Türkiye gemi inşa sektörü için yeni fırsat

MDN İstanbul

Sanmar Tersanesi Yeni İnşa Müdürü Tamer Geçkin, LNG’nin gemilerde yakıt olarak kullanılmasını Türkiye tersaneleri açısından değerlendirdi

LNG dünyada çok yoğun kullanılan ve teknolojik olarak depolanması, taşınması ve kontrol edilmesi çok iyi bilinen doğal gazın sıvı halidir. Genel kanaatin aksine diğer gaz ve petrol türevi yakıtlara göre hem kendinden yanma sıcaklığı yüksekliği, hem de yüzde 5 ila 15 oranı gibi hassas bir havayla karışımda yanabiliyor olması doğal gazın (NG) güvenilir yakıt olmasının göstergesidir. Gerek depolama ve gerekse taşıma kolaylığı (sıvı formda 1:600 hacimsel avantaj) için sıvı hale getirilen doğal gaz, kullanım aşamasında tekrar gaz formuna getirilmektedir.
Son dönemlerde IMO’nun SOx, NOx gibi gaz salınımlarında getirdiği limitler sebebiyle LNG’nin gemilerde yakıt olarak kullanılması yaygınlaştı. Doğal gaz, -162ºC’de sıvı halini koruması için kroyojenik donanımların ve özel kontrol/emniyet sistemlerinin kullanımı sebebiyle pahalı ve karmaşık yapılara sahip bir teknolojidir. İnşa etmiş oldukları dünyadaki ilk örnek projelerle Türkiye’de Sanmar Tersaneleri gibi birkaç tersanemiz bu konuda ciddi tecrübeye sahip oldular. Yapılan örneklerin halen az olması sebebiyle, dünyada bu mühendislik birikimine sahip sayılı tersane bulunmaktadır. Bunların birkaçının Türkiye’de olduğunu düşünürsek, Türkiye gemi inşa sektörüyle gurur duyabiliriz.
Ülkemizde teknolojik olarak halihazırda birçok C-tipi LNG depolama tankları üretilebilmektedir. Bu tanklardan bazılarının yurtdışında inşa edilen LNG yakıtlı gemilerde kullanılıyor olması sanırım bu konuda erişilen kalitenin bir göstergesidir. C-tipi LNG depolama tankları bir nevi termos vazifesi gören özel yalıtımlı tank tipidir; sıvı doğal gaz herhangi bir şekilde deşarj olmaksızın 20-25 gün muhafaza edilebilmektedir. Ek olarak LNG tankının yanında sıvı haldeki yakıtı gaz haline getirmek için VAP (Vaporiser) buharlaştırıcı ve PBU (Pressure Built-Up) tank içi basıncı sabit tutucu ısı eşanjörleri mevcuttur. Bu eşanjörler içinde donmayı engelleyici antifriz dolaşmakta olup, olası sıvı yakıtın soğukluğu sebebiyle donma engellenmektedir.
Emniyet açısından LNG yakıtlı teknelerde gaz yakıt çift cidarlı borular vasıtasıyla taşınmaktadır. Olası iç boru çeperinde çatlak neticesindeki gaz kaçağında iki çeper arasında bulunan ve devamlı sirkülasyonu sağlanan havadaki gazın ölçümüyle kaçak tespit edilmektedir. Bu gibi emniyet ve kontrol sistemleri bizler için de başlangıçta çok karmaşık olsa da, edinilen tecrübeyle, yeni projelerde bu sistemleri yerli alternatif kaynaklarla, klaslama kurallarına uygun biçimde sağlayarak ülkemizin bu gibi özel projelerdeki donanım tedarik payını çoğaltmayı planlamaktayız.
Günümüz Türkiye gemi inşa sektörünün LNG tank, kroyojenik vanalar, aktüatörler, kontrol üniteleri, paslanmaz çift cidarlı borulama, gaz kontrol sistemleri, buharlaştırma sistemleri, gaz emniyet sistemleri gibi ana başlıklardaki iş kalemlerini yapabilecek tecrübe ve olanaklara sahip olduğunu biliyoruz. LNG yakıtlı gemi talepleri çoğaldıkça bizim de bu bilgi birikimi ve donanım ürün grubuyla önemli bir alternatif olacağımızı düşünüyoruz.
Sonuç olarak LNG günümüzün ve geleceğin en önemli deniz araç yakıtı olmasıyla birlikte gerek gelişen tank teknolojileri gerekse diğer alt donanımların gelişimiyle maliyetlerin düşmesi ve yerleşim zorluklarının azalması beklenmektedir. Bu da doğal olarak LNG yakıtlı teknelerin Tier III seviyesine ekstra bir sistem gerekmeden ulaşmasından dolayı alternatif çözümlere göre tercih nedeni olmasını sağlayacaktır. Ayrıca Avrupa’da yaygınlaşmaya başlayan sabit yakıt alım tesislerinin çoğalmasının yanı sıra LNG yakıt ikmal gemileri taleplerinin çoğalmasının Türkiye gemi inşa sektörü için yeni fırsatlar yaratması beklenmektedir. Bizler Sanmar Tersanesi olarak edindiğimiz tecrübeyi kullanarak yerli donanım, sistem ve mühendislik bilgisiyle LNG yakıtlı gemiler inşa etmeye hazırız.

Bunu Paylaşın