Gemi fırtınadan hasar alacak mı?

MDN İstanbul

MarineDeal News’in geçen sayısında kapak haberimizde ‘Piyasalarda Kasım Sancısı’ öngörüsünde bulunmuş ve istemesek de karamsar bir tablo çizmek zorunda kalmıştık
Maalesef piyasalarda kasım ayında yaşanan gelişmeler bizi yanıltmadı ve kelimenin tam anlamıyla bir deprem yaşandı. Öyle ki, ekim sonunda 3.78 TL olan dolar kuru kasım sonunda yüzde 4.3 yani 16 kuruş birden artarak 3.94 TL’ye, 4.38 TL olan euro kuru ise yüzde 7.3 yani 32 kuruş birden artarak 4.70 TL’ye ulaştı. Bu yükselişler aylık olarak baz alındığında en yüksek aylık kur artışlarından biri olarak Türkiye ekonomi tarihindeki yerini aldı. Eylül sonu itibariyle son iki aya bakıldığında ise tablo daha da dramatik bir hâl alıyor. Şöyle ki, eylül sonunda 3.55 TL olan dolardaki iki aylık artış yüzde 11, 4.20 TL olan eurodaki artış ise yüzde 12’ye ulaşmış durumda. Kurda yaşanan bu sert artışın ekonomiye faturası ise başta faiz ve enflasyon cephesinde olmak üzere ağır olacağa benziyor.

Merkez Bankası müdahalede geç kaldı
Başta Cumhurbaşkanı’nın ekonomik danışmanı ve ekonomi bakanlarının tepkileri olmak üzere faiz politikası üzerinden Merkez Bankası’na yapılan siyasi baskılar bankanın kur artışına zamanında önlem almasının önüne geçerken, Merkez Bankası’ndan gecikmeli gelen bazı hamleler de kurun tansiyonunu sadece günlük bazda yatıştırmaya yetiyor. Bunun nedeni de bir yandan Merkez Bankası’ndan piyasanın beklediği faiz artışı kararı bir türlü gelmezken diğer yandan da kuru yukarı iten, yatırımcıların güvensizliklerinde bir değişimin de gözlenmemesi. Aralık ayı ise piyasalarda iki aydır yaşanan finansal dalgalanma açısından yeni viraj niteliği taşıyor. Aralık ayında hem içeride hem de dışarıda yaşanacak gelişmelerle ya “gemi” ciddi hasar alacak, ya da fırtınalı ve yüksek dalgalı bir yolu daha geride bırakacak. Çünkü, haftalardır konuşulan ve piyasaları meşgul eden Zarrab davası ABD’de başlayacak.

AB Maliye Bakanlarının kararı kritik
Bir anlamda dananın kuyruğu kopacak ve piyasalar ya daha kırılgan bir hâl alacak ya da mevcut fiyatlamalarla yetinilecek. Ancak uzmanlara göre, kurda yön hâlâ yukarı olasılığını koruyor. Analistler, diplomatik ve siyasal gelişmeler nedeniyle kısa sürede daha yukarı seviyelerin görülebileceğini ifade ediyor. Merkez Bankası’nın kur riski olan şirketlere yönelik başlattığı anlaşmalı döviz satım ihaleleri ise sadece dalgalanmayı kısmen azaltıcı etki yapabildi. Piyasaları yakından ilgilendiren bir diğer olumsuz gelişme ise, kuşkusuz AB’nin Türkiye’yi vergi kara listesine veya vergi cenneti listesine dahil etmeyi tartışması oldu.

Türkiye’nin listeye dahil edilmesi demek, AB ile ticari ilişkilerin ve finansal kesimin dışarıyla işlemlerinin negatif etkilenmesi anlamına geliyordu. Bu olumsuz haber de kurdaki yükselişte epey etkili oldu. Daha önce kararın 5 Aralık’ta açıklanacağı bildirilmişti. Ancak 27 Kasım tarihinde AB’den yapılan açıklamada Türkiye’nin kara listeye alınmadığı belirtildi. Bu da kur üzerindeki baskıyı bir miktar da olsa aldı. Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi piyasaların yönünü asıl çizecek konu ABD’den gelecek haberlerde. Yüksek kurun başta enflasyon ve faiz cephesinde yüksek hasar bıraktığı göz önüne alındığında aralık ayında yaşanacak yukarıdaki gelişmelerin Türkiye ekonomisi için hayati önem taşıdığını not düşmekte fayda var. Çünkü son iki ayda 3.55 TL’den 3.94 TL’ye fırlayan kurun enflasyon rakamlarına tam yansıması en az 6 ay gibi zaman alıyor. Merkez Bankası’nın hâli hazırda düşürmekte zorluk çektiği enflasyon, kurun bu seviyelerde kalmasıyla uzun süre çift hanelerde kalma riskiyle karşı karşıya. Bu aynı zamanda başta konut olmak üzere kredi faizlerinde de yüzde 20’nin üzerine demir atılması anlamına geliyor.

Bunu Paylaşın