“Yakıt düzenlemeleri denizciliğin seyrini değiştiriyor”

MDN İstanbul

İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Meclis Üyesi ve Gemi Yakıt İkmalcileri Derneği Başkanı Ali Deniz Eraydın’ın sunumuyla gerçekleşen ‘SECA Bölgelerinde Yakıt Kullanım Gereklilikleri ve Hazırlıkları’ seminerine; Deniz Ticaret Odası üyeleri ve sektör temsilcileri yoğun ilgi gösterdi. Deniz Eraydın seminerde yaptığı sunumda, Türk armatörlerin ve yakıt ikmalcilerinin yeni yapılan düzenlemelere ilişkin işbirliğine gitmesi gerektiğini vurguladığı  sözlerine “Türk armatörlerinin dünya denizlerinde yakıt ikmali konusunda son derece donanımlı olmaları gerektiği görüşündeyim” diyerek başladı.
“Geçtiğimiz on yılda İstanbul, ürün ve ikmal kalitesi bakımından sorunsuz en iyi ikmal limanı haline geldi. Amacımız; diğer limanlarımızı da benzer duruma getirmektir. Bunu yaparken eş zamanlı olarak Türk armatörlerinin de dünya denizlerinde yakıt ikmali konusunda son derece donanımlı olmaları gerektiği görüşündeyiz. Çünkü biliyoruz ki; Türk ikmalcileri olarak biz kendi limanlarımızda ne kadar başarılı olursak olalım, imajımız uluslararası limanlarda yakıt yüzünden sorun yaşayan herhangi bir Türk bayraklı gemimiz kadardır. Türk bayraklı gemilerimiz de, ne kadar başarılı olursa olsun, dışarda onların da imajı bizim burda yaşadığımız sorunlar kadardır. Bundan dolayı topyekün halletmemiz gereken bazı işlerimiz var. Bugün piyasa şartları moral bozuyor olabilir ancak, düşük navlun fiyatlarına rağmen kanun ve kuralları önceden doğru okuyanlar bu piyasada hâlâ para kazanmaya devam ediyorlar.”
Ticari yolları; ülke ekonomileri, dar boğazlar ve kanallar belirliyor. Dünyada 8 adet stratejik dar boğaz ve kanal bulunurken bunların ikisinin Türkiye’de olması oldukça önemli. Bugün dünyada deniz ticareti yollarını Amerika, Avrupa ve Çin belirlerken, son zamanlarda korsanların da ticaret yollarını belirlemeye başladığını görüyoruz. Bu sebeple kuzey geçiş yolları daha yoğun kullanılmaya başlandı.”

“Emisyonun sadece yüzde 2,4’ü gemilerden”
Dünyada uluslararası çalışan toplam 59 bin adet geminin yaklaşık olarak 10,5 milyar ton yük taşıdığını ifade eden Deniz Eraydın, son dönemde yakıt emisyonlarındaki düzenlemelerin denizcilikte önemli değişikliklere yol açacağının altını çizdi.
“Günümüzde ana denizcilik yakıtı olarak fuel oil ve gaz oil kullanıldığını görüyoruz. Dünya filosıunda bulunan 59 bin gemi, 280 milyon tonu fuel oil ve 70 milyon tonu da gaz yakıt olmak üzere her yıl toplam 350 milyon ton bunker ürünü harcıyor. Dünyada yapılan nakliyenin yüzde 90’ının gemilerle yapıldığını, emisyonun ise sadece  yüzde 2.4’ünün gemilere ait olduğunu düşünürsek, aslında gemi ile yapılan taşımacılığın son derece çevre dostu bir aktivite olarak gözüktüğünü söylemeliyiz.
Dünyada 4,15 milyar ton fosil yakıt denilen petrol ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Bunların sadece yüzde 8,4’ü olan 350 milyon tonu bunker yakıtı olarak kullanılıyor. Bu demektir ki; gemi yakıtı, petrol piyasalarını belirleyen değil, ama petrol piyasalarından etkilenen bir unsur olarak karşımıza çıkıyor.”

“Düzenlemelerin etkileri önümüzdeki 10 yıl sürecek”
Amerika, Avrupa ve Çin’in en fazla kirliliği sağlayan bölgeler olduğuna dikkat çeken Eraydın, bu ülkelerin kirliliği kontrol altına almak ve azaltmak amacıyla emisyon kontrol bölgeleri  oluşturduğunu dile getirdi.
“Geçtiğimiz on yılda yapılmaya başlanan düzenlemelerin önümüzdeki on yıl daha devam edeceğini görüyoruz.  Zaman ilerledikçe dünyanın daha çok kükürt içeren daha ağır yakıtlardan daha hafif daha az kükürt içeren, belki de LNG gibi içinde hiç kükürt bulunmayan, yakıtlara doğru bir geçiş yapacağı söylenebilir.
90’ların sonunda karar verilen Emisyon Kontrol Bölgeleri (ECA) 2005 yılından itibaren faal hale getirildi. 2007’de emisyon kontrol bölgelerinde kükürt limiti yüzde 1,5’e düşerken, 2015’te bütün emisyon kontrol bölgelerinde kükürt limiti yüzde 0.1’e düşürüldü. Şimdi 2020 veya 2025’te tüm dünya bir ECA bölgesi olarak farz edilecek ve kükürt miktarının yüzde 0.5’e düşürülmesine karar verildi ama bu düzenlemenin tam olarak ne zaman yürürlüğe gireceğine IMO 2018 yılında karar verecek ve duyuracak. Kısacası; kademeli olarak devreye giren kısıtlamalar ile ekonomik konjönktür değişim rüzgârları estiriyor. Geçmiş dönemde petrol bölgelerinde yaşanan savaşlar ve çatışmalarda petrol fiyatları tavan yaparken, bugün birçok savaş durumuna rağmen petrol fiyatları yerlerde sürünüyor.
Kontrollerin yoğunlaşması ve sıkılaşması neticesinde daha çevreci yakıtlara doğru bir yöneliş olduğunu söylemek gerekiyor. Ortaya çıkan yeni yakıtların verimlilik değerleri konusunda yapılan çalışmalar rekabeti artıracak. Daha düşük kâr marjıyla, ve ekonomik ve siyasi belirsizlik ortamında risk yönetimiyle güçlü altyapısı olan firmalar ayakta kalacak.”
Deniz Eraydın Baltık ve Amerika Bölgesi’ndeki yeni emisyon kontrol bölgelerinin yanında Çin’de oluşturulan yeni kontrol bölgelerinin sonucunda, armatörlerin yakıt konusunda daha bilgili ve dikkatli olmasının zorunlu hale geldiğinin altını çizdi.
Artık armatör hangi yakıtı almak istiyorsa baştan yazılı olarak detaylandırmanız gerekiyor. Gemiye  yapılan ikmalleri yazılı şeklide detaylandırıp fiziksel olarak kanıtlamanız gerekecek. Bu işlemleri ne kadar baştan savma yaparsanız herhangi bi yanlışlık durumunda o kadar çok bedel ödeyeceksiniz. Bu petrol şirketi için de, armatör için de geçerli.
Kaliteyle ilgili olarak yakıt kalemi yapılırken yakıtın teknik ismini kullanmanız gerekiyor. Örneğin 180 cst yakıt istediğiniz zaman bu ürünün değişik kalitede 5 çeşidi olduğunu bilmek önem kazandı. İstediğiniz ürünün teknik ismini kullanıp belirli bir standarda bağlamanız gerekiyor. Kendi gelirinize ve çalışacağınız bölgeye göre ilave taleplerinizi yazılı ve açık şekilde belirtmek kritik öneme sahip.”

“Scrubber’da 15 milyar dolarlık pazar”
Armatörler için her zaman önemli olan kalite, miktar ve ürün fiyatı idi ancak son iki yıldaki gelişmeler ödeme teyidini de önemli hale getirdi.
“Çeşitli kuruluşların yaptığı tahminlere göre; 2035 yılında gemilerin yüzde 70’i gaz yakıt, yüzde 20’si fuel oil ve yüzde 10’u da LNG yakıt kullanacak. Bu öngörüler gerçekleşirse LNG’nin tahmin edilen kadar çok kullanılmayacağını ortaya çıkıyor. Bence daha önemlisi; şu anki filonun yüzde 20’ye denk gelen 12 bin geminin 2035’te fuel oil kullanacak olması. Emisyon kuralları göz önüne alındığında bu 12 bin geminin seyire devam edebilmek için scrubber taktırması gerekiyor. 12 bin gemiye yapılacak scrubber yatırımı da armatörlerin önümüzdeki 15 yılda yaklaşık 15 milyar dolar yatırım yapacağı anlamına geliyor. Bu 15 milyar dolarlık pazarın, Türk tersaneleri için büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum.
Son olarak armatörlerimize 2015’ten itibaren yürürlüğe giren emisyon kısıtlamalarına dikkat etmelerini öneriyorum.  Ortaya çıkan yeni makina ve teknolojik ürünlerin verimlilikle ilgili çalışmalarının önemi artıyor. Petrol fiyatları şu anda düşük ama bu düşük petrol fiyatlarına göre lütfen hesabınızı yapmayınız, çok aldatıcı olur. Petrol fiyatları tekrar ilkbahardan itibaren yukarı çıkarak 45 ile 65 dolar seviyesinde olacak gibi gözüküyor. Standartlar ve kalitelerin detaylandırılarak daha teknik satın alma yapmak gerekiyor. Marpol Annex 6 prosedürlerini tam olarak uygulayarak ikmal öncesi ve sonrası kayıtlarının eksiksiz tutulmasının sürprizlerle karşılaşılmaması açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Bunu Paylaşın