Yan sanayide ürün çeşitlemesi sürüyor

MDN İstanbul

Emre Gören-Siemens
Siemens Türkiye pek çok sektöre hizmet veriyor. Gemi inşa sanayinde de odaklandığımız belli konular var. Bunların başında elektrik tahrik sistemleri geliyor. Elektrikle tahrik sistemi, dünyada çok yaygın kullanılmakla birlikte Türk gemi inşa sanayinde fazla bilinen bir yöntem değil. Bu sistem daha çok yolcu gemileri, açık deniz ikmal gemileri, sismik araştırma gemileri veya platformlar gibi özellikli gemilerde kullanılıyor. Sistemin Türkiye’de pek kullanılmamasının en önemli nedeni de bu. Türkiye’de yıllardır daha çok tanker üretimi bazlı bir altyapı vardı. Tankerler çok kârlı olmayan ve seri üretime uygun gemilerdir. Krizle birlikte bu sistem çok yara aldı ve tanker üretimleri aksadı. Şimdi Türkiye’de biraz daha özellikli gemilerin zamanının geldiğini düşünüyoruz. Krizle birlikte her türlü gemiye teklif verilmeye başlandı. Bence bu bir fırsata dönüşecek ve kârlı gemiler yapılabilecek. Bu gemiler çok daha donanımlı, teknolojik olarak üstün, kıymetli ve dünyada aranan gemiler olacak. Bunlardan ilki Türkiye’de Gelibolu Tersanesi’nde yapıldı. Bir supply vessel ve o gemide bizim dizel elektrik tahrik sistemimiz kullanıldı. Aslında bizim elektrik tahrik sistemimizi Türkiye’de ilk kullanan İDO’dur. Beş şehir hatları vapurunda kullanıldı. Bunun dışında dört tane feribotta da tam anlamıyla elektrik tahrik sistemi olmasa da buna benzer bir sistemimizi kullandılar.
Gelibolu Tersanesi’nde ya-pılan gemide DP (Dynamic positioning system) denen bir sistem de kullanıldı. Elektrik tahrik sistemi ile iç içe geçebilecek bir rahatlık. DP sistem de Türkiye’de pek yaygın olmamakla birlikte bu tip özellikli gemilerde kullanılıyor. Bu sistem gemiyi okyanusun ortasında istediğiniz yerde tutabiliyor. Bu tip özellikli gemiler yapılmaya devam edildikçe DP’ler de elektrik tahrik sistemleri de daha çok uygulanacak.
Biz yaklaşık beş yıldır elektrik tahrik sistemini Türkiye’de başlatmak için çaba harcıyoruz. İDO sayesinde başladık ve Gelibolu Tersanesi’nin sahibi Mehmet Aksoy gibi vizyonu olan insanlar sayesinde de devam ediyoruz. Bunun ilerleyeceğini düşünüyoruz. Çünkü sektörün durumundan dolayı daha yenilikçi gemiler buraya gelecek.
Elektrik tahrik sisteminin avantajlarından bahsedecek olursak; çok manevrası olan bir gemide klasik sistem verimsiz çalışır. Çünkü büyük dizel makine çok düşük devirlerde çok az yükle çalışmış olur. Bu tip çok manevrası olan gemilerde dizel elektrik tahrik sistemini kullanmak çok avantajlıdır. Düşük devirlerde çok yüksek verimle çalışmak, yüzde 25 civarında yakıt tasarrufu sağlamak, gemi tasarımında esneklik sağlamak, düşük vibrasyon, düşük ses, emisyonda yüzde 25 civarında azalma gibi avantajları var. Tabii normal bir sisteme göre daha maliyetli. Ama kendini amorti edebilen bir sistem.
EUROPORT İstanbul Fuarı’-nda tanıttığımız bir diğer sistem de hybrid tahrik sistemleri. Hybrid tekne veya yat uygulamaları yapıyoruz. Bu, özellikle lüks yat pazarına hitap eden yeni bir uygulamamız. Dünyada Amerika, İspanya, Almanya gibi ülkelerde uygulamaları olmakla birlikte Türkiye’de hiç yapılmadı. Ama Türkiye, Siemens için hedef marketlerden biri. Çünkü çok ciddi bir pazar. Yat firmalarıyla görüşmeler halindeyiz ve ciddi ilgi görüyoruz. Hybrid tahrik sistemi yatların tamamen sessiz, akülerle ve sıfır emisyonlu gezdirilmesini sağlıyor. Yani, dev bir yatın bir yelkenli gibi gidebilmesi mümkün olacak. Ayrıca DP sistemi de kullanılarak yatın deniz ortasında hiç demir atmadan durmasını sağlayabileceğiz. 2011 hedeflerimiz arasında bu uygulamayı Türkiye’de başlatmak ve yaygınlaştırmak var.

Cengiz Karabüber-International Paint
Ürünlerimizi geliştirirken iki nokta bizim için çok hassas; birincisi çevreye olan duyarlığımızdan dolayı yeni ürünlerimizin çevre dostu olması için yoğun çaba göstermemiz, ikincisi ise müşterilerimizin menfaatlerini maksimize edecek ürünler geliştirme çabamız. Bu yönde yaptığımız AR-GE çalışmaları sonucunda uygulama süreçlerini hızlandırıcı Uniprimer ve yakıt sarfiyatında yüzde 9’a kadar tasarruf sağlayan Intersleek 900 ürünlerine odaklandık.
Armatörler ve gemi işletmecileri için gemilerini uzun dönemde korozyona karşı korunmasının ne denli önemli olduğunu biliyoruz. İşte bu yüzden tüm universal astarlarımız IMO PSPC onaylıdır. Universal astar gamımızda yer alan; Intershield®300, Intergard®5600, Intergard®5620 ve Intergard®7600 gibi ürünler; gerek yüksek performasları sayesinde armatörlerin servisteki beklentilerini gerekse inşa aşamasında imalatçılara, plan ve iş akışlarına; omurgadan küpeşteye her yere uygulanabilme, hızlı kuruma, düşük sıcaklıklarda kürlenme, yüksek katı maddeye sahip olmaları sayesinde düşük VOC salınımı ve sınırlı atık bırakma gibi avantajlar ile maliyet kontrolü ve verimli üretim imkanı sağlamakta.
Intersleek 900; kirlilik tutmayan, ultra pürüzsüz yapısı sayesinde gemilerin hızını artırmakta ve yakıt tüketiminde yüzde 9’a varan tasaruflar sağlamaktadır. Bu sayede atmosfere salınacak CO2, NOX ve SOX gibi zararlı gazların miktarlarında da önemli derecede azalmalar gerçekleşmekte.
International Paint olarak 2010 yılı için belirlediğimiz hedefleri yakaladığımızı söyleyebiliriz. Mevcut durumu önceden analiz edebilmemiz, gerekli önlemleri almamız, zorlu piyasa koşullarında pozisyonumuzu korumamızı sağladı. Hem kullanıcıya fayda sağlayan hem de doğaya dost ürünlerimiz üzerinde çok durduk.
Uğur Denizcilik’e ait m/v Aslı Elif’in (4500 Dwt G/C) ilk special sörveyinde Intersleek 900’e çevrim en güzel örnektir. Zira Uğur Denizcilik’e ait Uğur S gemisi yeni inşa aşamasında Intersleek 900 ile boyanmıştı ve alınan performanstan memnun kalmaları sonucu filodaki ikinci gemilerine de Intersleek 900 uygulatmak istediler.
Benzer bir örnek de İnce Denizcilik’ten verebiliriz. Intersleek 900 ile Türk armatörüne ait açık deniz dökme yük gemisine ilk uygulama Çin’de yapıldı.
Dahası faaliyetlerimiz sadece ticari alanda sınırlı kalmadı. Teknoloji ve inovasyon konulu toplantılara önemli destekler verildi. Ülkemizde ilki düzenlenen ve sadece ulusal değil aynı zamanda uluslararası katılımcılar ile yapılan Birinci Küresel Denizcilik
Konferansı’na ana sponsorluk ve iki bilimsel bildiri sunulması ile önemli katkılarda bulunduk.
Krizin etkileri hâlen sürmekte. Gemi inşa sektörünün lokomotifi yeni inşalarda ciddi düşüş yaşandı. Toparlanmanın yavaş olacağı görüşündeyiz ve bu aşamada 2011 yılında tersanelere ve armatörlere fayda sağlayacak ürünler ile ön plana çıkmayı hedefliyoruz. Bu yönde yaptığımız AR-GE çalışmaları sonucunda uygulama süreçlerini hızlandırıcı Uniprimer akla gelen ilk örnektir. Her zamanki gibi foul release floropolimer teknolojisine sahip patentli Intersleek 900 uygulamalarımız da devam edecek. 2010 senesinde denizcilik konferansında yakaladığımız güzel sinerjiye 2011 senesinde de devam edeceğiz.

Hans Henrik Madsen-Viking Life Saving Equipment
Biz Viking olarak EURO-PORT İstanbul’da sadece ürün bazlı bulunmadık. Aynı zamanda servis bazlı hizmetlerimizden söz etmek için de bulunduk. Bizim başlatmış olduğumuz ve “shipowner agreement” dediğimiz yani sabit fiyatlı bakım anlaşmasını ziyaretçilerimize tanıtıyoruz. Bu uygulama önce can salları için başlamıştı. Bu anlaşma başarılı olunca daha sonra yangın ve filika testlerini de bu kapsama dahil ettik. Dünyanın belirli noktalarında bizim kendi istasyonlarımızın bulunduğu yerlerde armatörle yaptığımız anlaşma kapsamında sabit fiyatlı bakım hizmeti veriyoruz.
Bir başka uygulamamız da boğazdan geçen gemilerle ilgili. Boğazdan geçen gemiler için bir “safety check” hizmeti veriyoruz. Liman kontrollerinde herhangi bir ceza alınmaması için bizzat bizim eğitimli bir teknisyenimiz geminin üzerine çıkacak ve bağımsız bir göz olarak gerekli kontrolleri yapacak ve bir tavsiye raporu hazırlayacak.
2010 yılında “shipowner agreement” hizmetinde Tür-kiye’de pazar payımızı artırdık. Bu yıla da iyi bir başlangıç yaptığımız için daha da artacağı beklentisindeyiz. Yeni inşa pazarından konuşacak olursak; bu pazarda agresif olduğumuzu söyleyebilirim.
Bu yıl için hedefimiz hizmet ağımızı genişleterek tüm kıyıları kapsamak. Her türlü güvenlik ekipmanını Türkiye’nin tüm kıyılarına ulaştırmak istiyoruz. Türkiye’de en güçlü güvenlik ekipmanları ağına sahip olmayı hedefliyoruz.
Türkiye’de yat inşa pazarının agresif bir gelişim gösterdiğini unutmamak gerekir. Biz de bu sektörde büyüme arzusundayız. Bu yılın ilk aylarında çeşitli siparişler aldık ve bu pazarda geçen yıldan daha iyi bir yıl geçireceğimizi düşünüyoruz.

Tolga Akar-Borusan Makine ve Güç Sistemleri

Europort İstanbul Fuarı’nda öne çıkan ürünlerimiz CAT ana makine ve jeneratörlerinin yanı sıra 2011 yılı itibariyle distribütörlüğünü aldığımız MaK ana makine ve jeneratörleri oldu.
MaK makineler, uzun ve başarılı geçmişi ile şu anda piyasada bulunan en verimli ve en az bakım gerektiren gemi ana makinesidir. Bu ürünler, ağırlıklı olarak uzun süreli ve sürekli yük altında (yüksek yük faktörü) çalışan gemilerde hem işletme hem de ömür açısından rakiplere göre yüksek avantajlara sahiptir. Denizcilik işletmeciliğinde maliyetlerin geçmişe göre çok daha fazla önem kazandığı bugünlerde, MaK ana makineler bu eşsiz özellikleri ile kullanıldığı gemilerin daha verimli ve güvenli şekilde seyrini sağlıyor.
Özellikle Ocean Going segmentinde devam eden bu kriz döneminde MaK temsilciliğini almış olmamız, müşterilerimiz açısından avantaj teşkil edecektir. Çünkü müşteri odaklılığımız sayesinde segment müşterilerimizin neler beklediğini, ihtiyaçlarının ne yönde olduğunu, nasıl gelişeceğini hatta çözümünün ne olduğunu ölçebiliyoruz.
2010 yılı Borusan Güç Sistemleri’nin elektrik güç sistemleri konusunda liderliğini pekiştirdiği bir yıl oldu. Denizcilik pazarlarında da buna paralel bir başarı yakaladık. Yat ve römorkör segmentlerinde üreticilerimizle partnerlik esasına dayalı çalışmamız bunda önemli bir rol oynadı. Denizaşırı büyük tonajlı gemilerde pazar krizden çok etkilendiği için proje sayısı son derece az oldu. Ancak Borusan Güç Sistemleri bu segmenti uzun vadeli stratejik bir alan olarak gördüğü için yatırımlarımız devam etmekte.
Borusan Güç Sistemleri olarak dizel ve gaz jeneratörleri, marin motorları dışında, sistemi ve hizmeti tamamlayan yeni tamamlayıcı ürün, satış sonrası, müşteri finansmanı, kiralama, ikinci el hizmetleri veriyoruz. Müşterimize toplam çözüm sunan stratejimiz önümüzdeki dönemde de sektörde fark yaratıcı hizmetleri ortaya koymamızı sağlayacak. Bunun dışında pazar liderliği, kârlı büyüme, satış sonrası hizmetlerimizi geliştirme de ana hedeflerimiz arasında yer alıyor.

Mustafa Akgül-Denizsan
Biz Denizsan olarak Com-pomarin markasının lansmanını ilk kez bu fuarda yaptık. Burada kompozit ürünlerimizi ön plana çıkarıyoruz. Compomarin dünyada ilk kez bütün kompozit malzemeden mamul gemi yan sanayi ürünlerini tek çatı altında toplayan bir marka olarak çıktı. Bunlar, kompozit ızgaralar, borular, kapılar ve merdivenden oluşuyor. Kompozit kapı üretimini Türkiye’de ilk biz başlattık. Kompozit merdiven üretimini ise dünyada ilk biz tasarlayıp üretiyoruz. Bu ürünleri şu anda piyasaya sürdük. Ayrıca, yatak, dolap gibi kamara malzemelerinin kompozit üretimini de hedefliyoruz ve bunların tasarımları sürüyor. Özetle; gemi güverte yan sanayinde kompozitten ne mamul ediliyorsa onu markamızla temsil etmeye çalışıyoruz.
Şu anda bir çok kompozit ürünü Türk armatörü ithal ediyor. Biz bunların hepsini yerli üretim ile sektörün hizmetine sunuyoruz. Tabii bu fiyat, teslimat süresi gibi konularda avantaj sağlıyor. Kompozit ürünlerin en önemli avantajı hafif olması ve korozyan etkisinin olmaması. Yani, bu ürünler ömürlüktür diyebiliriz.
Son altı ay içerisinde Brezilya, Almanya, İngiltere, Rusya, Bul-garistan ve Romanya’da çeşitli bağlantılarımız oldu. Hem servis hem de distribütörlük olarak bazı firmalarla anlaşma aşamasındayız. Bu kompozit ürünlerimizle ilgili olarak ihracat lansmanı yapacağız. 2011 yılında ihracata ağırlık vermeyi planlıyoruz. Dolayısıyla yurtdışındaki bağlantılarımızı kuvvetlendirmeye çalışacağız.

Kaan Boncuk-Ünoks
Bu fuara ilk defa bir distribütörlükle katıldık. Yakın zamanda İsveç’ten bir firmanın distribütörlüğünü aldık. Bu firma geri dönüşüm ve öğütme üzerine ürünleri olan ve tamamen gemi üzerine çalışan, gemilere uygun esnek çözümler üreten bir firma. Başlıca ürünleri de çöp öğütme makineleri, çöp sıkıştırma makineleri ve cam parçalama makinesi. Cam malzemeyi normal hacminin yüzde 20’sine düşürüyor. Tamamen gemilere uyumlu bu ürünler bu fuarda ilk defa müşteri ile buluştu. Özellikle cam kırma makinesi çok fazla ilgi çekti.
Sektörde 2008’den itibaren krizden dolayı düşüşler yaşanırken bizim 2008 ve 2009 yıllarında da askeri projelerle ilgili çok yoğun çalışmalarımız oldu. Aynı şekilde 2010 yılı içerisinde de ticari projelerden ziyade asıl ağırlığı askeri projeler oluşturdu. Şimdi çok yeni olarak Migem’in ikinci gemisi Büyükada korvetinin sözleşmesini imzaladık. Sektörün cansuyu şu anda askeri projeler. Biz de askeri projelere çalışarak bu kriz döneminde boşta kalmadık.
2011’de sektörün ticari gemiler açısından çok fazla hareketlenmesini beklemiyorum. Fakat askeri projelerden dolayı bu yılın da bizim için dolu geçeceği düşüncesindeyim. Hatta 2012 yılının da askeri projelerin ağırlığıyla geçeceğini düşünüyorum.

Ufuk Berk-Wartsila

Wartsila yıllardır motor üreticisi olarak tanınıyor.  Ama aslında komple makine dairesi tanzim edebilen bir firma. Bu amaca yönelik olarak paket teklifler sunuyor müşterilerine. 2007-2009 döneminde ciddi bir satış grafiği gösterdik. Ve makine dairesi konseptini yakaladık. Ciddi müşterilere ciddi miktarlarda paket satışlar yaptık. Örneğin şu anda Palmali Denizcilik’in filosundaki ekipmanlar ağırlıklı olarak Wartsila ürünleri. Yaklaşık yüzde 80 donanımlarının ve ekipmanlarının tedarikçisi biziz. Bu kriz ortamında geçen sene şubat ayında onlardan on gemilik sipariş aldık ki; bizim için bu çok önemliydi.
Wartsila’da iki zamanlı mo-torlarda bir gelişim var. Bu alanda dünyada maliyetlerini ve fiyatlarını düşürerek ve yeni teknoloji sunarak rekabet edebilir pozisyona geldi. Ama Türkiye’de henüz bu seviyede değiliz. Şimdi Türkiye’de en büyük uğraşımız, iki zamanlı motorlarda satış gerçekleştirebilmek. Bunu Türkiye’de 2011 hedefimiz olarak gösterebiliriz. Bu kulvarda hareket etmek, belli bir seviyeyi yakalamak istiyoruz. Dört zamanlı motorlarda ve pervane sistemlerinde zaten bilinen bir firmayız.
En kuvvetli yönümüz de servis kabiliyetimiz. Türkiye’de kadromuz şu anda 130 kişiye doğru çıkıyor. Yılsonuna kadar da 160 personele çıkma zorunluluğumuz var. Wartsila’nın Türkiye’deki cirosunun yaklaşık yüzde 70’i enerji santrallerinden, yüzde 25’i servisten ve yüzde 5’i de gemi makineleri satışından geliyor. Gemi makineleri satışı son iki senedir aldığı pay itibariyle ciddi bir düşüş kaydetti. Pazarın küçüldüğü ve tersanelerin yaşam mücadelesi verdiği bir dönemde bizim de parlak satışlar yapmamız tabii ki mümkün değil. Şu anda Türkiye genelinde böyle bir dönem yaşıyoruz.
Wartsila Türkiye olarak 2011’de pazar payımızı korumayı ve iki zamanlı motorlarda belirli bir seviyeye gelmeyi hedefliyoruz. Wartsila’nın geneline bakacak olursak özellikle özel tipli gemilere yönelik satışlarda artış var. Bir hareketlilik olduğunu söylemek mümkün. Dünyada özellikli gemilere yöneliş olduğu izlenimine sahibim. Türkiye’de ise böyle bir yönelişin olabilmesi için tersanelerin bunu üretecek hale gelmesi lazım.

Murat Camgöz-Hempel
Bu sene lansmanını yaptığımız üç tane yeni ürünümüz var. Bir tanesi bu sene lansmanı yapılmış bir ürün değil belki ama geçen sene ve bu sene çok kullanmakta olduğumuz bir ürün. 2011’de de markette çok fazla yer alacağını düşünüyoruz. Bu X3 adındaki silikon son kat boyamız. X3, özellikle de Libya krizinden sonra yakıt fiyatlarının da artmasıyla yakıt tasarrufunun çok öne geçtiği bir zaman diliminde yakıt tasarrufu sağlayan özel bir ürün. Bu kullanıldığı zaman yüzde 10-11 seviyelerine varan yakıt tasarrufu sağlanıyor.
Bir diğer ürünümüz ultra strength dediğimiz ürünümüz. Bu da açık alanlarda kullandığımız darbe ve aşınma dayanımlı boyamız. Bir başka ürünümüz de Hempedur EM3574. Balans tanklarının tamiri ve korunmasıyla ilgili bir ürün. Bu boya, macun-boya arası özelliğe sahip. Çok büyük yüzey temizliği ve yüzey hazırlığı yapmadan da yüzeye yapışabilen özel bir boya ve nem toleransı var. Bu üç ürünü bu fuarda daha fazla öne çıkarmaya çalıştık.
2011’de daha iyi bir yıl beklerken navlun endekslerindeki düşüşler Türk armatörünü etkiledi. Bunun doğal sonucu olarak da 2011 çok hızlı başlamadı. Her ne kadar hedeflerimiz olan rakamları yakalasak da sektörün durumuna baktığımızda sıkıntılı süreç biraz daha devam edecek gibi gözüküyor. İkinci yarının daha iyi geçeceğini umuyoruz.
Hempel Türkiye, segmentler bazında sadece deniz boyalarında değil, yat boyalarında ve pro-
tective boyalarında da faaliyet gösteriyor. Hempel global bir strateji olarak biraz daha bayileşmeye, endüstri ve yat boyalarında biraz daha aktif olmaya karar verdi. Hempel Türkiye olarak baktığımız zaman özellikle biz marine bölümü olarak, yeni inşada proje sayısının da oldukça düşmesiyle beraber operasyondaki gemilerin bakımı, havuzlamaları ve seyir boyaları şeklindeki kısma daha fazla ağırlık veriyoruz.

Yılmaz Onur-Onursan
EUROPORT İstanbul’da dünyanın en büyüğü olan Norveçli Norsafe firmasının can sandalları ve freefall sandallarını öne çıkardık. Günümüzde çok önem kazanan bu ürünlerin tanıtımını yaptık. Norsafe’in dünya genelinde yaklaşık 50 servis istasyonu var. Türkiye’de de biz hizmet ve satış ortağıyız. Türk armatörleri ile Norsafe arasında köprü görevi göreceğiz. Son kullanıcıya ulaşım kolaylığı nedeniyle bizimle çalışmaya büyük önem veriyorlar.
Firma olarak biz 2010 yılını iyi geçirdik diyebilirim. Ama 2011 yılının güç geçeceğini tahmin ediyorum. O nedenle 2011 yılının şartlarını çok iyi tahlil edip yatırımları ona göre yapmamız lazım. Biz 2011’de geçen seneki pazar payımızı koruruz diye düşünüyorum.

Ayhan Yıldızel-Artı Denizcilik
EUROPORT İstanbul’a biz tank seviye ölçüm sistemleri, antihealing sistemleri üretimi yapan Alman bir firmanın ürünleri ile katıldık. Bu firmayla yakın zamanda çalışmaya başladık. Tek çatı altında bu kadar çok ürün grubunu üreten başka bir üretici yok.
EUROPORT İstanbul’a katılımın az olduğunu düşünüyorum.  Ben böyle olmasını bekliyordum; dolayısıyla hayal kırıklığı yaşamadım. Çünkü son iki, üç senelik sürece bakacak olursak durum bu ve önümüzdeki yıllarda da bunun çok fazla farklılaşacağını zannetmiyorum.
Şu anda, denizcilik işine verdiğimiz ağırlığı azaltmadan ancak denizcilik dışında başka hangi alanda nasıl bir iş yapabiliriz diye düşünüyorum. Çünkü bizim firmamız tamamen yeni inşa pazarına yönelik çalışıyor. Yeni inşanın da içinde bulunduğu koşullar ortada.
Bizim 2011 hedeflerimizden bir tanesi kesinlikle yeni inşanın dışında bir alanda ne yapabileceğimiz konusuna çözüm bulmak. Belki servis alanına biraz ağırlık verebiliriz. Bunun dışında yenilenebilir enerji alanına eğilmeyi düşünüyoruz. Bunun önemli bir alan olduğunu düşünüyorum.

Hamdi Gürsoy-Gürdesan
Gürdesan direkt kendi ürünlerini tasarlayan, üreten ve satan bir firma. Dünyanın bir çok yerinde kendi servis partnerlerimiz var. 2006 yılına kadar askeri projelerde yer almıyorduk. 2006’da STM kanalıyla ve onların desteğiyle askeri projelerde yer almaya başladık. Şu an askeriyenin yeni inşa projelerinin neredeyse tamamında bir çok ürünümüz ve çözümümüzle yer alıyoruz.
Gemi inşa sektörü bütün dünyada çok ciddi bir sınav veriyor. Şu an en büyük sıkıntı finansla ilgili. Finans kaynağı bulunamadığı için gemi inşa sektörü de dünyada ciddi bir krizin içinde. Taşımacılık sektörü de çok iyi durumda değil. Gemi inşaya baktığımda; 2012’nin ortalarına kadar bir toparlanma olmasını beklemiyorum. Bu koşullar altında bizim firma olarak en büyük amacımız mevcut çalışan kadromuzu korumak.
Uzakdoğu’ya ihracat için elimizden geleni yapıyoruz ama kalitesinden emin olunması gereken projelerin dışında Çin tersaneleri kendi yan sanayisinin ürünlerini kullanıyor. Ayrıca buralarda devlet desteği var. Şöyle bir örnek vereyim; krizden önce bizim fiyatlarımız onların fiyatlarının yüzde 30 altında idi. Şu anda biz fiyatlarımızı aşağı çekmiş olduğumuz halde onların fiyatlarının yüzde 30 üzerindeyiz. Bizim devletimiz gemi inşa sektörünü yeterince teşvik edemiyor
Uzakdoğu’ya ihracatta ancak şöyle bir durum olabiliyor; Türkiye’de gemi yaptırmış veya özel projelerde fazla risk alamayan armatörlerin işlerinde, kalitesinden şüphe edilmemesi gereken işlerde şansımız oluyor. Burada ürün üretip oraya gönderip servisini verdiğimiz projeler var. Aslında o projelerde de örneğin Çin’in üreticileri var ama biz onlarla çok iyi rekabet edebiliyoruz. Çin’den aynı kaliteyi istediğinizde bizimle rekabet edebilecek firma yok.

Emre Özgen-Özgen
EUROPORT İstanbul’da öne çıkardığımız ürünler, gemi seyir halindeyken olabilecek ufak sorunların gemi personeli tarafından kolayca çözümlenmesini sağlayacak el aletleri. Bunlar genelde kendi ithalatımız olan ve belirli özelliklere, ölçülere göre konumlandırılan ürünler. Ürünlerimiz müşterilerimizden de büyük ilgi görüyor.
2010 yılı pek verimli geçmedi. Sektör olarak çok sıkıntılar atlattık. 2011 de biraz sıkıntılı geçecek gibi görünüyor. Ama el ele verip bu zor dönemleri aşacağız. Krizde her firma gibi biz de sıkıntılar yaşadık ve yaşıyoruz. Bizim Özgen olarak ilkemiz en uygunu, en kaliteli olanı en ekonomik şekilde müşterilerimize temin etmektir. Kriz döneminde de bunu yaptık.
2011 yılı hedefimiz ithalatımızı geliştirmek, portföyümüze yeni ürünler eklemek. Türkiye’de temin edilemeyen ve özellikle yabancı müşterilerimizin istediği belli başlı ürünleri portföyümüze katacağız. Yurtdışında pazar araştırmaları yapıyoruz. En kısa sürede bu ürünleri Türkiye pazarına kazandırmayı düşünüyoruz.

Aziz Erden-Ertek Kimya
Tank yıkama kimyasallarında IMO onayı alarak hizmet vermeye başladık ve bu ürün gamımızı worldwide şekilde sağlıyoruz. Bu uygulamamızı EUROPORT İstanbul’da ön plana çıkarmaya çalıştık.
IMO standartlarında düşük kükürtlü dizel yakıt kullanan gemilerde düşük kükürdün oluşturduğu aşınmayı ortadan kaldıracak bir ürün ERYAK-LS EXTRA isimli ürünümüz.
Tehlikeli sayılabilecek kargo yüklerini (kömür, çimento, sülfür, coal tar) taşıyan tankları özel olarak kaplayan ve bu yüklerden dolayı aşınmasını önleyen ERCOAT EASY ürünümüz ve onun aplikatörü şeklinde bir çok yeniliğimizi sergilemeye çalıştık.
Firmamızın 2011 yılında öncelikli hedefi işletmelere daha çeşitli, daha güvenilir bir şekilde ve daha geniş sularda hizmet verip mevcut Ertek kalitesiyle daha fazla yanlarında olmak olacak.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın