Parti programlarında ‘denizciliğin adı yok’!

MDN İstanbul

Türkiye nefesini tutmuş 12 Haziran’da yapılacak olan genel seçimlerin sonucunu beklerken, liderler de seçim meydanlarında ve medyada iktidara gelmeleri durumunda uygulayacakları politikaları anlatıyor. Partilerin seçim kampanyaları ağırlıklı olarak ekonomik vaatler üzerine kurulurken, birçok sektör de bu vaatlerden payını alıyor. Ancak ne yazık ki, Türkiye’nin en önemli sektörlerinden biri olan denizcilik sektörü bu vaatlerden hakkettiği ölçüde pay alabilmiş değil. MarineDeal News olarak okurlarımız için, 12 Haziran’da parlamentoya girmesine kesin gözüyle bakılan üç partinin ekonomi programını detaylı olarak inceledik. İktidara gelmeleri durumunda denizcilik sektörünün çehresini değiştirecek; önünü açacak ne gibi politikalar var, baktık. Ne yazık ki, üç partinin de parti programlarında denizcilik sektörüne, sektörü geliştirecek ve sorunları çözecek boyutta yer vermediğini gördük. Oysa Avrupa’da ve dünyada denizcilikte söz sahibi ülkelere bakıldığında, sektörün geleceği devlet politikaları ile belirleniyor. Konulan 5-10 yıllık stratejilerle denizcilik sektörü sürekli gelişiyor ve bu devletlere uluslararası rekabette büyük avantajlar sağlıyor.
Partiler bazında programlara bakıldığında, MHP, ekonomik programında sektörel strateji yerine makro ekonomik programa vurgu yaptığı için olsa gerek, denizcilik sektörüne yer vermiş değil. 8.5 yıldır iktidar da olan AKP ise sektörü geliştirecek ve global rekabette söz sahibi yapacak net bir strateji koymaktansa, hedeflerini anlatıyor. CHP’nin ekonomi programında ise denizciliğe öncelikli devlet politikaları vaat ediliyor.
Her ne kadar CHP ve AKP’nin programlarında sektöre yönelik hedefler konulsa da, bu durum denizcilik sektörü temsilcilerini ve sektörü yakından izleyen akademisyenleri tatmin etmiş değil. Çünkü, sektör uzmanları, denizcilik sektörünün uluslararası arenada rekabet gücünü artıracak net stratejilerin ve devlet politikalarının belirlenmemesinden şikayetçiler ve 12 Haziran sonrasını sektör için muğlak görüyorlar. İktidar partisi AKP’nin kriz öncesi dönemde sektöre yönelik bazı çalışmalar yaptığını belirten uzmanlar, krizden sonra sektörün adeta unutulduğunu ve söz verilmesine rağmen sektörün teşvik kapsamına alınmadığını belirtiyor. Öte yandan, hükümetin gemi sanayinde gelinen durumun ne olacağı, armatörlükte bayrak sorununa yönelik neler yapılacağı, AB ile kabotaj konusunun nasıl çözüleceği gibi sorunlara yönelik net stratejiler koymaması da eleştirilen diğer unsurlar olarak öne çıkıyor.

AKP’nin sektöre yönelik
öne çıkan politikaları:

Hedef dünyanın en büyük 10 limanı
– 2019’a kadar en az bir limanın, dünyanın en büyük 10 limanı arasında yer alması için çalışacağız.
– Ülkenin her bölgesinde en az birer adet ana aktarma limanı tesis edilecek.
– Konteynır yük geçişleri daha şeffaf ve kolay olacak.
– Konteynır taşımacılığındaki liman altyapısı 2015’e kadar 23 milyon TEU, 2019’a kadar 27 milyon TEU, 2023’te ise 32 milyon TEU elleçleyecek kapasiteye çıkarılacak.
– Türk limanlarında elleçlenen kabotaj yüklerinde yüzde 2 olan elleçleme oranı 2015’e kadar yüzde 6’ya, 2019’a kadar yüzde 10’a, 2023’te ise yüzde 20’ye çıkartılacak, yüzde 13 olan toplam kabotaj yüzdeleri 2015’e kadar yüzde 17’ye, 2019’a kadar yüzde 23, 2023’te ise yüzde 30’a çıkartılacak.
– Liman altyapısı, genel ve kuru dökme yükte 2015’e kadar 270 milyon ton, 2019’a kadar 380 milyon ton, 2023’te ise 500 milyon ton, sıvı dökme yükte 2015’te 254 milyon ton, 2019’da 300 milyon ton, 2023’te ise 350 milyon ton elleçlenebilecek kapasiteye çıkartılacak.
– Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz’de her bölgede en az birer adet aktarma limanı tesis edilecek.
CHP’nin sektöre yönelik öne çıkan politikaları:
Denizciliğe öncelikli devlet politikası
– Yabancı bayrağa kaçışı önleyecek, Türk Deniz Ticaret Filosu’nu destekleyeceğiz.
– Marinalarımızın bağlama kapasitesini 10 yıllık dönemde 50.000 tekne düzeyine çıkaracağız.
– Tersane yatırımlarını özendirecek, gemi inşa sanayinin ekonomik krizle yaşadığı kan kaybını durduracağız.
– Sektörün yeniden istihdam yaratması ve ihracat yapabilmesini sağlamak amacıyla finansman politikaları geliştireceğiz.
– Saroz Körfezi’ni bölge ülkelerine bağlayarak taşımacılığın yükünü Boğazlar’ın üzerinden alacağız.
– Saroz Körfezi’nden Karadeniz’e petrol boru hattı döşeyerek petrolün boğazlardan geçirilmesi yerine Karadeniz’den Ege Denizi’ne aktarılmasını sağlayacağız.
–  Deniz turizminden daha fazla katma değer yaratabilmesi için kruvaziyer turizminin geliştirilmesine öncelik vereceğiz.
– Denizciliği öncelikli devlet politikası olarak ele alacağız.
– Tüm hizmetlere odaklanan bakanlık düzeyinde yeni ve kapsamlı bir anlayış yerleştireceğiz.
– Denizcilik sektörünün tüm bileşenlerini kapsayacak bir Kıyı Master Planı hazırlayacağız.
– Türkiye’yi yük taşıtan değil, yük taşıyan ülke konumuna getireceğiz. İç ve dış deniz taşımacılığını artırarak dünya deniz ticaretindeki 400 milyar dolar’lık pastadan ülkemizin hak ettiği payı almasını sağlayacağız.
– Kabotaj Taşımacılığı’nı özel olarak ele alacağız.
– En geç 10 yıl içinde deniz yolu ile taşınmakta olan yüklerimizin yüzde 50’sinin milli bayraklı gemilerimizle taşınır hale getireceğiz.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın