Denizlerimizde “yanan buz” zenginliği

MDN İstanbul

Su ve metan gazının donmasıyla oluşan gaz hidrat, Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığına son vermeye aday

“Yanan buz” dünya üzerinde hızla azalmakta olan petrol ve doğalgaza alternatif bir enerji kaynağı. Su ve metan gazının donmasıyla oluşan gaz hidrat, Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığına son vermeye aday.  Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nün yürüttüğü çalışmalar sonucunda Karadeniz’de yoğun miktarda gaz hidrat yataklarının tespit edilmesi ise büyük şans!
Dünyada 10 milyon trilyon m2 civarında gaz hidrat rezervi bulunduğu hesaplanırken, bu yeni enerji kaynağının yüzde 1’lik kısmının kullanılması durumunda bile, dünyadaki doğalgaz rezervinin üreteceği enerjiden daha fazlasının elde edilebileceği ileri sürülüyor.
Türkiye’de gaz hidrat araştırmalarını yürüten DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Günay Çifçi, gaz hidratın su ve metan gazının uygun ısı ve basınç koşullarında donmasıyla oluştuğunu söyledi.  1 m2  donmuş gaz hidratın, genişleyerek 164 m2  gaz ve LPG’ye dönüşebileceğini belirten Prof. Dr. Çifçi, “Denizlerden gaz hidrat şu an ki teknolojiyle çıkartılamıyor. Karada da gaz hidrattan enerji üretimine sadece Sibirya’da başlandı. Denizlerden üretimin 2010-2015 yılları arasında başlaması planlanıyor. Kendi kaynaklarımızla bu enerjiyi ortaya çıkarırsak ve bunlardan enerji elde etmeyi sağlayacak teknoloji ve sistemler kurabilirsek enerjide dışa bağımlılıktan kurtuluruz” diye konuştu.

Petrol şirketlerinin yerini hidrat şirketleri alacak
Petrol ve doğalgaz rezervlerin tükenmesiyle, dünyadaki petrol şirketlerinin yerini hidrat şirketlerinin alacağını belirten Çifçi, “Geleceğin enerji kaynağı için Rusya, Fransa ve Almanya bizimle çalışmak için başvurularda bulundu. Gaz ve gaz hidrat birikimi açısından önemli bir yere sahip olan çevre denizlerimizde böyle bir çalışmadan elde edilecek veriler, ülke ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır” dedi.

Özellikle Doğu Karadeniz’de yoğun
Özellikle Doğu Karadeniz sahillerine dikkat çeken Çifçi, Karadeniz’de yüzeye yakın çok yoğun miktarda gaz hidrat bulunduğunu ve gaz hidratlara elleriyle dokunabildiklerini, Akdeniz’de Antalya Körfezi’nde ve Girit Adası civarında da gaz hidrat yataklarının varlığını tahmin ettiklerini söyledi. Çifçi ayrıca “Bunların haritalandırılması, varlığının tespitine yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Gaz hidratların kendisi enerji kaynağıdır, 1 m2’de 164 m2 metan içeriyor. Bütün dünyadaki petrol ve gazın yaklaşık iki katına varan rezervleri söz konusu” dedi. Bu rezervlerin daha çok deniz ortamlarında bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Çifçi, gaz hidratın sismik kayıtlarda görüldüğü zaman derinlerdeki petrol ve gazın da habercisi olduğunu da vurguladı.
Türkiye karasuları öncelikli olmak üzere, tüm dünya denizlerinde gaz hidrat arayacaklarını söyleyen Çifçi,  gaz hidrat çalışmalarının Koca Piri Reis gemisiyle başlatıldığını, araştırmaların okyanuslarda da sürdürülebilmesi amacıyla Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) desteğinde Çaka Bey adında yeni bir araştırma gemisiyle yola devam edeceklerini de sözlerine ekledi.

Bunu Paylaşın