Yükselen kuzey

MDN İstanbul

Ukrayna savaşı yerkürede yeni bir jeopolitik dönemin başlamasına neden oldu. Savaşın Ukrayna’daki yıkıcı etkilerini bir tarafa koyacak olursak, uluslararası ilişkilerde ve ittifaklaşma çabalarında hareketli günler yaşanmaya başladı. Hiç şüphe yok ki Ukrayna savaşı bir domino etkisine neden olacak ve seri jeopolitik kırılmaları tetikleyecek. Esasen İsveç ve Finlandiya marjında yaşanan dinamik gelişmeler nedeniyle süreç başladı bile. Kuzey bölgesinde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı günler ufukta belirdi…

Kuzey artık sakin olmayacak

Soğuk Savaş Dönemi’nin görece sakin kuzey bölgesi yeni normalde daha sık konuşulacak ve öne çıkacak. Nitekim İsveç ve Finlandiya ikilisinin NATO’ya üye olma kararı tüm gözlerin Nordik Bölgesi’ne odaklanmasına neden oldu. Bir parantez açalım. Danimarka, İsveç ve Norveç İskandinav ülkeleridir. Bu ülkeler ile birlikte Finlandiya, İzlanda, Faroe Adaları, Aland Adaları ve Grönland Nordik ülkeleri oluştururlar.

İsveç ve Finlandiya’nın olası üyelikleri sonrası NATO marjında ve bölge jeopolitiğinde nelerin yaşanabileceğine ilişkin değerli yazılar ve analizler okuyoruz. Kuzeyde askerileşme faaliyetlerinin ivmeleneceği ve Rusya’nın karşı önlemler alacağı yazılıp çiziliyor. Elbette tümü doğru… Ama unutulmaması gereken konu Nordik Bölgesi’nin sahip olduğu özgün dinamikler. Bölgeyi ve aktörlerin tutumlarını anlamak için bölgenin tarihi geçmişini ve ülkeler arası ilişkileri bilmek gerekiyor ki bu husus bir başka yazının konusu…

Buna karşın İsveç, Danimarka, Norveç ve İzlanda arasındaki ilişki sistematiği önemli. Her ne kadar Finlandiya birçok konuda bu ülkelerle eşgüdüm içinde hareket etse de daha özgün ve farklı bir duruma sahip olduğunu hatırlatalım.

Kuzey ve güney kanat ülkeleri: Norveç-Türkiye

Günümüzde savunma güvenlik boyutunda bölgenin başat aktörü şüphesiz Norveç’tir. Kadim bir NATO üyesi olan Norveç, Soğuk Savaş Dönemi’nde kuzeyin bekçiliğini üstlenmiştir. AB üyesi olmayan Norveç, NATO marjında izlediği statik dış politikası ile kuzey bölgesini gerilimlerden uzak tutabilmiştir, tıpkı Türkiye’nin Karadeniz’i gerilimlerden uzak tuttuğu gibi. Bu nedenle Soğuk Savaş Dönemi’nde İttifakın biri kuzey diğeri güney kanat ülkelerinin hasletleri birçok ortak nokta üzerinde kesişmiştir. Norveç’in kuzeyde izlediği stratejiyi anlamadan İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerinin arka planını idrak edemeyiz.

Danimarka

Diğer taraftan bölge ülkeleri üzerinde Danimarka’nın da yadsınamaz bir etkisi vardır. AB ve NATO üyesi olarak Danimarka tarihi perspektifte bölgenin önemli aktörüdür. Bu noktada İsveç’in üyelik başvurusu sonrası Norveç, Danimarka ve İzlanda’nın yaptıkları ortak açıklama önemlidir. Her üç ülke İsveç’in NATO’ya üyelik süreci esnasında herhangi bir saldırıya uğraması durumunda İsveç’in birlikte savunulacağını açıklamıştır.

Bu hamle İngiltere tarafında da desteklenmiş, mayıs ayı ortasında Norveç Başbakanı Store’un İngiltere ziyareti esnasında İngiltere Nordik ülkelerle ortak hareket etme kararı almıştır. Konuyla bağlantılı olarak İngiltere’nin mayıs ayında İsveç ve Finlandiya ile savunma güvenlik anlaşması imzaladığını ve her iki ülkeye NATO üyelik sürecinde güvenlik garantisi verildiğini vurgulayalım.

Jeopolitik hediye

Gelinen aşamada, Ukrayna savaşının yarattığı jeopolitik iklimden istifade ile ABD ve İngiltere ikilisinin kadim müttefikleri Norveç üzerinden bölge jeopolitiğine doğrudan etki edecek stratejik hamleleri yaptıklarını görüyoruz. Hatırlatalım, uzun süredir Arktik Bölgesi’ni kadrajımızda tutuyor, bölgesel gelişmeleri dikkatinize sunuyoruz. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvuruları bölgeye yönelik izlenen stratejinin son halkasını oluşturmuştur. Son kertede Rusya, Ukrayna savaşı vesilesiyle ABD ve İngiltere ikilisinin izledikleri kuzey stratejisine jeopolitik bir hediye sunmuştur.

Stratejik kırılma

Kuzey bölgesinde askeri faaliyetlerin İsveç ve Finlandiya’nın olası NATO üyeliği sonrası ivmeleneceğini söylemek doğru lâkin eksik bir tespittir. Bölgedeki askeri faaliyetler esasen 2019 yılından itibaren artmaya başlamış, özellikle Norveç üzerinden yapılan hamleler bölgede Rusya ile gerilimin artmasına neden olmuştur. Bu noktada Mayıs 2021 bölge jeopolitiği bağlamında nirengi noktasıdır. Stratejik kırılmanın yaşandığı Mayıs 2021’de esasen İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine giden süreç başlamıştır.

Açalım. Bölgenin kadim NATO üyesi Norveç iktidarlardan bağımsız izlediği dış politika ile Soğuk Savaş Dönemi’nde Rusya’yı provoke edecek hamleler yapmaktan kaçınmıştır. Norveç’in bu konuda 70’li yıllarda aldığı bir parlamento kararı dahi vardır. Konunun özü şudur, Norveç topraklarında nükleer silahların bulunmayacağını, nükleer silahlarla teçhiz edilmiş askeri unsurların limanlarını ve havaalanlarını ziyaret etmeyeceğini ve topraklarında NATO unsurlarının daimi olarak konuşlanmayacağını deklare etmiştir (İsveç Başbakanı Rusya’nın ve iç kamuoyundaki NATO karşıtlarının tepkisini azaltmak için benzer açıklamayı yapmış, İsveç’in NATO üyeliği sonrasında topraklarında nükleer silah bulundurmayacağını ve NATO unsurlarının ülkede daimi olarak konuşlanmayacağını açıklamıştır). Norveç bu geleneksel politikasını iktidara İşçi Partisi de Muhafazakâr Parti de gelse sürdürmüştür.

Norveç daimi konuşlanmanın önünü açıyor

Norveç’te Eylül 2021’de yapılan olağan seçimlerde Muhafazakâr Parti iktidarı İşçi Partisi’ne bırakmıştır. Koalisyon geleneği ile yönetilen ülkede çoğunluğu sağlamak için üç veya dört partinin bir araya gelmesi gerekmektedir. Mayıs 2021’de iktidardaki Muhafazakâr Parti ABD unsurlarının Norveç topraklarında daimi olarak konuşlanmasına imkân tanıyacak bir kararı parlamentoya getirmiştir. Parlamentoda kabul edilen karara istinaden ABD unsurlarına deniz ve hava üslerinde daimî konuşlanma izni verilmiştir.

Böylelikle ABD unsurlarının Bergen Deniz Üssü’nde ve kuzeydeki havaalanlarında bina yapımı dâhil daimî konuşlanmalarının önü açılmıştır. İktidar Partisi yeni bina yapım faaliyetlerinin Norveç Hükûmeti tarafından finanse edileceğini ve bu binaların Norveç mülkü olacağını açıklasa da inandırıcı olamamıştır. Bu karar sonrası Norveç’te askeri hareketlilik ivmelenmiştir.

Başta ABD olmak üzere İngiltere, Almanya, Fransa ve Hollanda unsurları sıklıkla askeri liman ve havaalanlarını ziyaret etmeye başlamıştır. ABD’nin nükleer kapasiteli B-52 uçakları ile nükleer saldırı denizaltıları Norveç’te sıklıkla görülmüştür. Norveç Hükûmeti artan iç kamuoyu tepkilerini ve Rusya’nın tehditlerini önlemek üzere nükleer silahların Norveç’e girişine izin verilmeyeceğini ilan etmek durumunda kalmış, Rusya’ya karşı geleneksel temkinli politikanın idame edildiğini açıklamıştır.

Norveç’in evrilen Rusya ve NATO politikası

Buna karşın Norveç ev sahipliğinde her geçen gün artan askeri faaliyetler hız kesmeden devam etmiştir. İsveç ve Finlandiya’nın da düzenlenen tatbikatlara fiilen katıldığını hatırlatalım. İktidarda olan İşçi Partisi’nin, Muhafazakâr Parti iktidarında Norveç’in evrilen Rusya ve NATO politikasını sürdürdüğünü belirtelim. yıkıcı yıkıcı yıkıcı

Nisan ayında temas etmiştik. Geçtiğimiz mart ayında Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana Norveç’in en büyük askeri tatbikatı olan Cold Response-2022 düzenlenmiş, tatbikata 27 NATO ve ortak ülkeden yaklaşık 30 bin asker katılmıştı. İki yılda bir rutin olarak yapılan tatbikata 220 uçak ve 50’den fazla savaş gemisinin katılması, Cold Response-2022’yi son otuz yılda Norveç ev sahipliğinde yapılan en büyük tatbikat hâline getirmişti. Tatbikata İsveç ve Finlandiya fiilen katılırken, NATO savaş gemileri her iki ülke limanlarını ziyaret etmişti. Bu tatbikatta İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerinin sinyallerinin verildiğini tarihe not düşmüştük. yıkıcı yıkıcı yıkıcı yıkıcı

Artan nükleer denizaltı trafiği

Bakınız 2021 yılında Norveç’e toplam 13 NATO denizaltısı liman ziyareti yaptı. Söz konusu denizaltıların yedisinin nükleer takatli olduğunun altını çizelim. Liman ziyareti yapan nükleer denizaltılar ağırlıklı olarak ABD unsurlarından oluştu. Norveç’in kuzeyinde Rusya’ya mücavir Trömse Limanı ile Norveç donanmasının merkezi olan Bergen Deniz Üssü ziyaret edildi. 2022 yılında ise şimdiye dek bir ABD ve bir Fransız nükleer denizaltılarının Norveç limanlarını ziyaret ettiklerini hatırlatalım.

2021’de dünya askeri harcamalarında rekor kırıldı

İsveç menşeli bir düşünce kuruluşu olan Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SİPRİ)’nün raporuna göre, dünya askeri harcamaları 2021’de büyümeye devam ederek tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 2,1 trilyon dolara ulaştı. 2020’de, dünyanın toplam askeri harcaması, 2019’a göre yüzde 2,6’lık artışla 1,981 trilyon dolar olmuştu. 2021’de ise reel olarak yüzde 0,7 artışla 2,113 trilyon dolara ulaşıldı.

2021’de en büyük beş harcama yapan ülkeler ABD, Çin, Hindistan, Birleşik Krallık ve Rusya oldu ve birlikte harcamaların yüzde 62’sini oluşturdu. Evrilen kuzey jeopolitiği nedeniyle zengin Nordik ülkelerinin savunma harcamalarına kesin gözüyle bakabiliriz. Finlandiya’nın F-35 tercihine de bu optikten bakmak uygun olacaktır. yıkıcı yıkıcı yıkıcı

Norveç, Finlandiya ve İsveç

Güçlü bir ABD etkisinin hâkim olduğu Norveç, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliklerini koşulsuz olarak desteklemektedir. Bakınız Norveç Başbakanı Store’un, İsveç’in NATO üyeliğine başvuracağını açıklaması sonrası yaptığı basın açıklamasında bu ülkeye güvenlik garantisi verileceğini duyurması, devamla “Bu garanti, bizim tarafımızdan açık bir sinyaldir. Norveç’in İsveç ve Finlandiya’yı çok hızlı bir şekilde NATO üyesi olarak onaylayabilmesi için elimizden geleni yapacağız. Savunma işbirliğimizi daha da güçlendireceğiz. Askeri güçlerimiz birlikte iyi çalışıyor ve uzun yıllar birlikte eğitim aldılar. Finlandiya ve İsveç’in hâlen NATO’da ortak ülkeler olarak yapmış oldukları önemli katkıları takdir ediyoruz,” açıklamasında bulunması önem arz etmektedir.

Diğer taraftan enerji zengini Norveç bu yönüyle de Avrupa’nın Rus enerjisine olan bağımlılığın azaltılmasında stratejik bir rol oynamaktadır. ABD ve İngiltere ile sıkı ve koşulsuz işbirliği içinde hareket eden Norveç’e, NATO üyelikleri sonrası İsveç ve Finlandiya’nın da ekleneceği aşikârdır. Bu durumda Rusya, kuzeyde ABD ve İngiltere desteğindeki Nordik ülkeler tarafından etraflıca çevrelenmiş olacaktır. Kuşkusuz bu durumun Arktik jeopolitiğine de kaçınılmaz yansımaları olacaktır.

Kıssadan hisse kuzey bölgesinde değişen ve Rusya’ya karşı evrilen stratejilerin temellerinin son üç yılda Norveç özelinde yapılan hamlelerle atıldığının altını çizelim. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri kurgulanan kuzey stratejisinde nihai hedef (end-state)’tir. Ukrayna savaşının yarattığı konjonktür ile belirlenen nihai hedefi oldurma süreci kısalmış, Rusya vahim bir hesap hatası yapmıştır.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın