Protestolar arasında gerçekleşen Davos zirvesine felaket senaryoları hakim oldu. Dünyanın önde gelen güç ve para sahipleri ekonomik sorunların artık temelden çözülmesi gerektiği çağrısında bulundu
Bu yıl 42.’si düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu, sıkıntılı geçen bir yılın ardından Davos’ta toplandı. Başta Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İngiltere Başbakanı David Cameron olmak üzere politika, finans ve iş dünyasının liderlerini buluşturan, 2500 kişinin katıldığı konferanslar zincirinin ana konusu Euro Bölgesi’nde devam eden borç krizi ve küresel bir problem haline gelen gelir dağılımı adaletsizliği oldu. Bu sorunlara yaklaşımda birçok farklı yöntem ortaya atılsa da bütün konuşmacılar artık kalıcı çözümlere ihtiyaç duyulduğu noktasında birleşti.
“Almanya IMF görevi üstlendi”
Yoğun kar yağışı ve kapitalizm karşıtlarının protestoları altında geçen zirvede söz alan ünlü milyarder yatırımcı George Soros Avrupa Merkez Bankası’nın şu ana kadar aldığı önlemlerin bankaların likidite sorununa bir rahatlama getirdiğini ancak temel bir çözüm sunmadığını belirtti. Almanya’nın IMF görevi görüp diğer ülkeleri önlem almaya zorlamaya başladığını belirten Soros, “Bu durum ekonomik ve politik gerginlik yaratarak AB’nin dağılmasına sebep olabilir” dedi. Soros’un bu açıklamaları yaptığı sırada Angela Merkel gazeteciler aracılığıyla Euro Bölgesi’nde reformların hızlıca uygulanması çağrısında bulundu. David Cameron, farklı bir yaklaşımla Avrupa Birliği’nin çeşitli ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları imzalaması gerektiğini beyan etti. Cameron sadece Hindistan, Kanada ve Singapurla yapılacak anlaşmaların birlik ülkelerine fazladan 117 milyar dolar gelir sağlayacağını belirtti. Euro Bölgesi ile ilgili en çarpıcı tahmin ise kriz kahini olarak tanınan ünlü ekonomist Nouriel Roubini’den geldi. Roubini lakabına yakışır bir biçimde Yunanistan’ın en geç 18 ay içinde Euro Bölgesi’nden çıkacağını öngördüğünü açıkladı.
‘Dünya elitleri’ olarak nitelendirilen katılımcılar varolan sistemin sosyal adaletsizliğe sebep olduğu konusunda birleşirken danışma ve denetleme devi Deloitte’nin CEO’su Joe Echevarria bu nedenle ‘şefkatli kapitalizme’ ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Echevarria “İstikrarlı bir büyüme sağlarken toplumun ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmak lazım” şeklinde konuştu. 13 milyar dolar’lık servetiyle Forbes tarafından dünyanın en zengin 36. insanı olarak gösterilen Hintli iş adamı Azim Premji de “Çözüm bulunmazsa küresel bir ayaklanma başlayacak” diyerek konuyla ilgili en sert uyarıyı veren isim oldu.
