çok doğru ve geç alınmış bir karar olduğunu iddia eden Dinçer Alpman, “31 Aralık öncesi bizim de leasing şirketi kurma hedefimiz vardı. Çünkü leasing şirketi, KOBİ’lerle çalıştığımızdan bizim için tamamlayıcı bir unsurdu. Hiç de beklenmedik bir şekilde gelen vergi değişikliği, leasingdeki avantajı ortadan kaldırdı ve bizim leasing şirketi kurma yönündeki stratejimizin değişmesine neden oldu. Biz leasing yüzünden müşteri kaybediyorduk. Yatırım ya da ihracat kredisi verdiğim müşterim makine alacağı zaman sırf vergi avantajı var diye leasing şirketine gidiyordu. Oysa şimdi firmanın işi leasing şirketinden yapması ile benden aynı vadede taksitli olarak kredi kullanması arasında hiçbir fark yok. Dolayısıyla bu benim için bir avantaj” şeklinde konuştu.

Halkbank’ı Araplar ya da Ruslar alabilir

Halkbank’ın özelleştirilmesiyle ilgili olarak zamanlama açısından biraz dezavantajlı bir dönem olduğunu belirten Dinçer Alpman,”Geçen yıllarda satılan bankalara bakıldığında ortalama üç çarpanla satılmış bankalar. Ortalama bir hesapla Halbank’ın minimum fiyatının 10 milyar dolar olması gerekiyor. Bu parayı şu koşullarda Türkiye’de verecek grup olduğunu sanmıyorum. Dolayısıyla yabancı bir grup alacaktır. Finansal piyasalarda yaşanan krizden dolayı Batılı bankaların bu koşullardan dolayı 10 milyar dolara Türkiye’den gelip banka alabileceklerini düşünmüyorum.
Dolayısıyla Halkbank’ın bu dönemde özelleştirilmesi durumunda en olası taliplinin anormal bir likiditenin bulunduğu Körfez ülkelerinden olacağını düşünüyorum. Bunun yanında likiditenin bol olduğu Rusya’dan da talipli olabilir. Hariri ailesinin Halkbank’la ilgisi olup olmadığını ise bilmiyorum” şeklinde konuştu.

Bunu Paylaşın